Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Baba koş, rejim gidiyor

Baba koş, rejim gidiyor

Liberal olduğunu iddia eden ama “kadrosuzluktan” ulusalcı saflara intisap etmek zorunda kalmış bir arkadaşımız (ismi lazım değil, anmaya da değmez ayrıca), 2014 yılında “rejimin değişeceğini” söylüyor.

Hayır, ufukta bir “müdahale” görünmüyor.

Tamamen “sivil güçlerin” inisiyatifinde gerçekleşen bir “değişim” olacak bu...

Bugüne kadar Cumhurbaşkanlarını parlamento seçiyordu.

Bundan sonra halk seçecek.

Bu da, “rejimin değiştiğini, değişmekte olduğunu” gösteriyormuş.

Olabilir mi?

Kırmayalım arkadaşımızı... “Olabilir” diyelim.

Tabii, rejimin “iyiye” doğru mu, “kötüye” doğru mu değiştiğini söylemiyor. Bu kadar yetkiyle donanmış Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması, dünyanın her yerinde “iyiye” işaret olarak yorumlanır ama arkadaşımız aynı kanaatte değil. Herhalde değil... Çünkü, vaki “iyiliği” bir dehşet tablosu içinde sunuyor.

Buradan da anlıyoruz ki, halkın Cumhurbaşkanı seçmesi kötü bir şey.

Eski “yarı atama” sistemi iyi...

Meclis gruplarının “işaretle” aday belirlemesi iyi...

Müntehib-i sani uygulamaları bile iyi...

Ama halkın Cumhurbaşkanı seçmesi kötü...

Hadi diyelim ki kötü...

Peki, bu “kötülüğü” nasıl izale edeceğiz?

Eski şahane rejimimizi nasıl kurtaracağız ve halkı söz sahibi olmaktan nasıl çıkaracağız?

Kolay...

Bunun formülü şöyle veriyor arkadaşımız:

Merkez sağ, “derhal ve acilen toparlanıp” CHP’yle or
tak bir Cumhurbaşkanı adayı gösterecek. Çok çalışılacak, çok gayret sarf edilecek. Birleşik sağ ve solun “kararlaştıracağı” güçlü bir isim Çankaya’ya gönderilecek, böylece AK Parti’nin önü kesilmiş olacak.

İyi de, yine rejim değişmiş olmayacak mı?

Rakımı en yüksek tepede oturacak şahsı halk belirleyecekse, rejim yine değişmiş olmayacak mı?

Demek ki, problem AK Parti...

Halkın seçeceği Cumhurbaşkanı AK Parti’liyse rejim değişmiş oluyor, başka bir partiliyse rejim kurtulmuş oluyor... Öyle mi?

İyi de, Çankaya’da zaten eski bir AK Parti’li (Abdullah Gül) oturuyor.

Ülkeyi de üç dönemdir AK Parti yönetiyor.

Rejimi değiştirmek için neden 2014 yılını beklesin?

Saf mı bu parti?

Hayır, söylenenlere karşı mantık yürütmüyorum, sadece arkadaşımızın ne söylediğini bilmediğini anlatmaya çalışıyorum.

Ne söylediğini bilmeyen, üstelik bilmediğini de bilmeyen arkadaşımızın bir de “hayırlı müjdesi” var.

Eski Demokrat Partililer, bünyelerinden bir Menderes, bir Demirel, hatta bir Özal çıkarmak için, yurt sathında toplantılar düzenliyorlarmış. Yeni bir “taban hareketiyle” karşı karşıyaymışız, “gelmeleri” an meselesiymiş.

Herhalde, Hüsamettin Cindoruk’un temaslarından bahsediyor.

Kaçtır, Hüsamettin Bey’i, Doğu Perinçek takımıyla birlikte, yurt sathında, “yeni bir anayasa yapılmasın” toplantılarında görüyoruz.

Merkez sağın ihyası ona kaldıysa, vah halinize.

Bir kere, Cindoruk DP’li değil, Menderes’e karşı kurulmuş Hürriyet Partisi’nin bir mensubudur.

DP’nin başındayken de, kendi partisine değil, CHP’ye oy vermiştir. Bu davranışıyla da övünmektedir.

DP tabanının değil, Demirel’in adamıdır.

Mutemettir.

Hüsamettin Cindoruk budur.

Hangi taban hareketini başlatacak, kimleri peşinden sürükleyecek bilmiyoruz ama bir an önce başlatsın ne başlatacaksa, biraz da ona gülelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi