Faruk Çakır

Faruk Çakır

Tanırım, iyi generaldir...

Tanırım, iyi generaldir...

General tanımak elbette kimseye ayrıcalık kazandırmaz, ama hemen ifade etmek gerekirse, tanıdığım bir general de zaten yok. Bizim tanıdığımız generaller olmasa da, mutlaka generalleri tanıyan, arkadaş ve akraba olan binlerce kişi vardır ve bu da tabiîdir.
Ancak her hangi bir suç isnadıyla yargılanan kişiler hakkında, “Tanırım, iyidir” demek için [elbette buradaki ‘tarırım, iyidir’ ifadesi suç isnadıyla yargılanan kişiler hakkında, o suçu işlemediğini ifade için kullanılır] o kişiyi yakından ve gerçekten tanımak icap eder. Bu tanıma; sade bir vatandaş için de, profesör için de, bürokrat için de, general için de, velhâsıl herkes için geçerlidir. Aynı zamanda bu yöndeki ifadeler, devam eden yargı süreci bakımından da pek uygun görülmez. Nitekim, geçmiş yıllarda bir genelkurmay başkanı, daha sonra mahkûm olan biri hakkında; “Tanırım, iyi çocuktur” demiş ve bu ifade kamuoyunca yargıya müdahale olarak yorumlanmıştı.
Şimdi benzer bir yorum ve değerlendirimi ile karşı karşıyayız. Başbakan Erdoğan, ATV ve A Haber kanallarının (5 Ağustos 2012) ortak yayınladığı ‘Gündem Özel’ programına misafir olarak gazetecilerin sorularını cevapladı.
Erdoğan, eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tutukluluk hâliyle ilgili, “İlker paşamızla alâkalı olarak ben yapılan benzetmeleri ve yakıştırmaları asla doğru bulmuyorum. Yani bir örgüt elemanıymış, bir örgütün mensubuymuş gibi bu tür yaklaşımları kesinlikle çok çok çirkin buluyorum. Türk Silâhlı Kuvvetleri’nde Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmiş bir insan için bu tür bir yakıştırmanın, bu tür bir benzetmenin doğru olmadığını ve insaf dışı olduğunu kesinlikle düşünüyorum. Daha önce de söyledim, tutuklu yargılanmasını dahi yargıda olmasına rağmen söylüyorum doğru bulmuyorum, tutuksuz yargılanmasından yana olduğumu da daha başta söyledim. TSK mensubu kaçmaz. Çağrılınca ailelerini bırakıp geldiler, tutuklandılar. Bu bir inceliktir. Öyleyse tutuksuz yargılarsınız” demiş. (Milliyet, 6 Ağustos 2012)
Bu tesbitte, bir prensip problemi vardır. Tabii ki şu an için tutuklu yargılanan Başbuğ ya da diğer şahıslar için kararı mahkeme verecek. Ve iddia makamının iddialarının ne derece doğru ya da yanlış olduğunu—şahsen—uzaktan ve yakından bilebilecek durumda değiliz. Arzumuz, temennimiz ve talebimiz adaletin tecelli etmesidir. Yoksa hiç kimse hakkında illa “tutuklu yargılansın” diyecek halimiz yok.
Ancak olumlu ya da olumsuz anlamda genelleme yapılmasına itiraz etmek lazım. Meselâ, “Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmiş bir insan için bu tür bir yakıştırmanın, bu tür bir benzetmenin doğru olmadığını ve insaf dışı olduğunu kesinlikle düşünüyorum” demek,—yine ifade edelim—şahıslardan bağımsız olarak doğru bir yaklaşım değildir.
Türkiye’nin yakın ve uzak tarihini bilenler, “şu makama gelen kişiler şuç işlemez” diyerek kesin bir dil ve kanaat ortaya koyarken dikkatli olmalı. Hatırlamak gerekirse, Ergenekon tutuklamaları başladığında başka şahıslar ve bilhassa profesörler için bu yönde beyanlarda bulunanlar olmuştu. “Bir profesör, bir üniversite rektörü böyle bir şey yapar mı?” diyen çok kişi vardı. Ama bunlar da itiraz gördü. 12 Eylül 1980’de silâhı siyasetçilere doğrultan, TBMM’yi kapatan ve darbe yapan da “Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmiş bir insan” olan Kenan Evren değil miydi? Peki, 1980’de yaşananların bir benzeri günümüzde yaşanamaz mı? Üstelik aradan çeyrek asır geçtikten sonra o günkü “Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmiş bir insan” haklı olarak yargılanmak isteniyor. O halde hiç bir kurum, meslek erbabı ve grup, sırf mensubiyeti sebebiyle suçlanamaz ve masum da gösterilemez. Suçlar şahsîdir. Her insanın suç işleme ihtimali vardır. Ama bu suç işlenmeden de “ihtimal var” diye kimse itham edilemez, suçsuz yere tutuklanamaz ve hapsedilemez.
Hadiselere prensip bazında bakmadıktan sonra mutlaka hata işlenir. Bu bakımdan genelleme yapma kolaycılığına düşmemek lâzım. Tabii ki her insanın suçluluğu ispat edilene kadar “masum” olduğunu da akıldan uzak tutmamak lâzım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Faruk Çakır Arşivi