Tayyip Erdoğan, Numan Kurtulmuşa mı bırakıyor?
Başbakan Tayyip Erdoğan ezber bozuyor. Bu zamana kadar bir siyasi parti liderinin, kendi sağlığında ve göreve devam ettiği esnada, yerini başkasına bırakmaya meyyal hale geldiği, hatta bunun için adım attığı, partisinin bütünlüğü ve geleceği için kendisinden sonrasına dönük kadro arayışına girdiği pek görülmüş değil.
Ama Tayyip Erdoğan bunu yaptı. Üç kezden fazla seçilememeyi parti tüzüğüne yazdıran da kendisi, siyasi hayatının en popüler döneminde elinde bu tüzük maddesini değiştirme imkânı varken sözüne sadık kalıp değiştirmeyen de, parti için kendisinden sonrasına yönelik kadro arayışına giren de, yerine bir genel başkan belirlemeyi vazife edinen de... Gerçekten bu ezber bozan tutum, alışılagelmişi aşan niteliğiyle alkışı hakediyor.
Tayyip Erdoğanın bu tutumu, Özalın Çankayaya çıkarken yerine lider bırakmasına benzemiyor. Zira hatırlayın; Özalın yerine gelen Yıldırım Akbulut için, Özalın uzaktan kumandalı adamı gözüyle bakılıyordu. Akbulut gerçekten öyle miydi, değil miydi bilemiyorum; ama kamuoyunda böyle tanınmıştı. Zaten Anavatan Partisinin sonunu getiren de bu uzaktan kumandalı, kurmalı genel başkan formülü oldu. Oysa Özal, mesela Hasan Celal Güzelin önünü kesmeseydi, Anavatan Partisinin bugünü belki de dafa farklı olacaktı. Takdir-i İlahi, işte.
Şimdi Tayyip Erdoğan da kendi yerine bir genel başkan transferi gerçekleştirdi, partinin kendisinden sonrası için vitrinini düzenliyor. Nasıl bir vitrin? derseniz, bu kesinlikle AKPnin Anavatan Partisinin akıbetine uğramasını önleyecek bir vitrin. Yani genel başkanı kurmalı ve uzaktan kumandalı olmayacak, kadrosu güçlü bir parti.
Tayyip Erdoğan, biliyorsunuz ne de olsa merhum Erbakan Hocanın talebesi. Siyasette ezber bozan ilk hareketi Tayyip Beyden önce Erbakan Hoca yapmıştı. Daha hayattayken ve alternatifi düşünülmezken, yerine halef belirleyen bir parti lideri olarak merhum Erbakan Hoca örnek bir tavır göstermişti. Yerine bir lider belirlemiş, Milli Görüş camiasını onun liderliğine emanet etmişti. Üstelik bu kişi, öyle kurmalı olacak biri de değildi.
Hem merhum Erbakan Hocanın, hem de Başbakan Tayyip Erdoğanın, daha sağlığında, kendi yerine halef olarak belirlediği isim, aynı kişi; Numan Kurtulmuş. Kimsenin kurmalı adamı olmayacak, uzaktan kumandalı liderlik yapmayacak, bizatihi kendi bağımsız siyasi anlayışı olan, bağımsız politika üretebilen bir kişilik Numan Kurtulmuş.
Ancaaak...
Tam da bu noktada Başbakan Tayyip Erdoğana Numan Kurtulmuş hakkında bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Çünkü bir kimsenin politik geçmişi, gelecekteki tutumu hakkında kanaat sahibi olma bakımından önemli bir veridir. Nitekim Ziya Paşanın meşhur sözüdür: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.
Numan Kurtulmuşun, Milli Görüş liderliği için Merhum Erbakan Hoca tarafından halef tayin edilinceki tutumu, Tayyip Erdoğan sonrası için halefiyeti durumunda nasıl bir tutuma bürüneceğine bir örnek, bir emare teşkil etmede önemlidir. Hatırlayalım o süreci.
Erbakan Hoca, daha sağlığında, uğruna hapis yattığı, en ağır hakaret, baskı ve tehditlere maruz kaldığı, darbelere muhatap olduğu Milli Görüş hareketini, tartışmasız lider kabul edildiği esnada Numan Kurtulmuşun liderliğine teslim etmiş. Ancak bir şart koşmuş; kırk yıllık dava arkadaşlarımı MKYKda tutacak, onlara ilişmeyeceksin demiş. 70 kişilik MKYK içinde 7 kişi ne ifade eder ki? Her işe karışıyorlarmış. Bırakın biraz da karışıversinler. Öyle ya, dişleriyle tırnaklarıyla kazıya kazıya, binbir badireden geçe geçe bir hareketi bir yerlerden alıp oralara kadar getirmişler. İnsanın 40 yıllık çalışmasını birden bire, dönüp arkasına bakmadan başkasına teslim etmesi kolay mı? Ama teslim etmiş işte, ancak ahde vefasızlık etmemiş, dava arkadaşlarının kenara itilmesini istememiş.
Ama Numan Kurtulmuş ne yapmış? Eline geçen ilk fırsatta Hocanın 40 yıllık dava arkadaşlarına tekmeyi vurup kapı dışarı etmeye kalkışmış. Hangi gerekçeyle olursa olsun, böyle bir hareketi ahde vefa ile açıklamak mümkün mü?
Şimdi Tayyip Erdoğan da sıfırdan kurup, Ergenekoncularla, darbecilerle, derin yapılarla, çetecilerle.... mücadele ede ede, suikast planlarını göğüsleyerek zirveye taşıdığı partisinin liderliğini aynı kişiye, Numan Kurtulmuşa bırakıyor(muş).
İşte bu noktada Tayyip Beye, Numan Beyin geçmişini hatırlatmak yerinde olacaktır. Ne dersiniz, Hocaya karşı ahde vefa göstermeyen Numan Kurtulmuş, Tayyip Beye karşı ahde vefa gösterir mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.