Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Dedikodu hastalığı 2

Dedikodu hastalığı 2

Yerel olan değerlerin hızla değiştiği ve değişimin her merhalesinde yeni sorunların yaşandığı bir çağa tanıklık ediyoruz. Değerlerimiz erozyona uğruyor ve evrensel sabitelere tutunanların önü kesiliyor, yollarına taşlar koyuluyor. 1990'lardan sonra küreselleşmenin ivme kazanması birey ve toplumların dokusunda pek çok değişime neden oldu. Bu değişimin taşıyıcılığını ise şu an için medya yapıyor. Özellikle internet ve televizyon gibi aygıtlar bu konuda büyük rol oynuyor. İnsanlarımız işlerini dizilere, talk şovlara, magazin programlarına göre ayarlıyor ve gün boyu ekran başında kalıyorlar. Özellikle magazin programları dedikoduyu meşrulaştırmakla kalmıyor sıradanlaştırıyor da...

Bilinen bir hikâye var:

Bir tanıdık Sokrates'e yaklaşır ve "Şu kişinin seninle ilgili söylediklerini anlatayım mı?" der. Sokrates; "Öncelikle şunu öğrenmek istiyorum, bana söyleyeceğin şeyin doğru olduğundan emin misin?" diye sorar. Adam düşünür ve "Hayır" der. "Peki, söyleyeceğin şey iyi bir şey mi?" diye sorar. Adam; "Hayır aksine hoşuna gitmeyecek bir şey" der. "Sana iki soru daha soracağım; birincisi söyleyeceğin şeyin bana bir faydası var mı, ikincisi ise sana bir faydası var mı?" diye sorar. Adam düşünür ve şöyle der; "Hayır ne sana ne de bana bir faydası var". Bunun üzerine Sokrates; "Bana söyleyeceğin şeyin doğruluğundan emin değilsin ve bu şeyin ne sana ne de bana faydası var. O halde bunu söylemenin bir anlamı var mı?" der.

Her gün işimize yarayacak ya da yaramayacak birçok şey işitiriz. Ama nedense birisi, tanıdığımız ya da tanımadığımız bir insanın kusurlarını ortaya döktüğünde bunun kime faydası ya da zararı var diye sormayız. Aksine kim ne demiş kim ne yapmış diye irdeler ve kusur arayışına çıkarız. Vakit, söz ve ömür bize emanet olarak verildi. Zamanı ve sözü hayırlı işler peşinde tüketmediğimiz sürece zararda olduğumuzu bilmeliyiz.

Söylenen her söz muhatabında bir tesir uyandırır. Dedikodu ise, hem yapanda hem de maruz bırakılanda yıkıcı bir etki bırakır. İslam, kişinin arkasından konuşmayı, kaş göz imasında bulunmayı, suizan yapmayı yasaklayarak, insanların haklarını korumayı ve insan ilişkilerini iyileştirmeyi hedefler. İnsanlığını korumak isteyen her kişi, kendisine şu iki soruyu sormalı ve boş işler peşinde tüketilecek vaktinin olmadığını bilmelidir.

1-Yapılan dedikoduların bana ya da karşımdaki kişiye ne faydası vardır?

2-Dedikodu hayatımdan neler alıp götürüyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi