Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

“Said Nursî İslâmcılardan farklı söylüyor” sayın Bulaç!

“Said Nursî İslâmcılardan farklı söylüyor” sayın Bulaç!

“Dünyanın Kur’ân ve Sünnet perspektifinden okunması; Müslüman’ca bir hayatın mümkün hâle getirilmesi” ancak “tahkikî iman, ibadet, ahlâk”ın öncelenmesiyle mümkün. Aksi halde siyaset, araç olmaktan çıkar, amaç haline dönüşür; dindarları da esastan, özden uzaklaştırarak dönüştürür! (Sayın Bulaç’ın da ilim ve fikir adamlarının siyasette eriyip dönüştüklerini ifade etmesi gibi…)
* Said Nursî, Hürriyete, meşrûtiyete/demokrasiye, fırkalara (partilere) çok farklı yaklaşır: Hürriyeti, “İslâmcılar” gibi ‘ecnebî icadı’ ve ‘cehennemlik’ değil, imanın özelliği ve imtihanın gereği olarak ele alır.
* Cihada farklı yaklaşır: Artık cihad-ı mânevî önplandadır. “Asıl mesele bu zamanın cihad-ı mânevîsidir. Mânevî tahribatına karşı sed çekmektir.” Tebliğdeki üslûp, Ehl-i kitaba karşı cihad stratejisi, dinsizlere karşı Hıristiyanların dindar ruhanileriyle ittifak, Hıristiyan ve Yahûdilerle dostluk meselelerine de farklı yaklaşır. (“İslâmcıların” büyük çoğunluğu “Dünyayı Kur’ân ve Sünnet perspektifinden değil, Kur’ân ve Sünneti dünya perspektifinden okuyor!)
* Dünya hadiseleri, meselâ yağmursuzluk, sair âfetler ve siyasî meseleler dahil her şeyi Kur’ân ve Sünnet perspektifinden okur, her şeye ahiret hesabına bakar.
* İttihad-ı İslâma farklı yaklaşır: Önce “iman birliği, fikir birliği, ibadet birliği, ilim birliği, ihlâs birliği, uhuvvet birliği”, sonra içtimâî ve siyasî birliğin bunların tabiî bir sonucu olarak ortaya çıkacağını öngörür… Zaten onlar olmazsa, siyasî veya ticarî birlikler bir işe yaramaz! [İİT’de (İslâm İşbirliği Teşkilâtı) görüldüğü gibi…]
* Said Nursî, insana, Müslümana, bireye, aileye, kadına, çocuğa, Ehl-i kitaba ve İslâm ilimleri (tefsir, hadis, kelâm, fıkıh, tasavvuf, vs.) literatürlerindeki kelime ve mefhumlara “İslâmcılar”dan farklı yaklaşır.
* Bediüzzaman’ın “İslâmcılar”dan en önemli diğer bir farkı: Her sözünün, her iddiâsının âyet veya hadis-i şeriflerden mülhem olması, bu kudsî kaynaktan süzülmesidir.
* Kur’ân ve Sünnet ölçülerini, Asr-ı Saadet modelini günümüze fen, sosyal ve manevî ilimleri harmanlayarak verir. Bunu yaparken, sadece iddiâ etmiyor; ispat ve izah ediyor; aklımızı, kalbimizi, vicdanımızı, sair lâtife ve duygularımızı tatmin ediyor.
Eğer Sayın Bulaç ile İlahiyatçılar, ilim ehli ve mütefekkirlerimiz, Risale-i Nur’u okuma fırsatı bulurlarsa, Bediüzzaman’ın her meselede “İslâmcılar”dan çok farklı şeyler söylediğini; farklı bir metot takip ettiğini, farklı öngörülerde bulunduğunu ve bu öngörülerinde de tam isabet ettiğini fark edip görür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Ali Ferşadoğlu Arşivi