Engin Ardıç

Engin Ardıç

Sevinin sazanlar

Sevinin sazanlar

Üzerine tonlarca yazı yazılan "Uludere olayını" iki cümleyle özetleyelim:
Ergenekon örgütünün ordu içindeki kanadı, hükümeti zor durumda bırakmak için, bile bile, PKK militanı olmayan otuz kadar Kürt vatandaşımızın ölümüne yol açtı.
Hükümet de, Ergenekon ile uğraşmaya bundan fazla gücü ya da cesareti yetmediği için, konuyu kapatmaya çalışıyor. Maçı kazanmaktan vazgeçti, beraberliğe razı.
(Liberal aydınların reisine bu da "kavga seven İrlandalı'nın yorumu" olsun.)
Kürtçü basın da, kendi bildiği dalı kesmeyi çok sevdiğinden, Uludere olayını temcit pilavına çevirdi, kaldırıp kaldırıp koyuyor, "liberallik ayağından" hükümete dönüp dönüp vuruyor, dönüp dönüp vuruyor.
Ferasetlerine hayranım.
Türk basınında birçok şeye hayran olduğum gibi...
Sazan severim. (Lüfer de severim ama onun çıkmasına daha üç ay var!)
Başbakan da, sazanlara yem atmayı seviyor.
Uludere konusunda entellerin ağzını kapatmak için ortaya bir "kürtaj meselesi" attı.
Frenk hayranı enteller, kürtaja karşı çıkan papazları eleştirmeyi bir gün bile akıllarına getirmeden, kürtaja karşı çıkan imamlara çok kızıyorlar...
Konuyu yazmayan kalmadı. Spor servisinde ayakçılıktan gelme adamlar birdenbire kadın doğum uzmanı kesildiler. Türk basınının delişmen kızları da topluca eyleme geçtiler, içlerinde soyunanlar bile oldu... Memeler sarkmasa daha da iyi olacaktı (selülit konusuna girmiyorum.)
Eh, başbakanın istediği "netice de hasıl oldu" tabii...
Şimdi duydum, yasa tasarısı hazırmış, kürtajın da yasaklanacağı falan yokmuş.
Süresi de değişmiyor.
Ya ne sanmıştınız? Başbakan sizi işletti! Sizi maymun gibi oynatıyor...
Kürtaj yalnızca uzman doktorlara bırakılıyor, "pratisyenlerin" yapması yasaklanıyor, ayrıca yalnızca hastanelere bırakılıyor, muayenehane ve klinikte yasak. Bunlara karşı çıkmak için de deli ya da serseri olmak gerekir. (Basında öylesi de yok değil.)
Sezaryen ameliyatına da "tıbbi zorunluluk" koşulu getiriliyor ki, özel hastanelerin gelirlerini azıcık düşürür (zarar yok, başka yerden geçirirler), kocası zengin anne adaylarını da azıcık bir sıkıntıya sokar. Buna karşı çıkanı da, orasını burasını açmak bile kurtarmaz. Yazar değil teşhirci deyiverirler.
Sazanlar sevinsinler, hatta isterlerse "biz yazdık da böyle oldu" havalarına bile girebilirler...
Üzülmesinler, "pet shop"ta balık yemi tükenmez, daha sırada Taksim Topçu Kışlası var, Emek Sineması var, Çamlıca Camii var, isteyene Göztepe Camii bile var.
Sonra da şeyi tartışırsınız... Ne olacak bu sosyalizmin hali?...
Kılıçdaroğlu'nu nasıl devireceğinizi şimdiden düşünmeyin, ona daha çok var, boşuna zahmet olmasın. Hem, yeni bir memur emeklisi buldunuz mu ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi