Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Tren kazası ve zaman aşımı

Tren kazası ve zaman aşımı

Bundan 7.5 yıl önce Sakarya'da meydana gelen tren kazası ile ilgili dava zaman aşımından düşmüş.Yani suçlular bulunamadan dava rafa kalkmış bulunuyor. Olayın mağdurları sonuca öfkeli. Nasıl olmasınlar ki, yakınlarını kaybetmişler ve bu işin sorumluları net bir şekilde tespit edilerek ortaya çıkartılamamış.

Kazanın arkasından gazetelerde çıkan haber ve yorumlarda genellikle Demiryolları suçlanmıştı. Raylarda hızlı tren seferlerinin gerektirdiği yenileme yapılmadan hızlandırılmış tren seferlerinin başlatıldığı belirtiliyordu. O günler demiryolları da bir takım açıklamalar yaptı. Kısacası işletme olarak bir kusurlarının olmadığı anlamına gelen açıklamalardı bunlar. Elbette ortada bir suçlu varsa bunu bulup çıkarma görevi ilgili makamlara aittir. Bunun dışında medya mensupları olarak bizlerin suçlu bulma ve ilan etme yetkimiz yoktur. O günlerde bazı yazılarımda kendime göre bir hatırlatmada bulunmuştum.

Geçmiş yıllarda da ne zaman demiryollarının yenilenmesi ve geliştirilmesi gündeme gelse tren kazalarının yaşandığına dikkat çekmiş, bunun bir tesadüf olup olmadığının araştırılması gerektiğine vurgu yapmıştım. Aradan geçen 7.5 yıl içinde bu yönde bir açıklama gelmedi. Ya da ben hatırlamıyorum. Yük ve yolcu taşımacılığının demiryollarına kayma ihtimalini kendi çıkarlarına aykırı bulan, bir diğer ifade ile pazardaki paylarının azalacağını düşünenlerin bu işte bir parmağı olup olmadığı üzerinde düşünülmesini istemiştim. Bunu söylerken elbette olayın mağdurlarının durumunu görmezden gelmek gibi bir düşüncem yoktu. Sorumlusu kim yada kimler olursa olsun o kazada 41 kişi hayatını kaybetmiş, ocaklara ateş düşmüştü.

Bu bakımdan davanın zaman aşımından düşmesi olayın mağdurlarını öfkelendirmiştir. Buna karşılık demiryollarının suçlu olup olmadığı da ortaya çıkmamıştır. Yani 41 kişi hayatını kaybetmiştir ama ortada sorumlu yoktur. Eğer demiryollarının suçu yoktuysa bununda tespiti gerekirdi. Halbuki zaman aşımı olayı gerek mağdurlar gerek olayın diğer tarafında bulunlar, yani zanlılar açısından neticelenmemiştir. Böyle bir sonuçtan memnun olunabilir mi? Çünkü, bir davanın zaman aşımından düşmesi demek olayın ortada kalması anlamına geliyor. Ne suçsuz suçluğunu biliyor ne de mağdurların hakkı korunmuş oluyor. Bu bakımdan bu zaman aşımı olayına en kısa zamanda bir çözüm bulanması gerekiyor. Herne kadar davaların hızlandırılması için bir takım düzenlemeler yapılıyorsa da istenen sonuca ulaşılabilmiş değil. Bu arada zaman aşımını engellemek için davaların hızlandırılması istenirken bir başka tehlikede söz konudur. Çünkü, davaların hızlandırılması ister istemez yeterli araştırmanın yapılmasını engelleyebilir. O zaman da davaların zaman aşımından düşmesini engelleyelim derken yeterli araştırma yapılamadığı için yanlış kararlar gündeme gelebilecektir. Buna rağmen mahkemelerin hızlandırılması ve şu zaman aşımından davaların düşmesini engelleyecek düzenlemenin biran evvel hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü, zaman aşımından düşen her dava kamuoyunda ciddi rahatsızlığa sebep oluyor. Bir bakıma yargıya güven azalıyor.

Halbuki çoğu zaman yargının zaman aşımında bir ihmali söz konusu olmadığı halde böyle bir durum ortaya çıkıyor. Mahkemelerin iş yoğunluğu yargıç sayısının artırılması ve mekanların yeterli hale getirilmesi ile bir ölçüde azaltılabilir. Ancak bu da yeterli değildir. Delillerin toplanması ve bu delillerle ilgi gerekli incelemelerin yapılmasında zamanın kısaltılması gerekiyor. Bu defada delillerin toplanması ve delillerle ilgili gerekli incelemeleri yapacak kurumlarda yetersizlik ortaya çıkmaktadır. Neticede hakimler belli kanunlara göre hareket etmektedirler. Kanunlar davaların cinsine göre belli zaman aşımı müddetleri belirlemişse hakimlerin bunlara uymamasını istemek mlmkün olabilir mi? Ancak, zaman aşımından davaların düşmesini engelleyecek adımların biran evvel atılması da gerekiyor. Çünkü zaman aşımı mağduru da zanlıyı da tatmin etmiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi