Turgay Yener

Turgay Yener

Ben ölmedim! Ben istifa etmedim!

Ben ölmedim! Ben istifa etmedim!

DSP Parti Okulu’nda Staj Programı’na katılan öğrencilerle bir araya gelen Zeki Sezer, zor anlar yaşamış.

“Rahşan Ecevit, sizin istifa ettiğinizi söyledi ama…” diyen bir öğrenciye:

“Bir yanlış anlaşılma olmuş. Ben de çalışıyorum görüyorsunuz. Karşınızdayım. Bir sorun olmaz.” demiş.

Son dönemlerde Rahşan hanımın “Partiyi büyütemedin” baskıları altında ezilip hayli sıkıntılı günler geçiriyordu zaten.

Kendisinin de kendisine emanet edilen partinin de geleceği belirsiz...

Arada bir görüştüğü, önceleri, müteveffa kocasının azılı düşmanı, sonraları binaenaleyh can dostu olan “siyasi münafık”tan, “siyaset at üstünde durabilme sanatıdır” öğüdünü alınca, Sezer’in tutunamadığını düşünen Bayan Ecevit, Sezer’e bile haber vermeden, O’nu görevden aldı.

öyle ya Sezer ne anlardı güvercin uçurtmaktan, at üstünde durmaktan…

Bunu her iki taraf da biliyordu ama, zaten Rahşan hanım O’nu kahya olarak mı düşündü, ne yaptı!..

Sonra jokeyliğinden memnun kalmadığını bahane ederek, düğmeye bastı.

“El atına binen tez iner” misali.

çok geçmeden ajanslara bomba gibi düştü. “Rahşan Ecevit Zeki Sezer’in istifa ettiğini açıkladı…” haberi…

Aradan birkaç saat geçtikten sonra Sezer kameraların karşısına geçti: “Ben istifa etmedim” diye.

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır” derler ama Rahşan hanım bu…

Ne şan dinler ne şeref…

Bu haberleri görünce ister istemez aklıma müteveffa Bülent Ecevit geldi.

Vakıa, başbakanlığı döneminde amansız hastalıktan muzdaripken her gün yeni bir fısıltı yayılıyordu kulislerden…

Bir keresinde yine gündeme bomba gibi düşmüştü “Başbakan Ecevit öldü” haberi…

Yine aradan birkaç saat geçtikten sonra Ecevit kameralar karşısındaydı: “Ben ölmedim” diye.

İşte burası Türkiye.

İşte bu parti DSP.

Ben istifa etmedim!

Ben ölmedim!

Trajedi…

Bu manzaradan, bu kafadan, bu anlayıştan, bu sistemden memlekete hayır gelir mi?

Kendine hayrı olmayanın millete hayrı olur mu?

önceleri başkalarına ‘had bildirmek’ti vazifeleri.

Şimdi ise ‘had bildirilmeyecek’ kadar zavallı duruma düştüler.

Yunus’un dediği gibi:

"Seni siyğaya çeken bir Molla Kasım gelir."

Geldi ve “kepaze” oldular.

Allah yine de kimseye ‘had’dinden fazla yük bindirmesin.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Turgay Yener Arşivi