Ahmet Varol

Ahmet Varol

Demir Kubbe Naylon mu Çıktı?

Demir Kubbe Naylon mu Çıktı?

Siyonist işgal devletinin Gazze’ye yönelik son vahşi saldırısının öncelikli amacının “demir kubbe” adı verdiği füze savar sisteminin son şeklinin denenmesi olduğu olaylara paralel olarak kamuoyuna sunulan bilgi ve haberlerden gayet belirgin bir şekilde anlaşılıyor. Ne yazık ki İslâmi camiaya ait bazı haber sitelerinde bile “kopyala yapıştır” kolaycılığı ile yayınlanan haber metinlerinde siyonist işgalcilerin psikolojik savaş taktiklerinin tuzağına düşülmekte ve işgalcilerin yalanları aynen kamuoyuna yansıtılmaktadır.

Bu şekilde uluslararası siyonizmin medya cephesini oluşturan kaynaklardaki metinleri aynen veren “kopyala yapıştır” kolaycılarının olayları takip zahmetinde bile bulunmadıkları görülüyor. Örneğin olayların, siyonistlerin Filistin tarafının roket saldırılarına misillemede bulunmalarıyla şiddetlendiği iddiasını aynen kullanmışlar. Oysa en azından biraz takip etmiş olsalardı saldırıların misilleme olmadığını, 9 Mart Cuma günü işgalcilerin iki önemli şahsiyetin şehit edilmesine yol açan hava saldırılarıyla başladığını bilirlerdi.

Aynı haberlerde Filistin direnişinin 300 civarında füze attığı ve çoğunun “demir kubbe” sistemi sayesinde havada imha edildiği, az bir kısmının düştüğü ileri sürülüyor.

Bu bilgilerde her şeyden önce Filistin tarafının attığı füze sayısı abartılıyor. Önceki çatışmalarda atılan füze sayısı daha gerçekçi verilirken bu sefer oldukça abartılmasının sebebi tahminimize göre düşen füze sayısının yüzde oranının çok az olduğu kanaati oluşturmaktır. Son olaylarda yaklaşık iki gün süren çatışmalarda Filistin tarafından 200 civarında roket ve havan topu mermisi atıldığı; bunların önemli bir kısmı da havan topu mermisi olduğundan roket sayısının 100’ü bile bulmadığı sanılıyor.

İşgal devleti düşen füzelerden dolayı yaralanan yahudi yerleşimci sayısının 8-10 civarında olduğunu bildirdi. Gerçek rakamın bunun çok üstünde olduğu tahmin ediliyor. Ancak dediğimiz gibi bu sefer ki saldırının önemli bir boyutunu psikolojik savaş ve “demir kubbe” projesinin başarılı olduğu iddialarına halel gelmemesini sağlamak olduğundan gerçek sayılar gizlenmiştir.

İşgal devleti çatışmaların devam ettiği günlerde, Filistinli direnişçilerin attığı füzelerin menzili içerisinde kalan alanda tüm okulları kapattı. Dolayısıyla 250 bin öğrenci bu süre içinde okula gitmedi. Ayrıca en az bir milyon kişinin iki gün boyunca sığınaklardan çıkmaması ısrarla istendi. Eğer ki gerçekten söz konusu sistem başarılı olsaydı bu kadar geniş alanda hayatın tümüyle durdurulmasına, bir milyon insanın sığınaklarda hareketsiz bir hayata zorlanmasına gerek görülmezdi. Üstelik daha önceki çatışmalarda bu kadar çok sayıda insanın pasifize edilmesine ve sığınaklara kapatılmasına ihtiyaç duyulmuyordu. Bu kez sayının bu kadar artmasının füzelerin menzillerinin artmasından kaynaklanan endişeden olduğunu tahmin etmek mümkündür.

İşgal devleti bir askerinin Gazze sınırı yakınında ölü bulunduğunu açıkladı. Verilen bilgiye göre araç şoförü olan asker arkadaşlarını beklerken aracının içinde hayatını kaybetmişti. Açıklamada zehirli gazdan ölmüş olması ihtimalinden söz edildi ama bu inandırıcı değildi. Çünkü zehirli gazdan ölüm olayı kolayca tespit edilir ve aracın zehirli gaz çıkarıp çıkarmadığının hemen tespit edilmesi mümkündür. Askerin düşen roketlerin etkisiyle krizden ölmüş olması ihtimali çok yüksektir ki daha önce de benzer ölümler vuku bulmuştur. Yerleşimcilerden hastaneye kaldırılanların önemli bir kısmını da kriz geçirenler oluşturuyor. İşgal devleti kriz geçirenleri yaralılar kategorisine sokmadığından onları sayıya eklemiyor. Ama etkilenenler arasında onları da saymak zorunda olduğundan çatışmalardan etkilenenlerin gerçek sayısı yüzleri buluyor.

İşgal devletinin geniş çaplı bir operasyon planladığını söylemesine rağmen hemen iki gün sonra ateşkes için Mısır’ı devreye sokması, Mısır’daki mevcut yönetimin de Gazze’deki elektrik sorununun çözümü için direnişçilerden ateşkesi kabul etmelerini istemesi ise demir kubbe sisteminin naylon çıktığının en açık delilidir. İşgal devleti belki birkaç gün daha ahalisini sığınaklara kapatabilirdi. Ama olayların biraz daha sürmesi durumunda başarı yalanı görülecek, kubbenin naylon çıktığı iyice anlaşılacaktı.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi