Faruk Çakır

Faruk Çakır

Bayram havası devam etmeli

Bayram havası devam etmeli

Sadece Türkiye’nin değil, bölgenin ve bütün bir insanlığın barışa, huzura ve kardeşliğe ihtiyacı var. Barış, kardeşlik ve huzuru temin etmenin bir yolu da siyasetçilerin mesajlarından, beyanlarından ve icraatlarından geçer. Bu gerçek bilindiği halde bazı siyasetçiler konuşmalarıyla ve icraatlarıyla siyasî havayı gerip, kardeşler arasında kavgaya bile sebep olur.
Bayramın ilk günü açıklamalar yapan siyasî parti liderleri ve mensupları sürekli barış ve kardeşlikten bahsettiler. İyi de ettiler, ama bu çağrılar ve bu beyanlar sadece bayram günleri ile sınırlı olmamalı. Temennimiz, bu bakış açısının, bu çağırların bütün bir yıl boyunca devam etmesi, ‘kavga’nın geri plana atılmasıdır.
Siyasetçilerin ‘kavga’sı seçim meydanlarında ve seçim sandıklarında olur. Aslında oradaki rekabeti de ‘kavga’ olarak isimlendirmemek lazım. Siyasetle uğraşan kişiler, meydanlarda yapacağı icraatları anlatır, milleti ikna etmeye çalışır ve sandıktan çıkan neticeye de razı olur. Siyasetin, siyasetçinin uyması gereken en temel kaide budur. Mücadeleyi seçim sandığı ve seçim meydanlarından başka yerlerde aramak sadece siyasetçilere değil, neticede Türkiye’ye kaybettiriyor ve daha da kaybettirir.
Anamuhalefet partisi lideri hariç ekseriyetle bütün parti liderleri bayram namazı için camilere gidip milletle aynı hizada saf tuttu. Ana muhalefet liderinin tavrını, “Dürüst davranıyor” diye tebrik etmek mi lazım, yoksa bu tavrının ona, partisine ve ülkeye bir şey kazandırmayacağını mi söylemek lazım? Türkiye’de, üstelik ‘bayram namazına’ dahi gitmeyen bir siyasetçi geniş kitlelere ulaşabilir mi?
Liderlerin bayram namazı sonrası yaptıkları açıklamalara bakıldığında ortak hedefin ‘barış, kardeşlik ve dayanışma’ olduğu anlaşılıyor. Ülkemizin tam da buna ihtiyacı var. Ancak şunu unutmamak lazım ki, iç barışın temini biraz da siyasetçilerin kendi aralarındaki ‘barış’ına bağlıdır. Hemen her konuşmalarında muhalif parti liderlerini ve mensuplarını kınayan bir yaklaşımla barış temin edilebilir mi? Liderlerin ateşli konuşmaları belki kendi siyasi taraftarlarını partiye kenetler, ama öte yandan başka partilere mensup kişiler arasındaki var olan mesafeyi her gün biraz daha açar. Böyle bir tablodan barış, kardeşlik ve huzur çıkabilir mi?
Peki, bayram günlerinde verilen barış ve kardeşlik mesajından kim zarar görür? Kimse zarar görmeyeceği gibi, başta böyle mesajlar veren siyasetçiler olmak üzere bütün Türkiye kazanır. Öyle ise siyasetçilerden temennimiz, konuşmalarıyla milleti birbirine düşürmemeleridir. Her günümüzün bayram olması için aklımızı başımızdan atmamız gerekmez.
Bayram vesilesiyle bir açıklama yapan 9. Cumhurbaşkanı Demirel de şöyle demiş: “Zaman pek çok şeyi siler süpürür. Bütün mesele iyi niyeti kaybetmemek. Ben herkese sesleniyorum. Benim siyasi bir maksadım yoktur. Ben siyaset üstüyüm. Herkese diyorum ki; Türkiye’de barışın teşekkülüne yardımcı olalım. Herkes yardımcı olsun. Eğer bu olursa netice iyi olur. Daha iyi günlere gidilir, iyi günlere gidilecektir de zaten, gidilmesi lazımdır. Bu günler geçicidir. Bu zorluklar da geçicidir. Milletimizin büyük sıkıntılar içinde olduğunu biliyorum ve Kurban Bayramı’ndan hayırlar umuyorum. Hep umuyoruz, hep umduk ve ummaya da devam ediyoruz. Kara gün karanlık kalmaz. Mutlaka bir gecenin sabahı vardır. İnşallah her şey düzgün hale gelir.” (AA, 25 Ekim 2012)
Her gecenin bir sabahı olduğu tartışmasızdır. Aynı zamanda ‘barış’a ve kardeşliğin teminine ‘herkes’in yardımcı olması gerektiği de her halde tartışılmaz. O halde bu bayramı vesile kılıp, mümkün olduğunca problemleri kaşıyarak değil, kaynaşarak iş görmeye bakalım. Bu noktada ilk adımı siyasetçiler atsın, ardından da sivil toplum kuruluşları ve medya gelsin. Bu işbirliği temin edilebilirse inanın ‘gece’ler daha erken sabah olur ve arzu edilen barış iklimine kısa yoldan ulaşırız. Hepimizin ortak menfaati, ‘bayram havası’nın her gün devam etmesindedir vesselam...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi