Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yunan diye bir halk var mı?

Yunan diye bir halk var mı?

İsterseniz “Türkler ne kadar Türk” diye sormakla başlayalım.. “Yunanlılar ne kadar Yunan”, “Kürtler ne kadar Kürt”, “Rumlar ne kadar Rum” diye de sorabilirsiniz..
Daha “Bulgaristan’da yaşayan herkes Bulgardır”a gelmedik.. “Bulgaristan Bulgarlarındır” gibi bir iddiamız da yok.. Batı Trakyalı kardeşlerimizi yurtsuz mu bırakacağız yani!
Konuya hızlı girdik galiba.
Aslında doğduğumuz ana babayı biz seçmedik. Doğduğumuz zamanı ve doğduğumuz toprağı da. Cinsiyetimiz ve derimizin rengi de bizim tercihimiz değil.
Hepimiz Adem’in çocuklarıyız. Adem ise topraktandır.
Bizim için üstünlük ancak takvadadır. Aramızda işler adalet üzere olacaktır. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız. İşi ehline vereceğiz.. Kural bu.
Hz. Ali zamanında Mekke-i mükerremede doğup cehenneme gitmek, Stalin zamanında Moskova’da doğup cennete gitmek mümkün. Puthanede büyüyüp İbrahim olmak da var, Hz. Nuh’un oğlu olup gemiye binmemekte. Yakub’un oğlu olup kardeşini kuyuya atmak da mümkün, Firavunun sarayında büyüyüp Hz. Musa olmak da var, Hz. Harun olmak da var. Hz. Yuşa olmak da var.
Hz. Lut’un karısı iman etmedi ama Firavunun eşi Asiye bizim de annemiz sayılır..
Hadi bakalım şimdi ırkçılık yapın.
Allah’ın ilk laneti ırkçılığadır. İlk haram, ilk günah ırkçılıktır..
Unutmayalım ki, “fikri kavmiyeti tel’in ediyor peygamber.”
Her şey sizin ırkınız için, ırkınıza göre ve ırkınız tarafından yapılıyor/yapılmalı iddiasında iseniz siz bir faşistsiniz..
Darbeci bir Yunan generali çıkmış, bir kitap yazmış, Fatih Sultan Mehmet, Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç’ın Türk olmadıklarını iddia ediyor.
Anadolu’da kimse saf bir ırka mensup değil.. Tek gerçek var, o da hepimizin Adem’in çocuğu olduğu.. Fatih Sultan Mehmet, Erdoğan, Arınç ya da Mustafa Kemal, yaptıkları ile benim gözümde bir değer ifade ederler, o kadar! Türk bir ana babadan doğmamış olmak ya da doğmuş olmak, tek başına ne anlam ifade edebilir ki! Türk olmak ya da olmamak da sonuçta Allah’ın bir takdiridir ve bize bir lütuftur. Kaldı ki, kişi ailesini, kabilesini sevmekle de kınanamaz..
General Frangos, yazdığı “Hangi Türkiye hangi Türkler” adlı kitabında Mustafa Kemal için de “Selanik’te değil Malatya’da doğdu. Zübey’de hanım annesi değil teyzesidir” diyor.
Bu iddia Malatyalı bir aileye ait ve geçtiğimiz günlerde Fatih Bayhan bu konu ile ilgili yaptığı kitap çalışmasındaki bazı bilgileri toplumla paylaşmıştı.
Yunan Milleti diye takdim ettikleri milletin ne kadar Yunan olduğu tartışmalı.. Mekadonları, Helenleri, Trakları, Rumları, İon şemsiye altına sokup Grekleri Yunan şemsiyesi altında birleştirmeye çalışıyorlar.
Kürtler ne kadar Türkse, Mekadonlar o kadar Yunan..
Trakların Yunanla ne alakası var.. Ya da Rum dediğiniz halk hangi halk.. Geçen gün yazdım, Kur’an-ı Kerim’deki Rum suresinde sözü edilen halk hangi halktır.. Selçuklular zamanındaki Ahiyani Rum, Baciyani Rum, Gaziyani Rum hangi Rumdur. “Arzı Rum” neresi, “Rumeli” neresi, Belhli Mevlana nasıl oluyor da hem Türki ve hem de Rumi oluyor?
Gerçekler bize öğretilen gibi değil.
Rum dediğiniz halk, 3’te ikisi Müslüman olmuş bir halktır. Baktılar hepsi Müslüman olacak, Mübadele ile onları Kıbrıs’a taşıyıp Yunanistan’a Yunanlılaştırılmak üzere emanet ettiler. Bir de Kıbrıs kavgası çıkarttılar ki, arada kan davası olsun da ayrışsınlar diye..
Anadolu Hıristiyanlığı, batıdaki Hıristiyanlıktan farklıdır.. Ariusçular tevhide daha yakındır.
Rodos ve Girit adaları ile Mora çevresi deniz yolu ile batıya gitmek isteyenler için, hem Ege’ye açılan bir kapı, hem Adriyatik denizine, hem de İtalya üzerinden Roma’ya uzanan bir kapı olarak önemli bir duraktı.. Avrupa’dan, Mısır’dan ve Anadolu’dan gelenler, Kudüs’ten gelenler için bir geçiş noktası oluşturuyordu. Bu anlamda Batı Roma, Kudüs ve Mısır, Anadolu üzerinden Asya, Kafkaslar ve Karadeniz bağlantılı olarak Rus etkisi ile oluşan antic bir kültür havzasından söz ediyor. Burada yaşayan İonlar kendilerini bütün bu uygarlıkların tarihi ve tabii mirasçısı kabul ediyor. Ve bu tarihi mitotoloji ile temellendirmeye çalışıyorlar..
Helenler bir Anadolu uygarlığıdır. Elbette Yunanla ilişki kurmuşlardır ama tek başına bir Yunan uygarlığı değil. Mekandonlar, Traklar ve Rumlar da öyle..
Yunanlılar kendilerini, bir misal ile anlatmak gerekirse, dağıtımını yaptıkları malların fabrikalarının kendilerine ait olduğunu iddia eden tüccara benzetiyorlar.. Bu değerleri kendileri üretmediler.. Bütün bu kültür havzalarının muhassılasını Yunanlılara ciro ederek bunun üzerine bir Yunan medeniyeti inşa etmeye kalkışmak doğru bir yaklaşım tarzı olmayacaktır..
Ulus devletlerin inşası sürecinde herkes kendine bir tarih uydurdu ve son 300 yılda bir hayal uğruna gerçekler acımasızca katledildi..
Batı uygarlığı tam bir Judeo Grek de değil. Tamam Yahudilerin göç yolu üzerinde Girit, Rodos, Mora ve Malta’nın önemi büyük. İzmir de öyle. Amsterdam ile İzmir ve Selanik bağı da önemli. Amerika’daki Philadelphia, bizim Ege’deki Filedelfiya’nın izdüşümüdür..
Daha geçen gün Haksöz’den Hamza Türkmen’le Trabzon yolunda bunları konuştuk..
Aslında bu konuyu daha fazla konuşmalı ve yazmalıyız.. Mitoloji konusunda da söyleyecek sözümüz olmalı bizim. Ha! Unutmadan, Yunanlılara göre Helen bir mitoloji kahramanı, ama aynı zamanda Hz. Zekeriya’nın eşinin de adı..
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
33 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi