Yahu biri şu Fatih Altaylı’nın diline format çekse! Fabrika ayarlarına geri döndürse de şu sorumsuz ve kirli haber dilinden kurtulsak bu sayede! Farklı bir ekran koruyucu kullansa ya da... Daha insanice... Gittikçe daha bir çirkinleşmese!


Bu düşüncesiz tarzına tepkiler yağıyor, lakin adam uslanmıyor! Haber yaptığı her konuya kötü kokan, yoğuşmuş, viral bir salgı bırakıyor. Kadın istismarına çanak tutan, kirli bir üslubu tercih ediyor. Kamuoyunu çileden çıkarması bir yana, bir kız babası olduğunu ve dünya denilen bu yerin “etme bulma dünyası” olduğunu unutuyor!


* * *


Ah KK, vah KK... Ben dememiş miydim şu pencerecikten, CHP=BDP diye? Keşke geçen yıl bu başlığı attığım vakit sözümü dinleseydin... Şu dağlara teşne milletvekillerini çığırından çıkmadan kontrol altına alsaydın! Ama liderlik uğruna vermediğin tavizi bırakmadın! CHP’nin kumanda masasındaki efendilerin ne derlerse onu yaptın! Böylece partini de, kendini de batırdın! O da yetmedi. Bu kez, parti logondaki altı oku çekip, CHP’nin yumuşak karnına sapladın. Harakiri yaptın.


Şimdi al sana hakikat, al sana “Tokat”! Söze itibar etmezsen “Düzgün”ce hizaya getirirler adamı böyle! Önce Hüseyin Aygün, sonra Orhan Düzgün... CHP’deki ulusalcı kanat kırgın, seçmen kitlen üzgün!


Bari düpdüzgün bir PKK borazanlığı yapmasaydı Tokat vekilin Orhan Düzgün! PKK’nın sesi vekilini haber yapan, nefret söylemlerinize hedef olan gazetem de değil ki inkâr edesin! Orhan Düzgün, apaçık PKK borazanlığı yaparak, Güneydoğu’da hâkim güç PKK’dır diyor Hürriyet’in haberinde!


Oldu olacak ‘Dağların Sesi’ veya PKK’nın sesi diye bir radyo kur öyle hizmet ver PKK’lı CHP vekillerinle! İktidar muhalefeti olsun, çamurdan olsun dersen böyle yersin ayvayı işte! Artık halkın gözünde PKK=CHP!


Eh madem açığa çıktınız, bu çiftleşmenizi gizli tutmanızın da âlemi yok. BDP çizgisinde eşitlendiğinizin... O çiçekler kadar saf ve temiz PKK’lı militan kardeşlerinizle haşrolun iki âlemde! Zülfikar kellenizi alır elbet ahirette!


Ha bu arada seçim şarkınız da Duman’dan gelsin, (Erdoğan kini uğruna) “Beni yak/Kendini yak/Her şeyi yak...”


* * *


Ortadoğu’da akan kan, ABD’nin ceplerini dolduruyor! Bunu nereden mi çıkarıyorum? Çünkü önce Arap Baharı’nın, sonra da Suriye’deki iç savaşın yangın yerine çevirmesi en çok ABD’nin ekonomisine yaradı! Amerika’nın silah satışları tavan yaptı, Suriye’de ölü sayısı!


Amerikan Kongresi tarafından hazırlanan rapora göre; ABD, silah satışında rekordan rekora koşuyor! Aynen alıntılıyorum haberi! Bakın kimmiş Ortadoğu’daki ölülerin gerçek katili?


“ABD, 2010 yılında 21 milyar 400 milyon dolar olan silah satışını geçen yıl üçe katlayarak 66 milyar 300 milyon dolara çıkardı. Böylece, dünya silah pazarının, 85 milyar 300 milyon dolarlık bir hacme ulaştığı 2011’de, Amerikan silah endüstrisi bu pazarın dörtte üçüne sahip oldu. Amerikan silah pazarını, Körfez ülkeleri ihya etti. ABD’nin yakın müttefikleri, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman, İran tehdidine karşı, büyük miktarda ABD silahı satın aldı.


Amerika Birleşik Devletleri, geçen yıl sadece Suudi Arabistan’a 84 savaş jeti ve onlarca helikopter sattı. Hindistan ve Tayvan da Amerika Birleşik Devletleri’nden milyarlarca dolarlık uçak ve füze satın aldı. Amerika Birleşik Devletleri, dünya silah piyasasının yüzde 79’unu elinde tutuyor. Piyasanın ikinci büyüğü Rusya’nın pastadan aldığı pay sadece yüzde 6’da kalıyor. Çin, Batı Avrupa ve diğer ülkelerin toplam payları da yüzde 6’yı geçemiyor.”


Bakın işte “Kral Çıplak!”