LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Ekmek kapılarının kapanma davasına da bakın!

Ekmek kapılarının kapanma davasına da bakın!

- Lütfü Bey; bir süredir Türkiye gergin bir vaziyette AK Parti hakkında açılan kapatma davasının sonucunu bekliyor. Sizce ne olacak bu işin sonu?
- Türkiye’de AK Parti gibi Demokratik Toplum Partisi’nin de kapatılması söz konusu. Anayasa Mahkemesi’nin yapısı dikkate alındığında her iki partinin kapatılmaması sürpriz olur doğrusu. Aslında ülkemizde artık parti kapatma devri kapanmalı! Partileri halk açıp kapatmalı! Halkın var ettiği partileri yine halk yok etmeli! Demokrasilerde işin doğrusu bu değil mi? Bakın aylardır bu ülkede parti kapatma davası ile yatılıp kalkılıyor. İktidar partisi olduğu için AK Parti’nin kapatılması ne gibi sonuçlar doğurur diye yorumlar yapılıyor. Ama bu arada diğer kapatma davaları gözden kaçırılıyor. Oysa ülkemizde parti kapatma davasının dışında başka kapatma davası da var. İnsanların ekmek kapılarının kapanması davası, yani ekmek davası da var! Mesela işsizlikten esnaflar kepenk kapatıyorlar. Başta kamyoncular olmak üzere şoförler kontak kapatıyorlar. Orta çaplı birçok fabrika kapılarına kilidi ha vurdu ha vuracak. Nitekim resmi rakamlar bu yılın ilk dört ayında 22 bin işletmenin kapandığını gösteriyor. Yine resmi rakamlar işsizliğin her geçen ay daha da arttığını, başta üniversite mezunları olmak üzere iş arayanlara kapıların kapandığını işaret ediyor. öte yandan mazotun, gübrenin, zirai ilaçların aşırı pahalılanması ve ürünlerin satış fiyatının maliyet fiyatının altında kalması nedeniyle ekilmiyor tarlalar. Dükkanlardan, fabrikalardan sonra tarlalar da giderek üretime kapanıyorlar. Ancak özellikle AK Parti’nin kapatılması davası gündemi öylesine kaplamış ki, bu tür kapatmalar gölgede kalıyor. Kapatma deyince AK Parti konuşuluyor, ama dükkanların, fabrikaların peş peşe kapanması, tarlaların üretime kapanması pek konuşulmuyor. Oysa Türkiye’nin enerjisini partileri kapatmak için değil, dükkanları, fabrikaları, tarlaları kapatmamak için kullanması gerekiyor. Türkiyeseverseniz, vatanseverseniz eğer, böyle davranmanız gerekiyor.
YüKSELMEYE KöSTEK OLMAZ, DESTEK OLUR!
- Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un Yahudilerle birlikte Ağlama Duvarı’nda dua eden görüntülerinin ortaya çıkması bazı çevreler tarafından, “İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı olması bu tip faaliyetlerle engellenmek isteniyor” şeklinde yorumlandı. Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?
- En güçlü Yahudi kuruluşu olan Amerikan Musevi Komitesi’nden Cesaret ve üstün Hizmet ödülü alması Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığına engel olmuyor da, Yahudilerle birlikte Ağlama Duvarı’nda dua etmesi niye Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı olmasına engel olsun ki? üstelik Yahudiler Tayyip Erdoğan’dan başka hiçbir Müslüman ülke yöneticisine bu ödülü vermedi. Nitekim Tayyip Erdoğan Yahudiler’den o Cesaret ve üstün Hizmet ödülü’nü aldığı zaman bu konu benim tarafımdan da dile getirilmiş ve Vakit okurları bu durumdan haberdar edilmişti. Biraz önce de dediğim gibi Yahudiler’den Cesaret ve üstün Hizmet ödülü almak Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığına engel olmuyorsa, İlker Başbuğ’un Ağlama Duvarı’nda dua etmesi onun Genelkurmay Başkanı olmasına hiç engel olmaz. Hatta bu durum İlker Başbuğ’un aleyhine değil lehine olur! çünkü bu ülkede ABD ve onun ikiz kardeşi İsrail ile iyi ilişkide olanlar baştacı olur! ABD ve İsrail ile iyi ilişkide olmayanlar ise safdışı olur! Düşünün bizim ülkemizde Ahmedinejad, Chavez, Castro, Morales gibi ABD’nin, İsrail’in kara listesinde bulunan birinin cumhurbaşkanı, başbakan, genelkurmay başkanı olması engellenmez mi? Bu ülkede başbakan olmak isteyenlerin önce ABD’ye gittikleri ve de oradaki Yahudi lobisiyle ilişkiye girdikleri bir gerçek değil mi? Bu ülkenin yönetiminde en ağırlıklı güç ABD ile onun ikiz kardeşi İsrail değil mi? Nitekim Irak’taki Müslümanları vuran ABD savaş uçakları Türkiye’deki İncirlik üssü’nden kalkıyor. Filistin’deki Müslümanları vuran İsrail pilotları da eğitim uçuşlarını Konya’da yapıyor. ABD ile İsrail ülkemizin yönetiminde en etkili güç olmasa hiç bunlar olabilir mi?
KARA SERMAYECİ YEŞİL SERMAYECİ OLDU!
- Necmettin Erbakan Hükümeti'ni deviren 28 Şubat Darbesi'nin önde gelen generali çevik Bir, haremlik-selamlık usulüne göre hizmet verecek Astyra Termal Resort adlı otelin yönetiminde görev almış. Ne diyorsunuz buna?
- Orgeneral çevik Bir sadece Necmettin Erbakan Hükümeti'nin işini bitirmemişti, "yeşil sermaye" diyerek birçok şirketi de fişletmişti. Mütedeyyin insanların sahibi olduğu şirketleri devletin kara listesinin en tepesine işletmişti. Adeta "Tak fişi, bitir işi" diyerek bu tip birçok şirketin işini bitirmişti. Peki şimdi çevik Bir'in, "yeşil sermaye" dediği sermayedarlarca kurulan ve üstelik haremlik-selamlık usulüne göre hizmet veren bir otelin yönetiminde görev alması neyin göstergesi? çevik Bir'in hayatına yön veren şeyin vatan sevgisi değil, para sevgisi olduğunun göstergesi! 28 Şubat döneminde nasıl da kendisini sadece vatan sevgisiyle, Cumhuriyet sevgisiyle hareket eden biri olarak göstermişti. Ona ve onunla birlikte hareket eden 28 Şubat generallerine göre, "Vatan elden gitmekteydi, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet elden gitmekteydi, başta laiklik olmak üzere Atatürk'ün ilkeleri elden gitmekteydi." Yine onlara göre bunu önlemenin tek yolu da İslâmcı Necmettin Erbakan'ın başında bulunduğu hükümetin işbaşından gitmesiydi. özellikle ülkenin onlarca milyar dolarını hortumlayan batık bankaların yönetim kurullarında 28 Şubatçı generallerin bulunduğunun ortaya çıkması da gösterdi ki bunların derdi vatanı korumak değil, kendi çıkarlarını, imtiyazlarını korumak. Ve de anlaşıldı ki bunların derdi Anadolu'da boy veren milli sermayeye karşı düğmesi yabancıların elinde olan zilli sermayeyi korumak! Zilli ve de kirli sermayeyi korumak! İşte dün zilli ve de kirli sermayenin koruyucularından biri de bu çevik Bir! Dün "yeşil sermaye"ye karşı kara sermayenin koruyup kollayıcılarından biri de bu çevik Bir! Dün kara sermaye dostu olan çevik Bir, bugün oldu "yeşil sermaye" dostu! Aslında onun gibiler karasına, yeşiline, rengine bakmaksızın sadece sermayenin dostu; sadece paranın dostu. Nitekim şimdi çevik Bir, para uğruna haremlik-selamlık bir otelin yönetimine serdi postu!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi