Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Tahrik etmeyin, mahcup oluyorsunuz

Tahrik etmeyin, mahcup oluyorsunuz

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, her bakımdan ilginç bir kişilik...

Konuşmalarında ve “karşı çıkışlarında” partisinin görüşlerini yansıtıyor mu? Ya da söylediği şeyler gerçekten de partisinin öz görüşleri mi?

Bilmiyorum...

Partisinin herhangi bir konuda, herhangi bir görüşü var mı?

Onu da bilmiyorum...

MHP’nin “Kürt meselesi” konusunda nicedir “şahin” bir tutum izlediğini biliyor ve gözlemliyorum ama...

Bu alanda yapılan her şeye karşı çıktılar...

Olağanüstü Hal’in kaldırılması ve “Kürtçe neşriyat” dahil, “açılım” çerçevesinde gerçekleştirilen bütün işleri “ihanet” terimleriyle yargıladılar ve bunu oya tahvil etmeye çalıştılar.

Seçim meydanlarında “yağlı urgan” bile attılar...
Hükümetin, sırf Öcalan’ı ölümden kurtarmak için idam cezasının kaldırdığını öne sürdüler.

Öcalan oysa, MHP’nin de ortakları arasında bulunduğu “koalisyon hükümeti” döneminde yargılanıp idam cezasına çarptırılmıştı.

İdam cezası yürürlükteydi.

İsteselerdi asarlardı.

İstemediler.

Daha doğrusu, “üçlü protokole” imza atarak, Öcalan’ın infazını ertelediler.

Hem elde imkân varken asmayacaksın ve cezayı erteleyeceksin, hem de idam cezası yürürlükte olmadığı halde ertelenmiş cezayı infaz etmeyenleri pataklayacaksın...

Bu nasıl bir siyaset yordamıdır?

Daha doğrusu, bu bir siyaset yordamı mıdır?

Her bakımdan ilginç bir kişilik olan Oktay Vural’ın bu soruya açık bir cevap vermesi gerekiyor.

Neden “her bakımdan ilginç bir kişilik” dedim?

Şundan:

Oktay Vural Tillolu’dur... Yeni ismiyle, Aydınlar’lı...

Bundan 12 yıl kadar önce, “Tillo” isminin iadesi için açılan kampanyaya katılmış, canhıraş bir destek vermişti.

Bu tutumunu, örnek olaylarda da sürdürmesi gerekiyordu. Öyle değil mi? En azından “tutarlılık” açısından.
Hayır, Oktay Vural Öyle yapmadı.

Tuttu, Bitlis’in “Güroymak” ilçesine, asli adıyla “Norşin” diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü “Bizans Tekfuru”na benzetti.

Hem Norşin’e kızacaksın, hem göğsünü gere gere “Tilloluyum” diyeceksin...

Hakikaten de ilginç bir kişilik, değil mi?
Bir ilginç olayını daha anlatayım:

MİT Yasası Genel Kurul’da görüşülürken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, “Devletin
1999’dan beri Öcalan’la görüştüğü ve ihtiyaç olursa görüşmelerin süreceği” yönündeki sözlerine karşı çıktı.

İşin ucu partisine dokunduğu için de, “Koalisyon hükümeti döneminde İmralı ile müzakere, diyalog ile ilgili siyasi anlamda görevlendirme olduğunu iddia eden varsa, burada açıklamak şeref ve haysiyet sorunudur” diyerek üste çıkmaya çalıştı.

Oktay Vural’ı mahcup etme görevi bu defa BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan’a düştü.

MHP’nin koalisyon ortağı olduğu ANASOL-M hükümeti döneminde de Öcalan’la görüşülmüş.

Hem de ne görüşme...

Fevç fevç istihbarat elemanları akmış İmralı’ya.

Hasip Kaplan, “Ben o dönemde avukattım, gözlerimle gördüm... Oralara giden, görüşen memurlar, istihbarat elemanları, hepsi hükümete bağlı değil miydi?” diyor ama Kaplan’ın tanıklığına da lüzum yok...

Bu konuda bilgi ve evrak devletin arşivinde kayıtlıdır.

Hem yoğun istihbarat elemanı akını olmuş İmralı’ya, hem de Öcalan’dan gelen mesajlar (el yazısı notlar) MHP’li bakanlarla paylaşılmış.
Bilmem ki, bu konuya nasıl bir açıklama getirecek Oktay Vural?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi