Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bunlar da darbe karşıtı!..

Bunlar da darbe karşıtı!..

Sicilimiz tertemiz.



Darbe, muhtıra, kıyım, yasak, yolsuzluk, ihanet, terör, fuhuş...


Hepsine, her zaman, hep aynı kararlılıkta, eğip bükmeden, kıvırmadan ve yılmadan karşı çıkan bir yapı bu.


Akit!..


¥


Böyle girdik...


Şöyle devam edelim:


DİSK, 12 Eylül darbesi karşıtı eylemler dizisinde...


Baktık, toplanmışlar...


Darbe karşıtı slogan azınlıkta.


Ana slogan:


“AKP halka hesap verecek!..”


Mevzu ile alâkası ne?..


Hiç!..


¥


Bu DİSK, 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerinin yargılanmaları için yolu açan referandumda “hayır” propagandasının taşıyıcılarından olmuştu.


BDP, CHP ve diğerleriyle birlikte!..


¥


DİSK’in açıklamalarına bakın...


PKK”yı “terör örgütü” olarak işaret eden tek bir ifade bulabilecek misiniz?


Bunların tabii zemini BDP ile CHP’nin birlikte imza attıkları Sosyalist Enternasyonal bildirisine bakın...


Filistinlilere soykırım uygulayan İsrail ile Türkiye’yi eş değer gösteriyorlar!..


İsrail Filistinlilere ne yapıyorsa Türkiye de BDP’lilere –filan- onu yapıyormuş!..


¥


Şu darbe karşıtlığı...


DİSK 12 Eylül darbecilerine sözüm ona cephe alıyor ama 28 Şubat sürecinde “Beşli Çete” olarak tarihe geçen oluşumda kimlerin yer aldığını toplum nasıl unutsun?


Açık;


DİSK taraflarında, 27 Mayıs 1960 darbesine de övgüler dikkat çeker ve Mağdur Başbakanla Bakanların katline alkış!..


Ve bunlar darbe karşıtı!


Sevsinler!..


¥


Sadece DİSK’e yüklenirsek haksızlık yapmış oluruz.


Kimi için 27 Mayıs darbesi iyi darbeydi, kimi şu veya bu tonlarda 12 Eylül darbesinin savunuculuğunu yaptı, darbecilere övgüler düzdü.


Kimi 28 Şubat darbesine destek verdi kimi 27 Nisan muhtırasına...


Kimi sevdiği kimi korktuğu için...


Öyleleri oldu ki; darbecilere gidip, “Bizi lütfen Akit ile karıştırmayın!” filan dedi.


Ve yıllar sonra da bu özürlü tavrı marifetmiş gibi anlattı!


Hatta, 28 Şubat’ın direkt mağdurlarından bazıları, Ergenekon ve Balyoz darbecilerine destek verdi.


Bunları hep beraber yaşadık;


“28 Şubat darbesi Siyonist darbesiydi, Ergenekon ve Balyoz girişimleri ise milli (!)” diyebilecek kadar tuhaflaştı!..


Hatırlayın; 27 Nisan bildirisinden sonra muhalefet adına bir Muhsin Yazıcıoğlu çıkmıştı ortaya, darbecilere açıktan posta koyma cesaretini gösteren.


Çokları bulundukları pozisyona, dünyevi beklentilerine, korkularına, endişelerine, tıynetlerine boyun eğdi ve bir şekilde darbe savunuculuğu yaptı.


Bütün darbelere karşı aynı kararlılık, heyecan ve tempo ile karşı koyan...


Darbeler arasında ayrım yapmayan...


Kaç kişi, kaç oluşum vardı ve var!..


“Tuzak” söylemlerle özgürlük yanlısıymış, darbe karşıtıymış gibi görünüp aslında darbe savunuculuğu yapanları gördük...


Hâlâ da görüyoruz...


Tevazuun fazlası kibirdenmiş;


Sicilimiz tertemiz.


Darbe, muhtıra, kıyım, yasak, yolsuzluk, ihanet, terör, fuhuş...


Hepsine, her zaman ve hep aynı kararlılıkta karşı çıkan bir yapı bu.


Biz de kişisel tarihimizde hep “millet yanında” yer almış bulunmanın gönül huzurunda.


Bu kolayı seçenlerin tavrı değil elbet, ne çileler ne sıkıntılar...


Baskınlar, tehditler...


Davalar, içeri düşüşler, hacizler, aile boyu çileler...


Kimi zaman “Kardeşim” dediklerinden bile “Siz de darbecileri kızdırıyorsunuz, yapmayın ama bize de zarar veriyorsunuz” yollu “hassasiyet” soslu hücumlar.


Bugün de...


Pozisyonlar değişik; kimi darbecileri savunuyor, kimi yiğidin harman olduğu bu devirde darbe karşıtlığı ile öne çıkıyor, kimi “Darbelere hayır ama Sivil Darbelere de hayır!” yollu laflarla sözüm ona zevahiri kurtarıyor.


Kimi, darbeci üretimi PKK terör örgütüne yanaşıyor, “Kürt katili” PKK terör örgütünü “Kürt Sorunu” denilen çerçevede “özgürlük savaşçısı” konumuna oturtmaya yelteniyor.


Kimi iktidara “yanaşarak” malı götürmenin kimi iktidarın bir şekilde yıkılmasının ardından kurulacak yeni düzende “pozisyon” almanın derdinde.


¥


Ölümü ve birkaç nefeslik dünya hayatının ardından çetin bir sorgulama sürecinin başlayacağını hesap eden ne kadar da az!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi