Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Zıtlıklarla örülen kâinat ve denge

Zıtlıklarla örülen kâinat ve denge

Tabiatta her şey zıtlıklar ve farklılıklar üzerine yaratılmıştır. Doğru-yanlış, iyi-kötü, kadın-erkek, açlık-tokluk, büyük-küçük, soğuk-sıcak, sert-yumuşak, kalın-ince, tatlı-ekşi, artı-eksi gibi. Her şey ve güzellikler değerini bu zıtlıklar ve farklılıklarla ortaya koyar.
İnsan ruhu ve bedeni de farklılık ve zıtlıklarla örülmüştür. Sevgi-düşmanlık, şefkat/acıma-gaddarlık, cömertlik-cimrilik, iktisat-israf vs.
İslâmiyet ise, bu zıtlıkları dengeleme üzerinde kurulmuştur.
İslâm; iman ile düşünce, duygu boyutunu, ibadetlerle de ferdî ve sosyal hayatı dengeler, düzenler.
Zekât, hac, kurban gibi ibadetler belli seviyede zengin olmayı, refâh seviyesine ulaşmayı gerektirir.
İbadetler ve mübarek günler ile Müslümanların zaman ve mekânları da programlanmıştır. Bir diğer cepheden bakıldığında günde beş vakit namaz, günün programlanması ve zamanın kayıt altına alınmasıdır.
Herşeyde orta yolu tutan İslâm, insanın izzetine yakışır seviyede yaşamasını ister. Sefalete razı olmaz.
İsraf ve israfa varan lüks derecesinde “tüketime” onay vermez.
Hayatın bütün safhalarında tüketimi, “aslî ve zarurî ihtiyaçları” akıl, mantık çerçevesinde karşılamayı tavsiye eder.
Bunun için çalışmaya büyük önem verir. Çalışmak da genellikle refah ve saadeti getirir.
Müslümanlar hayatlarını Kur’ân ve Sünnet ışığında düzenlerler. Bu da gösterişe, israfa varmayan sade bir hayatı gerektirir.
Terakkiye, zenginliğe, refaha, ilme, araştırmaya, tahkike “Evet”; ama israfa ve çılgın tüketime “Hayır!” Bu, “gelenek ve görenek” yolunu kapatarak, tüketim tahrikini önleyecektir.
“...İşte bu esaslara binaen, ehl-i İslâm dünyaya ve hırsa sevk etmeye ve teşvik etmeye muhtaç değildirler. Terakkiyat ve âsâyişler bununla temin edilmez. Belki mesailerinin tanzimine ve mâbeynlerindeki [aralarındaki] emniyetin [güvenin] tesisine ve teavün [yardımlaşma] düsturunun teshiline muhtaçtırlar. Bu ihtiyaç da, dinin evâmir-i kudsiyesiyle [kudsî emirleriyle] ve takvâ ve salâbet-i diniye [dînin emirlerini korumak ve tatbik etmedeki ciddiyet ve sağlamlık] ile olur.” (Lem’alar, On Yedinci Lem’a, s. 126)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi