M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Dışişleri Bakanlığına Çağrı

Dışişleri Bakanlığına Çağrı

Büyük devlet, vatandaşlarının haklarını dünyanın her yerinde koruyan devlettir.

Esasen, ülkesinin dışına çıkan her vatandaş, kendi devletinin koruması altında sayılır.

Velev ki o devlet, hacim ve nüfusça küçük, siyaseten güçsüz olsa bile!

Hele bir de, o kişi büyük bir devletin vatandaşı ise, akan sular durur!

Son dönemlerde, dışişlerimizin uyguladığı aktif dış politika, -beğensek de beğenmesek de- dünya kamuoyunda dikkat çeken bir iz bıraktı.

Medyaya yansıyanlar bir yana, zaman zaman yurtdışına çıkan biri olarak bunu ben de müşahede etmekteyim.

***

Kıtalara hâkim olan ve dünyaya nizâmât veren koca bir imparatorluğun devamı olduğumuz gerçeği, uzun yıllardan sonra resmi ağızlardan dile getirilmeye başlandı.

Bazen siyasi malzeme olarak kullanıyor olsa bile, bu anlayış ülkemizin dünyadaki imajına büyük katkı sağlıyor.

Bu noktada Süleyman Demirel’i hatırladım.

ABD’de Osmanlı Hazineleri Sergisi’nde iken bir yabancı:

“Siz, hem Osmanlının muhteşem mirasını överek sergiliyorsunuz, hem de Osmanlıyı inkar edip resmi ideolojide kötülüyorsunuz? Bu tezat değil mi?” mealinde soru sormuş, Demirel de şu mealde cevap vermişti:

“Biz, Cumhuriyet rejimini ve ilkelerini güzel göstermek için Osmanlı’yı kötülemek zorundaydık!”

Nasıl cevap ama!

Keşke, zengin, muhteşem ve şanlı tarihimize baştan beri sahip çıkabilseydik!

Eminim, bugün dünyadaki ağırlığımız çok daha farklı olurdu.

***

Büyük devlet olma yolundaki Türkiye’miz, bugüne kadar pek çok sınavla karşı karşıya kaldı.

Aşağıda anlatacağım olayla şimdi bir sınavdan daha geçecek.

Pakistan hapishanelerinde tutuklu ve hükümlü pek çok Türk vatandaşı var.

Bunlardan biri de Fatih Dedemoğlu.

Kardeşi Selman’dan aldığımız bilgiye göre, Fatih, eşi ve 3 çocuğu Pakistan’da aylardır tutuklu bulunuyorlar.

Suçları, sadece bu ülkeye ticaret için gitmiş olmaları.

Fatih Dedemoğlu ailesi gibi, hapishanede bulunan diğer vatandaşlarımızın çok kötü şartlar altında tutuldukları anlatılıyor.

Pakistan hapishanelerinde işkence ve kötü muamelenin oldukça yaygın olduğu da söyleniyor.

Bunların doğruluğunu araştırmak, elbette devletimizin yetkililerine düşüyor.

***

Bizim Dışişlerimiz ve Pakistan’daki büyükelçiliğimiz, acaba bu konuyla ilgilenmemiş olabilirler mi?

Büyük devlet olma iddiasında isek mutlaka ilgileniyorlardır, diye düşünüyoruz.

Ama, tutuklu ve mahkum yakınları böyle düşünmüyor:

“Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri yetkilileri ve büyükelçilik, ailelere mahkûmlar hakkında yeterli ve doyurucu bilgiler vermiyor” diyorlar.

Türkiye makamlarının bu konuda ciddi bir adım atmadığı ve kendi vatandaşlarını sahipsiz bıraktığı kanaatindeler.

Eğer durum böyleyse, biri 2, diğeri 6 yaşında olan iki sabi çocukla anne ve babalarının feryadına sessiz kalmak, bizim övündüğümüz şanlı tarihimize de, inandığımız dini ve milli değerlere de uygun düşmez!

***

Konu belki büyükelçiliğimizi, hatta dışişlerimizi aşıyor olabilir.

Ama, bilgi de mi verilemez!

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, vatandaşlarına sahip çıkmaya ve hukuki durumlarıyla alakalı olarak ailelerini bilgilendirilmeye çağırıyoruz.

Büyük devlet olmak bunu gerektirir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi