M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

İbadetlerde İhlas ve İhsan

İbadetlerde İhlas ve İhsan

“Allah, insanı niçin yarattı?” sorusu, insanlığı hep meşgul etmiştir.

Bugün de, aynı sorular yer yer soruluyor.

Buna verilecek en kestirme cevap, Kur’an ve Hadis’lerde mevcut:

“Kendisine kulluk etmek ve hiçbir şeyi ona eş tutmamak için.”

Peki, bu nasıl olacak?

Şüphesiz, Allah ve Elçisinin emrettiği şekilde, ihlas ile.

Yani, ibadeti veya kulluğu yalnız Allah’a has kılarak, samimiyetle yaparak!

Zaten, Peygamber diliyle: “Kim, Allah ve Rasûlü hilafına bir iş yaparsa, o merduttur!”

İbadetlerden maksat, sadece namaz, oruç, hac, zekat değil elbet.

İbadet dediğimiz şey; hayatın tümünü ilgilendiren düşünce, söz ve eylemler bütünüdür.

Kulluk budur.

Bu kulluğun her anı, her aşaması; Allah’ın gözetiminde, murakabesinde ve bilgisi dahilinde gerçekleşmektedir.

Kul, bunu bilerek kulluğunu yapmalıdır.

Çünkü Allah, kulları üzerinde gözetleyicidir.

İhsan, işte böyle bir kulluğun adıdır.

Cebrail, sahabeye öğretmek için sormuştu ya!

“İhsan nedir ya Rasûlallah?”

İnsanlığın Muallimi de cevap vermişti:

“İhsan; Sanki sen Allah’ı görüyormuş gibi O’na ibadet etmendir. Neticede, sen O’nu görmüyorsan da, O seni görüyor!”

Allah’ın murakabesini, bilip görmesini, gözetip kontrol etmesini yeterli görmemek, ne büyük gaflet!

Sadece Allah’a ait olan bu özellikleri, Allah’tan başkalarında aramak ne büyük dalalet!

Kulluk serüvenimizde ihlas ve ihsan, bunun için gerçekten çok çok önemlidir.

Kulluğumuzu Allah’a has kılmak, yani sadece O’nun için yapmak ve O’nun rızasını kazanmak.

Bir de, düşünce, söz ve amellerimizden O’nun haberdar olduğunu bilmek.

Kulluğa talip insandan istenen budur.

Bunlar, başkaları için yapılırsa eğer, ortada ne ihlas kalır, ne ihsan!

Bu takdirde, düşünce, söz ve ameller; riya’dan başlar, şirk’e kadar uzanır maazallah.

Allah’ı değil de, mesela birilerini memnun etmek için yapılan ibadetler, zikirler ve salavatlar; hebâen mensurâ’dır, boşa gider, muahezesi de ağır olur Allah korusun!

Hele, “Üstadım benim kalbimi okur, gıyabımda ne yaptığımı bilir, gece yatağımda bile beni gözetler, her şeyimden haberdardır…” gibi saçmalıklar, “ihsan”ın belini kırar.

Kimsenin, Allah Teâla’dan rol çalıp başkalarına vermeye hakkı da yoktur, yetkisi de!...

İbadetleri ve bunların nasıl yapılacağını bize bildiren, bu dinin sahibi Allah Teâlâ ve O’nun Resûlü Hz.Muhammed aleyhissalatü vesselam’dır.

Bunun dışında, din adına sonradan uydurulan ve din diye sunulan hiçbir düşünce, söz ve amelin dinde yerinin olmadığını söylemeye gerek yoktur.

Hayatımız, ihlas ve ihsan dolu ibadetimiz olsun.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi