Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Diziler neler alıp götürdü?

Diziler neler alıp götürdü?

Çağımızın silahları doğrudan ruh ve duygu dünyamıza tesir ediyor. Artık, bizi öldürmüyorlar, değerlerimizi zayıflatarak yoksullaştırıyorlar. Bizi vuran o kavramların taşıyıcılığını ise diziler yapıyor... Ekranlarda izlediğimiz dizilerle değişiyor, dönüşüyor ve bize ait olanı yavaş yavaş hayatımızdan uzaklaştırıyoruz. Sorgusuz sualsiz izlediğimiz diziler bizden çok şeyler alıp götürüyor.

Akşama kadar televizyonun başından ayrılmayan insanımızın, hayat algıları, yaşam tarzları, bakış açıları değişiyor. İşin en tehlikeli tarafı da buradaki dönüşümün yavaş yavaş gelişmesi ve kişinin farkındalık duygusunu pasifize etmesidir. Farkında değiliz ama sürekli eşik altımıza şemalar iletiliyor ve bu şemalar yaşam tarzımızı düşüncelerimizi etki altına alıyor. Amerika'da, bir sinema gösterisinde, ekranın alt kısmına hızlı bir şekilde patlamış mısır reklamı koymuşlar. Sinemaya ara verildiğinde buradaki insanların büyük bir çoğunluğu patlamış mısır almış. Farkında olmadan eşik altına işleyen bilgiler kişinin düşüncelerini etkileyebiliyor... Bu konuda yapılan araştırmalar, ekranlarda izlediklerimizin bilinç altımıza işlediğini ve hayatımızı etkilediğini gösteriyor. Çocuklar ise bilinçsizce izledikleri programlardan büyük zarar görebiliyorlar. Uzmanlar, televizyonda kontrolsüzce izlenen programların çocuklar üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili açıklamalar yapıyorlar. Ama kimsenin bunu dikkate aldığı yok.

Diziler insanların zihninde bir tür çelişki de doğuruyor. Akşama kadar dizilerin başından ayrılmayan bir bayan buradaki hayatla gerçek hayat arasında bir uzlaşma göremiyor. Çünkü dizilerde her şey mükemmel... Lüks evlerde yaşayan hanımlar var. Bunların hayatında gündelik yaşamı gerçekçi bir şekilde yansıtacak bir kare dahi bulmak zor. Evler lüks, para çok, her şey istediğiniz gibi, kadının evin sorumluluğu, çocukların bakımı gibi temel sorumlulukları yok, hayat sadece birkaç entrikadan ibaret. Oysa gerçek hayatta böyle bir şey yok. Bu da kişinin hayal ettiğiyle gerçek hayat arasındaki bağı koparıyor.

Televizyon programlarının, toplumun genel karakterini, kültürel dokusunu yansıtması beklenir. Oysa bizim dizilerimiz bir başka toplumun kültürünü yansıtıyor ve bizi başkalaşmaya zorluyor. Dolayısıyla bizim insanlarımız da kendilerine ait olanı dışlayarak bir başka topluma benzemeye çalışıyorlar.

Bizler ekran başında geçirdiğimiz vaktin büyük bir kayıp olduğunu biliyoruz. Peki bundan neden vazgeçemiyoruz? Çünkü tasvip etmediğimiz şeyi ortadan kaldırmaya çalışırken yerini faydalı şeylerle dolduramıyoruz. Oysa sadece sorunu tespit etmek, kalıcı bir çözüm getiremez. Bu nedenle, kültürel ve geleneksel dokumuzu yansıtan programlara yer vermeli ve çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi