Fehmi Koru

Fehmi Koru

Yeni anayasa yolunda bir adım daha

Yeni anayasa yolunda bir adım daha

Bazıları tam farkında değil, bu sebeple ara sıra umutsuzluğa düşen çıkıyor; oysa Türkiye’nin ihtiyacı olan ‘yeni anayasa’ konusunda çalışmalar dur durak bilmeden devam ediyor. Meclis çalışıyor, sivil toplum gayretli, vatandaşlar da görüşlerini paylaşıyor...

Aman nazar değmesin.

Dün, İstanbul’da, Sabancı Üniversitesi İstanbul Araştırmalar Merkezi’nin konunun tarafı sayılabilecek kişi ve kurumlarla görüşerek, seçkin bir kanaat önderi grubuyla dirsek teması halinde, titiz bilimadamlarına hazırlattığı bir çalışma tanıtıldı. Bitmiş haliyle kamuoyuyla da paylaşılacak ‘Türkiye’nin Denge ve Denetleme Sisteminin Güçlendiril-mesi Raporu’ atı-lan adımların doğru yolda olduğuna işaret ediyor.

Rapor bir anayasa taslağı değil, ama daha iyisi: Hazırlanacak anayasa metninde mutlaka yer alması beklenen siyasal temel tercihleri hatırlatan bir metin bu. Varolan erklerin görev, yetki ve sorumluluk alanlarının neleri kapsaması gerektiği, birbirleriyle ilişkileri ve herbirinin hangi mekanizmalarca denetleneceği konuları değerlendirilmiş...

Geleneksel olarak anayasasız ülkelerin bile yazılı bir irade belirlemesi ihtiyacı hissettiği bir dünyada yaşıyoruz. Her ülkede anayasa tartışmaları her zamankinden daha fazla gündemi meşgul ediyor. Gelenekler yanında bugüne özel tercihler ve hızla değişen şartlar da göz önünde tutularak bu alanda bir sonuca ulaşmamız gerekiyor.

Türkiye bu yönüyle şanslı sayılabilir. 12 Eylül (1980) anayasası her bakımdan ihtiyaca cevap veremiyor ve yeni bir anayasa beklentisi hayli fazla. Anayasa hazırlama görevinin birincil sahibi olan TBMM de, hem temsil bakımından hem de toplumun arzusuna cevap verme iradesi yönünden, görevi heyecanla üstlendi. Toplumun bütün eğilimlerinin içinde yer aldığı bir parlamentonun, askeri dönemlerde başvurulan ‘kurucu meclis’ veya ‘danışma meclisi’ türü mekanizmalardan daha başarılı olacağı açık.

Raporu hazırlayanlar partilerin lider kademeleriyle de görüşmüş; hiçbirinin üzerlerine düşen tarihi görevi hafife almadığı anlaşılıyor. Arada elbette yaklaşım farkları olacak, ancak genel hatlarıyla ‘özgürlükçü’ tarafı ağır basacak bir anayasa istenmesi işi kolaylaştırıyor. Yasama, yürütme ve yargının daha verimli çalışması için gerekli reformlara kapı aralayacak bir metin olmalı yeni anayasa...

Öneriler yıllardır eksikliği hissedilen boşlukları doldurma amaçlı. Raporu kaleme alanlar sorunlara çözüm ararken son sözü kendileri söylemek yerine değişik seçenekler üzerinde durmayı ve uygun gördükleri modeli belirtmeyi tercih etmişler. Doğru bir yaklaşım bu hiç kuşkusuz. Öneriler tek tek okunduğunda, onlarla uyumlu bir metin elde edilirse, yeni anayasanın ülkemizin önünü açacağı fark ediliyor.

Zorluklar yok mu? Var elbette. Partilerin -sözgelimi- seçim barajı veya dokunulmazlık konularına bakışları birbirinden farklı. Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı, hakim teminatı, yasamada milletvekillerine daha fazla yetki alanı tanınması, siyasi parti liderliğinin süresinin sınırlanması, önseçim zorunluluğu gibi konular herhalde tartışmalarla sonuca ulaştırılacaktır. Değişik ülkelerin deneyimleri arasından bize en uygun seçeneği bulmak sanıldığı kadar zor olmayabilir.

Umutsuz olmaya gerek yok; anayasa konusunda çalışması gerekenler çalışıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fehmi Koru Arşivi