Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

İş başa düşünce

İş başa düşünce

Alternatif cumhuriyet bayramı kutlamalarındaki polis barikatı gündemi işgal ettiğinde anladığım, bazı taşlar bazıları tarafından yerinden oynatılmak isteniyor.
Oynasın taşlar, karışsın işler...
Asıl gündem, CHP’nin inadım inattır diyerekten alternatif kutlamaya soyunması sonrasındaki gelişmelerdir. İzin verilmeyen toplantıdaki polis barikatı kaldırılıyor.
Başbakan, “ben emir vermedim” diyor.
O zaman hangi baş? Sorusu geliyor gündeme...
Barikatın kaldırılmasına Cumhurbaşkanı emir vermişse bu daha da düşündürücü.
Biri yapar, biri yıkarsa ne olur?
Bu konuda sayın Başbakan’ın açıklaması gayet net.
“(...) bu ülkeyi çift başlı bir yönetimle bugüne kadar getirmedik. Bundan sonra çift başlı bir yönetimle bu ülke bir yere varmaz.”
Çift başlılık...
Bir köye iki muhtar...
Bir ilçeye iki kaymakam...
Sayın Başbakanın bana göre en çarpıcı cümlesi, “Bir Başbakan olarak benim görevim bellidir, Sayın Cumhurbaşkanımızın da görev alanı bellidir.”
O halde görev karmaşası mı var?
Öyle ya, barikatın kaldırılması emrini kim verdi?
Polisin amirleri var, genel müdür, İçişleri Bakanı...
En tepede olan Başbakan ben bilmiyorum diyorsa kim biliyor?
İşte buna bal gibi çatlaklık denir...
Nasıl bir çatlaklık?
Sirke küpüne mi zarar veriyor?
Yoksa birtakım şahsı hesaplar mı var?
Sorun elbetteki alternatif kutlama değil.
Kutlamaya kısıtlama getirildiğinde hepimiz şunu söyledik, CHP cumhuriyeti kutlamak istiyorsa varsın kutlasın, hem nasıl istiyorsa öyle kutlasın, kim ne karışır.
Sonradan anladık ki işin içerisinde işler var.
Her olay göründüğü gibi değil.
Terör örgütünün ölüm oruçlarına yatması, birtakım kuruluşların barış ayaklarında sokağa dökülmesi, Öcalan posterlerinin açılması tesadüfi değildir.
Bu işler terörün (bölücülüğün) arka bahçesinden kotarılıyor.
Maksat insanları önce sokağa dökmek, sonra da büyük olayların kapısını aralamak.
Arap baharı yerine Türk- Kürt baharı.
Bu işler kimin işi?
Veya kotaranlar kimler?
CHP’nin geçmişine bakın, hep yanlışları oynamıştır. Darbe varsa onun desteğinde, bölücü örgütler varsa yine onun desteğinde ve de himayesinde...
Maksat, iktidar zor durma girsin ve de düşürülsün, ben de kapayım.
Kapamazsın ama kaparım hayallerine kapılmak ülkenin başını oldukça ağrıtıyor.
Hadi alternatif kutlamak için toplandık diyelim, polis barikatı da çözüldü, o zaman bir intihar bombacısı kalabalığın işini bitirir, sonra da sorumluluk gelir iktidara dayanır.
Neden tedbir almadın?
Akıllı olmak lazım...
İktidara karşı olmak başkadır, ülkede olup bitenleri anlamak bir başkadır...
Müslüman bir pire için yorgan yakmaz.
İş başa düşerse çaresi elbette ki aranır.
Ama benim görebildiğim, kolay kazanılan tabyalar bazılarını maceralara sürüklüyor.
Bir ova yetmedi diğer ovayı da verin.
Osmanlı’yı yönetenlerin içerisine düştüğü zaaf buydu, ben yoksam Roma da yıkılsın...
Kişisel zaaflar yüzünden Roma da gitti, Osmanlı da gitti.
Şimdi de bir kova süt dökülürse bir işe yaramaz...
Eleştirilerimizi sapına kadar yapalım, ama kovayı dökmeyelim, çünkü dökülen süt senin değil ötekinin işine yarar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi