Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Batı toplumu huzur arıyor (2)

Batı toplumu huzur arıyor (2)

Batı toplumlarının mânevî değeri, insânî zenginliklerinin büyük bir erozyona uğradığını, bizzat kendilerinin sosyal ilimlerle uğraşan ilim adamları, üniversite, araştırma merkezleri, teolog, sosyolog, pedagogları ve istatistikî rakamları ortaya koyuyor.

İşte Harward Üniversitesi Visual and Environmental Studues Bölümünden Dr. Nan Burks Freeman’ın tezimizi doğrulayan çarpıcı sözü: “Bu toplumun bunalım içinde olduğunu görmek çok büyük eğitimi gerektirmiyor. Hemen herkes, onu fark eder.”1 Daniel Goleman “Duygusal Zek┠isimli kitabının girişinde, “Son on yılda ailemizde, çevremizde ve toplum hayatımızda duygularla baş edememe, umutsuzluk, tahammülsüzlük ve evlilik içi şiddet arttı. İnsanlar ‘İyi günler’ yerine ‘Gel boyunun ölçüsünü al’ diyorlar” tesbitiyle bu korkunç gerçeğe dikkat çekiyor. Bir sinir bilimci olan Antonio R. Damasio “Descartes’in yanılgısı” isimli kitabında duyguların eğitimini şansa bırakmakla hata yapıldığını; meselâ, evlilik gibi toplumsal hayatta “duygusal” paylaşım gerektiren konularda başarılı olamadıklarını itiraf etti.2
Dinle/mâneviyatla barışık olmayan, yolunu şaşırmış felsefenin doğurduğu maddeperestlik, yâni Deccalizm; insânî duyguları, ulvî değerleri, güzel hasletleri dumura uğratmış. Aile müessesesini, feminizmin de tahribatıyla parçalamış, dağıtmış. Akrabalık bağları, komşuluk münâsebetleri, dostluk anlayışı egoizmin buzhanesinde sıfırın altına indirmiş... Sonuçta, ulvî cephesi dumura uğrarken, şiddete dayalı duyguları öne çıktı. Duygusal boşluk, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar, aile parçalanması, gayr-i meşrû hayat, ferdler arası şiddet, yalnızlık toplumu kasıp kavuruyor. Ferdiyetçi (kişisel) psikolojinin kurucusu Alfred Adler’le birlikte çalışan din psikoloğu Ernest Jahn âile hayatından bir kesiti şöyle anlatır: “Biz sürekli olarak evlilik krizleriyle karşı karşıya geliriz. Çiftlerden birisi kuvvet peşinde olur, diğeri onu baskısı altında hisseder, birincinin gösterdiği kuvvet çabasına baş kaldırır, çatışma burada doğmuş olur.”3
Öte yandan; mâneviyattan mahrûm teknoloji, yeni keşif, îcad ve maddî imkânlarla insanları peşinden sürükleyip “yalnızlığın” girdabına attı. Batı toplumu; hayatı mânâsız ve sıkıntılı bulmaktadır. Başta ABD olmak üzere, gelişmiş ülkelerde insanlar büyük bir bunalımın eşiğinde. Kimi ölmek, kimisi de öldürmek için yeni yeni metodlar, yollar arıyor! ABD’de insanların ölüm hakkı olup olmadığı yolundaki tartışmalar sürerken, ölmek isteyenlere, acı çekmeden nasıl ölebileceklerini anlatan Final Exit adlı kitap çoktandır piyasada. İntiharlar, cinsî sapmalar, Batı toplumunu kasıp kavuruyor.4

Dipnotlar:
1- Zaman/26 Haziran, 1995.
2– Yeni Asya, 23.10.2002
3- Kişilik Bozuklukları ve ve Toplumsal Bütünleşme, s. 66.
4- Ali Ferşadoğlu, Batının Çöküşü ve Özlenen İnsanlık, 2. Bask., s. 124.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi