Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Asrın Yezid’i, asrın Kerbela’sı

Asrın Yezid’i, asrın Kerbela’sı

Şiilik dalgasına kapılmış bazı kesimler Başbakan Erdoğan’ın Suriye’de yaşananları Kerbela’ya benzetmesinden gocundular. Homurdanmalarına neden oldu. Halbuki, Başbakan daha önce Cidde’de Bahreyn’i kastederek ‘yeni Kerbela’lar olmasın’ demişti. Suriye’ye bakarak Bahreyn zorlama bir Kerbela olur. Ama Şiiler Bahreyn için müsrifane bir biçimde Kerbela benzetmesinden kaçınmazken mesele Suriye olunca yanından bile geçmiyorlar! Suriye’de yaşanan mezalim kimilerince Kerbela’yı kimilerince de Siyonist mezalimini andırıyor. Yahudiler Holokost diyerek yeri göğü inleterek mazlum olduklarını yayarken kimi Şiiler de tarih boyunca Kerbela meselesini böyle istismar etmişlerdir. Şiilerin Kerbela ile yakından uzaktan alakası yoktur. Yezid Sünni olmadığı gibi

Hazreti Hüseyin de Şii değildi. Kendini ona nispet etme sadece atıftan öteye geçmez. Bu Hıristiyan ve Yahudilerin Hazreti İbrahim’i kendilerine mal etmelerine benzer. Kur’an bunu reddeder hatta Müslümanların nispetini doğrular. Ali Şeriati’nin deyimiyle, Hazreti Ali yapayalnız bir adamdı. Karşıtlarının zulmüne sözde taraftarlarının da istismarına maruz kalmıştır. Hakikat sarsılmaz da olsa yalnızdır. Hazreti Hüseyin de Şiilerin bin yılı geçkin bir biçimde ağlamalarına rağmen Irak’ta biçare bırakılmış; yalnız bir adamdı. Zira onu çağıranlar onu savunmaya değil, istismara çağırmışlardı. Zor zamanda onu terk ettiler. Hazreti Ali kampına baktığımızda içinde birçok tufeyli ve vusuli (arrivist) olduğunu görüyoruz. Sözgelimi Hazreti Ali’nin (K.V.) Mısır’a vali olarak atamış olduğu Malik Eşter, Haricilerle veya iç savaşlarda Müslüman oldukları halde karşı kampın kadınlarının ve çocuklarının esir edilmesini ve ganimet olarak paylaştırılmasını savunmuştur. Hazreti Ali bunu şiddetle reddetmiştir. Hazreti Ali sadece düşmanlarıyla değil dostlarıyla da uğraşmak zorunda kalmıştır. Hazreti Ali’den sonra Malik Eşter ve oğlu profesyonel komutan ve her karşıt kampların paralı askeri haline gelmiştir. O kamptan bu kapma geçmiş, lakin geçtiği kamplarda güven tesis edememiştir. Bugün Türkiye’de Şii propagandasının bir basamağı olarak gösterime giren Muhtar gibi filmler gerçeği aksettirmiyor. Kurgu tarihi gerçeklere uymuyor. ‘Hüseyin’in intikamı’ diyerekten zamanı zemini kargaşaya sürüklemiştir. Halbuki, hedefi Hz. Hüseyin’in intikamı söyleminin arkasından kendisine dünyalık devşirmek ve iktidar alanı oluşturmaktır. Saib İbni Malik el Eşari’ye bunu açıkça itiraf etmiş ve şunları söylemiştir: “Her kalkışan mülk-devlet sahibi oldu. Ben onlardan değersiz miyim? Bana da bir araç-bahane lazım. Bu da Hazreti Hüseyin’in intikamını alma söylemidir... (Eş Şuubiyye, Prof. Zahiye Kaddure, El Mekteb el İslami, s : 56)”. Muhtar es Sakafi, din değil din üzerinden dünya peşindeydi. Ehl-i Beyti kendisine kalkan yaptı. Abdullah İbnü’s Zübeyr, Hicaz; Musab, Basra; Necde Haruri, Aruz; Abdullah Hazım Horasan’a egemen olmuştu. Muhtar’ın neyi eksikti? Şimdi Tahran-Şam ekseni Muhtar es Sakafi mantığıyla hareket ederek; direniş adına iktidar alanı oluşturma, koruma veya genişletme peşindeler. Direniş adına İsrail’le hesaplaşmak yerine halkları üzerinde yeni Kerbela’lar deniyorlar. ‘Hakkın kuyruğu olacağımıza batılın başı olalım’ yaklaşımı içindeler.


¥


Tarihte Kerbela adına veya Hüseyin’in intikamı adına yeni Kerbela’lar gerçekleştirenler maalasef kimi Şiilerdir. Yavuz’dan anlatmaya başlayalım. Tarihte Holokost veya Reconquista gibi soykırımlar veya dini kırımlar yaşanmıştır. Holokost veya Reconquista’nın bir benzerini Şah İsmail İran’da yapmış lakin tarihçiler buna özel bir ad koymamışlardır. Şah İsmail’in yaptığı Kerbela’dan öte bir durumdur. Sünnileri kılıç zoruyla ve katliamlarla Şiileştirerek kitlesel hafızayı sıfırlamış ve nesillerin zincirini kırmış ve geride ataları için ağlayacak ve hesap soracak kesimlerin kökünü kazımıştır. Yavuz ise sadece dailerin ve Şah İsmail’in taraftarlarının şevketini kırmakla yetinmiştir. Yavuz’un tek suçu Şah İsmail gibi yapmamaktır. Şah İsmail’in kampanyasından geçerek zorla Şiileştirilenler geçmişlerini unuttukları için Şah İsmail’den hesap soracaklarına Yavuz’dan hesap soruyorlar. İnsafsızlık böyle bir şey olmalıdır! Yavuz önce Hıristiyan ahalinin çocuklarını Müslüman yapmak istemiş, karşısına Zenbilli Ali Efendi dikilmiştir. Dahili muhaliflerine karşı da devleti savunmanın ötesinde bir şey yapmamıştır. İran’da süreç tersine dönmesine rağmen Anadolu’da tarih kaldığı yerden devam etmiştir. Baybars Suriye’de Batinilere karşı Sünnileştirme kampanyası uygulasa da bu sadece teşvik mahiyetinde kalmıştır. 12 Eylül rejiminin Tunceli’de cami ve imam hatip okulu kurması gibi.


¥


Beşşar, asrın Yezid’i ve belki de Neron’udur. Suriye’de her yer Kerbela ve her gün Aşura’dır. Bunu slogan haline getiren İran hakikatine göre davranmıyor. Beşşar, Yezid rejiminin Suriye’de her günü Aşura haline getirmesine yardım etmektedir. Evsi Hoşenk isimli Kürt yazar Suriye’de her günün Aşura ve her yerin Kerbela olduğunu yazmıştır (http://www.almustaqbal.com/ storiesv4.aspx?storyid=535937). Demek ki bu benzetmeyi yapan sadece Erdoğan değil. Rejimden ayrılan ve kopan eski Başbakan Riyad Hicap da rejimi yalancı, düzenbaz ve kan içici bir rejim olarak nitelendirmiştir. Rejim vampir bir rejim olup Daraya gibi bölgelerde Ebu Süleyman Darani Camii gibi camilerde çoluk çocuk demeden yüzlerce insanı katletmiştir. Der Yasin’de Yahudilerce topluca öldürülen Filistinlilerin sayısı 100’ü geçmezken Suriye’nin her yeri Kerbela’ya dönüştürülmüştür. Yine eski kültür bakanlarından Riad Nassan Agha, Suriye’de Beşşar rejimi gölgesinde yaşananların Moğol ve Haçlı Savaşlarından sonra en büyük felaket olduğunu yazmıştır. Bu felaketi son asırlardaki Fransız işgali ile karşılaştırmak da ona göre mümkün değildir. Bunu ancak. Şam-Tahran ekseni yapabilir! (http://www.alittihad.ae/wajhatdetails.php?id=67652). Riad Nassan Agha Kültür Bakanı iken İstanbul’da yaptığı bir konuşmada Sultan İkinci Abdulhamit’e Müslümanlar olarak çok zulmettiğimizi söyleyen adamdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
41 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi