Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Tenkit, iftira ve gıybet -1

Tenkit, iftira ve gıybet -1

Dikkat etmediğimiz, ancak bizi zehirleyen, aşk ve şevklerimizi kıran bir hastalıktır tenkit. Yıkıcı tenkit, “Yapamıyorsun, bilmiyorsun, anlamıyorsun, beceriksizsin, yanlışsın, işleri yüzüne-gözüne bulaştırdın!” şeklindeki yaklaşımlardır.

Bediüzzaman bu tür tenkidi, “nefretin teşeffîsi (rahatlaması)” olarak niteler.
Gıybet ise; kişi veya kişilerin arkasından, hoşlanmayacakları şeyleri konuşmaktır. Zaaf, kusur ve yanlışlarını anlatmak, yaymaktır. Yâni gıybet edilenin darılacağı herşey gıybettir. Doğru bile olsa!
Şayet, anlatılanlar doğru ise, zaten onun adı gıybettir. Hele bir de yalan ise, iki katlı bir zulüm olur: İftira ve gıybet!
Gıybet, yani dedikodu, zâlimâne bir cinâyet, büyük bir günah, fert, âile ve toplum hayatını zehirleyen kötü bir huydur. Bundan dolayıdır ki gıybet, İslâm âlimlerince, “âciz, korkak insanların, başkalarına karşı kullandıkları alçak bir silâh” olarak gösterilmiştir.
Bundan dolayıdır ki, bir Müslüman, akıl, kalb, vicdan, insanlık, fıtrat, yâni yaradılışın kabul etmediği, reddettiği bu kötü haslete düşmez, düşmüşse kurtulmaya çalışır. Gıybetin, bu kötü ve çirkin yönlerinden dolayı Kur’ân onu şiddetle men eder:
“Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” (Hucurât, 12.)
Kur’ân’ın kullandığı “ölü kardeşinin eti” tâbiri gerçekten düşündürücüdür. Evet, gıybet edilen eden adam, âdeta, gıybet edilenin nazarında öldürülmüş, parçalanmıştır. Uzun bir hayat kesiti içinde, kendisinden çıkan eksiklikler, kusurlar, hatalar, zaaflar; sanki her zaman işleniyor gibi gösterilmiştir gıybet ile. Dinleyenler, o insanın aleyhine şartlanmış; yâni, gıybet edilene, gıybetçinin sıraladığı kötü sıfatlar penceresinden bakılmaktadır.
Gıybet edilen kişinin başına herhangi bir hastalık, musîbet, felâket geldiği zaman, gıybetini dinleyenlere müracaat ettiğini ve yardım istediğini düşününüz. Kafalarda çizilen o kötü imaj, onu derhal reddettirir. Çünkü, daha önce gıybetçinin sıraladığı hatâ, kusur ve zaaflarla şartlanmışlardır.
O insan, artık toplum hayatında ölüdür. Böylece gıybet, dayanışma, yardımlaşma, kaynaşma gibi sosyal güvenceleri sağlayan unsurları bir bir yok eder.
Konuya yarın devam edelim inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi