Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Bunu gerçekten istiyor musunuz?

Bunu gerçekten istiyor musunuz?

Dönüşmesin... “Cadı avı”na dönüşmesin... “Sürek avı”na dönüşmesin. Hukuksuz işler olmasın... Kurunun yanında yaş yanmasın...

Hepsi tamam da, 28 Şubat soruşturmasının “cadı avı”na dönüştüğünü gösteren hangi örnekler var Kemal Bey’in elinde?

Kime, hangi “haksız suçlamalar” isnat edildi?

Hangi kurunun yanında hangi yaş yandı?

Nerede yanlış yapıldı?

Paşaların tutuklanması mı yanlış oldu?

Ne oldu?

Ne yani, Çevik Bir’le Erol Özkasnak Paşalar, 28 Şubat’ın “tamama erdiricileri” arasında değiller miydi?

BÇG adlı illegal örgüt fişleme yapmıyor muydu?

Darbenin tedvirine memur edilmiş istihbarat birimlerinin başında Fevzi Türkeri Paşa bulunmuyor muydu?

Brifingler, yine Fevzi Türkeri Paşa’nın eseri değil miydi?

Bu darbede “medya” etkin rol üstlenmemiş miydi?

Bazı sivil toplum kuruluşları bir araya gelip voltranı oluşturmamış mıydı?

Bu kuruluşlar, bir de kendilerini “beşli çete” olarak taltif etmiyor muydu?

Beşli çetenin müntesipleri arasında “devrimci işçi sendikası” DİSK de bulunmuyor muydu?

DİSK Başkanı Rıdvan Budak her fırsatta ekranlara çıkıp, 28 Şubat’ın faziletlerini anlatmıyor muydu?

Rıdvan Budak aynı zamanda CHP’li değil miydi? Daha sonra CHP listelerinden Meclis’e girmemiş miydi?

Darbenin hayırlısıyla tamama ermesi için bazı partiler de elini taşın altına (!) koymamış mıydı?

Bu partilerden biri CHP değil miydi?

Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Ordu, 28 Şubat

sürecinde, sivil kamuoyunun oluşmasına katkı sağlamış önemli bir baskı grubudur”dememiş miydi?

Bunlar olmamış mıydı?

Tamam, 28 Şubat soruşturması cadı avına dönüşmesin de...

Mevzun ve “kitabına uydurulmuş banka soygunları” ne olacak peki Kemal Bey?

Medya patronlarına verilen “enerji dağıtım ihaleleri” ne olacak?

Her bankaya ve şirkete “bir general yönetim kurulu üyesi” uygulaması ne olacak?

Referandum sürecinde, “kayısı”yla “fındık” muhabbetinin arasına sıkıştırıp buyurmuştunuz ki, “12 Eylül’ü yargılayacaklarmış... Gülerim size... Siz önce 27 Nisan’la 28 Şubat’ı yargılayın...”

Müddeiydiniz ama darbelerin yargılandığını/yargılanabileceğini ziyadesiyle gördünüz.

Üstelik, “Darbeler nasıl yargılanırmış, iktidara geldiğimizde göreceksiniz” demek suretiyle, “soruşturma süreçlerine” zımni destek de vermiştiniz.

İşte istediğiniz oldu...

Hem 12 Eylül, hem 28 Şubat yargılanıyor...

Korkarım, 27 Nisan muhtırası da yargının ilgi alanına girecek...

Buyurduğunuz gibi olacak yani...

Bildiğimiz ve hatırladığımız kadarıyla, yargılanması konusunda ısrarcı olduğunuz 27 Nisan muhtırasına, “kurumsal” düzeyde tek destek yine partinizden gelmişti.

Nur Serter ve Onur Öymen’in demiş bulunduklarını tekrarlamayalım burada...

Neler söylediklerini siz daha iyi biliyorsunuz.

Nur Serter’in “Yaşasın Türk ordusu” diye başlayan, upuzun bir destek bildirgesiyle arzı endam ettiğini hatırlatalım da, gerisini siz getirin...

Peki, bu muhtıranın yaratıcıları ve destekçileri bir soruşturmaya konu edildiğinde, yine çıkıp “Bu iş cadı avına dönüştü” diye şekvada bulunacak mısınız?

Siz bırakın onu bunu da, darbelerin soruşturulmasını gerçekten de istiyor musunuz?

Birtakım “sonuçlara” hazır mısınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi