Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Muhalefetteki Tayyipofobi

Muhalefetteki Tayyipofobi

Sağlıklı olması zorlarına gidiyor! Erdoğan’lı bir dünya onlara dar geliyor! Yaşıyor olmasına tahammül edemiyorlar! O kadar ki, Başbakan kürsüde kalp krizi geçirip ölse, hızlarını alamayıp kına yakacaklar! Hani AK Parti, lider karizmasıyla ayakta duran bir parti ya! Lider ölsün ve bu parti tarihe gömülsün istiyorlar!


Ancak, adam bunlara inat bana mısın demiyor! Kürsüye delikanlı gibi çıkıp aslan gibi kükrüyor! Muhteşem bir performans sergiledikten sonra da hoplaya zıplaya iniyor.

Yani bu kesime geçmiş olsun! Ölümünü bekleyenlere inat, başbakan gittikçe daha dinamik bir görüntü sergiliyor! Yüküne alıştı! Sırtındaki bin bir başlı kartalı, tüy kadar hafif hissediyor!

Buna karşın, bir kısım muhalefetin ruh sağlığı gittikçe daha sorunlu bir görüntü sergiliyor. Adeta başbakan kanser değil ve can vermeyecek diye birileri kahrından ölüyor! Bunu da muhalefet olarak tanımlıyorlar! Hayır, bu muhalefetle, fikir ayrılığıyla, farklı dünyaların insanları olmakla değil, ancak ruh hastalığı olarak izah edilebilir! Hatta “Tayyipofobi”yle!

Ya hu farklı düşünün, eleştirin, muhalefet edin, aynı kulvarda kıran kırana mücadele edin... Hepsine eyvallah! Ama rakibinizi saf dışı bırakmak için ölmesini temenni etmenizin izahı var mı ruh hastalığından başka?

KK harikalar diyarında...

Garibim KK, tırnaklarını yiye yiye kendini başbakanın yerinde düşlüyordur şimdi! Düşünsenize KK, birden gözlerini açıyor!

Bir de ne görsün? CHP yıllardır iktidarda! Bunun verdiği özgüvenle koşar adım kürsüye çıkıp dünyaya meydan okuyor! Dünya nefesini kesmiş, o konuşuyor...

Yetmiyor... Davudi sesiyle şiir okuyor konuşmasının başında! (Ne davudisi canım kılçıklı sesi demeliydim!)

Yok, olmuyor! Burada görüntü parazit yapıyor. Şiir nereee, KK nere Allah aşkına?

Muhalif basının yeni savaş yöntemi “öcü Tayyip”

Akılla izah edilemez korkuların akıllarını kontrol ettiğini, idraklerini ele geçirdiğini biliyorduk. Bu yüzden legal bir şiir okudu diye illegal bir biçimde Başbakanı içeri tıkmışlardı. Onu, askeri vesayete göre PKK teröründen çok daha tehlikeli bir kesimin sesi ve temsilcisi olarak görüyorlardı.

Bazı İslami gruplara göre ise eşi başörtülü olduğundan, değil başbakan, mahalle muhtarı bile seçilemezdi. Lakin kimse Allah’ın takdirinin önüne geçemedi. Allah, ona istediği yeri nasip etti!

Ülke olarak en bıçak sırtı dönemi sırtlamak zorunda kaldığı halde başbakanlık döneminde tökezlemedi! Yörüngesinden sapmadı!

İşte bu yüzden şimdi kimse alınmasın! “Çatla Sodom-Gomore/Patla Bizans ve Roma” demek anasının ak sütü kadar helal olsun, hakkı!

Bana göre...

Sosyal medyada, basından kimileri Başbakan’ın gömlek markasına takıldı, kimileri ise AK Partili hanımların sarışınlığına! Algıda seçicilik olayı bu olsa gerek.

Bende kısaca kendimce “in” ve “out” kısımları paylaşacağım sizinle! Başbakanın konuşmasındaki, İsrail’e posta koyup, Esed’e haddini bildirirken, Almanya ve Fransa’ya rot-balans ayarı çekmesi, İslamofobi’yi eleştirirken, İslam dünyasında cereyan eden linç hareketlerini de eşit ağırlıklı olarak eleştirmesi, Filistin’i kucaklarken, İran’ı dışlaması, Beşar’ı yok sayarken Suriyeli muhaliflere selam etmesi, Emine Erdoğan’dan helallik istemesi, annesinden söz etmesi gibi kısımlar harikaydı!

Bunun yanı sıra yeni Anayasa konusunda açıklama yapmak için bizleri hayli bekletti ve yanılmıyorsam kamusal alanda başörtü gibi bıçak sırtı bir konuda görüş bildirmedi. Önümüzdeki süreçte başörtülülerin siyasette olup olmayacağı konusunu da kontrpiyede bıraktı.

Ayrıca, keşke muhafazakâr kesimin başörtülü çalışanlara yönelik hak ihlallerinden ve buna karşı başörtülülerin haklarına sahip çıkacağından da söz etseydi!

PKK terörüne karşı mücadele etmelerinin, Kürt sorununa ilişkin demokratikleşme sürecine zarar vermeyeceği teminatını vermesi kuşkuları izale eder nitelikteydi! Barzani bana hiç güven vermeyen bir siyasi kişiliktir. Hep derim, Kuzey Irak’ın Demirel’i! Ancak karlı dağlarda kaybolan askerlerimizi kurtarması bizi ona borçlu hale getirdi!

Sonuç olarak, bazı konularda fazla detay vermemesine rağmen, samimiyeti, özgüveni ve hitabetiyle konuşmasını seyircilere pür dikkat dinletti! Lider karizması konusunda ise kendini aşmış desek yeri!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi