İslam bir yandan kişinin kendini tanımasına yardımcı olurken, diğer yandan içtimai ve iktisadi prensipleri aktive ederek kötülüklerin önünü keser. Seküler toplumlarda ise, ne yazık ki, sosyal sorunların tespiti ve çözüm arayışları temelde kutsaldan bağımsız yapıldığından tam anlamıyla çözüme gitmek mümkün olmuyor. Görsel ve işitsel yayın organları ise insanlarımızın ruh ve beyinlerini esir altına alarak bu konuda yapılacak çalışları daha da zorlaştırıyor.

Ahlaki yozlaşmanın iyileştirilmesi için medyanın yeniden düzenlenmesi gerekir. Çünkü ekranlar, sadece cinselliği tetiklemekle kalmıyor aynı zamanda bunu meşru göstererek toplumu dönüştürüyor. Fuhuş ve gayri ahlaki görüntüleri sıradanlaştırılıyor ve toplum bu görüntülere aşina ediyor. Sokaklarda, cadde boylarında iş yerinde, okullarda karşılaştığımız gayri ahlaki görüntüler, internet üzerinden tanışmalar, dağılan aileler ve meşru olmayan ilişkiler çocuklarımızı derinden etkiliyor ve onların körpe beyinlerini istila ediyor. Gündelik yaşamda cinsel uyarıma sebep olan öğeler serbest bırakılıyor ve bu konuda etkili bir denetim mekanizması işletilemiyor. Yapılan araştırmalar ise, lise çağındaki gençlerin cinsellik çağrıştıran filmlere rağbetinin her geçen gün daha arttığı gösteriyor.

"Güçlü olan taklit edilir" derler. Günümüzde para ve şöhret sahibi insanlar ekran aracığıyla çocuklarımıza ulaşarak onları ahlaki bir yozlaşmanın içine çekiyorlar. Büyülü camlar ardından seslenen manken, şarkıcı ya da artist kadınlar, hayat hikayelerini ve gündelik yaşamlarını ballandıra ballandıra anlatarak gençleri özendirmeye çalışıyorlar. Bu insanların "sevgilimden ayrıldım, şu an birlikteliğimiz devam ediyor, kalbimde yeni biri var" ifadeleri ve birkaç gün sonra da "ilişkimiz bitti" diyerek öfke kusmaları gençlerimizi fazlasıyla etki altına alıyor. Ne yazık ki, bizim halkımız da, konfeksiyonda çalışan bir genç kızın gayri meşru ilişkilerine gerekli tepkiyi verirken , "filan şarkıcı sevgilisinden ayrılmış filan artist yeni biriyle çıkıyormuş..."ifadeleriyle bu insanların gayri meşru ilişkilerini doğal karşılıyor. Anlayacağınız şöhret ve para insanlarımızın gözünü boyuyor ve bu insanlar yamuk bir bakış açısına sahip oluyorlar. Şimdi yukarıdaki cümleyi şöyle çevirelim, "Güçlü olan değil haklı ve doğru olan taklit edilir ve edilmelidir".

Dinimizde zinanın cezasından bahsedilir ve Allah zinaya giden yolların kapanması için tavsiyelerde bulunur. Yani kadın ve erkeğin gözlerini, kulaklarını dillerini haramdan korumaları tavsiye edilir. Çünkü zina büyük günahlardan biridir ve insanı değerinden düşürmektedir. Dinimiz ise, İnsanı ait olduğu alana, insanlık diyarına çeker ve kul olmaya çağırır.