Faruk Çakır

Faruk Çakır

Mescidi olan askerî okul var mı?

Mescidi olan askerî okul var mı?

Ekseriyetle ‘büyük iş/büyük hedef’lerle meşgul olduğumuzdan, ‘dar daire/küçük iş’lerimizi ihmal edebiliyoruz. Dünyayı fethe çıkarken, bazen kendimizi, hanemizi, köyümüzü ya da şehrimizi kaybedebiliyoruz...

Meselâ, ‘basit’ görülen işlerden biri ‘kötü alışkanlıklar’ın hızlı bir şekilde yayılma istidadı göstermesidir. Sigara ile başlayan bu alışkanlıklar, tedbir alınmadığı sürece maalesef alkollü içki, kumar ve ‘öldürücü madde’ kullanımına kadar gidebiliyor. Dünyaya nizam vermek için her türlü gayreti gösteriyoruz, ama gazetelerde devam eden ‘alkollü içki reklâmları’nı engellemek için gayret sarfetmiyoruz. Niçin? Her halde bu reklâmların devam etmesini, gençlerin alkollü içki içmeye teşvik edilmesini, kötülüğün yayılması ihtimalini ‘küçük işler’den kabul ediyoruz!
Peki, bu işler, bu tehlikeler küçük müdür? Herkes bilir ki ‘büyük hedef’lere ancak ‘küçük adım’lar atılarak ulaşılabilir. Kötülüğü yaymayı kendilerine iş edinen çevreler de böyle ‘küçük iş’ler yaparak hem gençlerimizi hem de yaşlılarımızı zehirlemeye devam ediyor. Elinde imkânı olduğu halde ‘küçük adım’lar atmayan herkes, hepimiz ise bu yanlışı izlemiş oluyoruz...
Bir başka ‘küçük iş’ de okullarda mescitlerin olmayışı. Bazı okullarda var, ama umumî anlamda bakıldığında çoğu okulda mescit yok. Peki, okullarda niçin mescid açılmaz? Gerek Türkiye’yi idare edenler ve gerekse okulları idare edenler bu ihtiyacı ‘küçük iş’ olarak gördükleri için! Tabiî veliler olarak bizim de kabahatimiz var. Okul idarecilerine ve öğretmenlere “Çocuğumun dersleri nasıl?” diye sorduğumuzdan daha fazla, “Okulda niçin mescid yok?” diye de sormalıyız. Sormalıyız ki, “Bu iş benim işim değil” diyenler üstlerine bu talebi ulaştırsın ve “Böyle bir talep yok ki!” diye bahane üretenler bahanesiz kalsın.
Hiç gündeme gelmeyen ve getirilmeyen ‘küçük iş’lerden birisi de şu: Her kademedeki askerî okullardaki eğitim... Oradaki eğitimin muhtevasından ne kadar haberdarız? Okullarda okutulan ve inşallah önümüzdeki yıldan itibaren okutulmayacağı ifade edilen Millî Güvenlik derslerinden haklı olarak şikâyet ediyoruz. Peki, hemen her dersin ‘millî güvenlik’ anlayışıyla okutulduğu ifade edilen askerî okullarda durum nedir? Oradaki öğrencilerin sıkıntılarını, dertlerini ve problemlerini kim gündeme taşıyacak?
Geçen yıllarda binlerce öğrencinin (itiraz eden varsa, yüzlerce diyelim) sırf namaz kıldığı için, ya da annesinin başı örtülü olduğu için bu okullardan atıldığını bilmiyor muyuz? Yıllarca bu okullara kayıt için ‘annelerin başları açık olacak’ şartı uygulanmadı mı? Böyle yanlışların yapıldığı bir sistemde, bugünkü durum nedir? Her şey düzeldi mi, yoksa ekseriyet bu uygulamalardan dolayı küsüp, o yöne bakmayı terk mi etti? Bugün itibarıyla mescid olan askerî okul var mı? Varsa tebrik, yoksa sebebini öğrenebilir miyiz?
Meselâ, Rize Lisesi’nde duyulan mescid ihtiyacı herhangi bir askerî lisede duyulmaz mı? Milletimizin ekseriyeti hiç değilse Cuma namazı kıldığına göre, onların çocukları askerî okullarda namaz kılmak isteyince ne cevap alıyor?
“Biz dünyanın fethi ile meşgulüz, bunlar küçük işler” diyorsanız size katılmamız mümkün değil. ‘Sivil’de namaz kıldığı halde, okuduğu askerî okulda mescid olmadığı ya da ‘yasak’ olduğu için namaz kılamayan tek bir öğrenci bile varsa, siz “dünyayı fethetseniz” neye yarar?
Askerî eğitim kurumları da dahil ve başta olmak üzere ihtiyaç duyulan her yere iki mescit açılmalı, vesselâm...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi