Tampondaki imza

“C4 nedir?” diye sorsam…

Terör haberlerini yakından takip edenler “patlayıcı” der.

Otomobil meraklıları ise bir “araba modeli” cevabını verir.

Bu kez “C4’lerin Mustafa Kemal Atatürk ile bir ilgisi var mı?” diye sorsam.

“Hooop! Sen diyorsun?” diye çıkışırsınız.

Çıkışmaya, kızmaya gerek yok.

Boğaz köprüsünde tampon tampona giderken gördüm; araba markalarının altına O’nun imzasının konduğunu.

“Patlayıcıyı devre dışı bırakalım. Onunla işimiz olmaz” şerhini koyduktan sonra devam edelim.

Markanın altına imza koyunca “Atam senin sayende ülkemizin bir arabası, bir markası var” mı demeye çalışılıyor? Yoksa “C4” markası Ata’ya ait olduğu mu vurgulanıyor?

Araba Fransız… İmzayı yapıştıran Türk.

Araçların arka camına yapıştırılan imzalar hadi neyse de bir de tamponlara yapıştıranlar var.

Önde veya arkada fark etmiyor.

İnsaf ya!

Nazar boncuğu yerine mi kullanılıyor bilemiyorum. Soracağım…

Adana Kuaförler ve Manikürcüler Odası’nın icraatı ise oraya buraya imza yapıştıranlardan farklı.

Ölüm yıl dönümünde sanki kutlama varmış gibi kadınların saçlarını yapmışlar, bir de saç içine

Atatürk posteri yerleştirmişler.

Buna dense dense “poster Atatürkçülüğü” denir.

O kadınlardan biri o haliyle şiddete, tacize maruz kalsaydı medyamızın atacağı başlıkları düşünmek bile istemiyorum.

Tokat’taki olay ise işin çığırından çıktığını gösteriyor. Lokantanın tuvalet kapısına Atatürk fotoğrafı konulup altına “hoş geldiniz” yazılmış.

Yazık ki, ne yazık!

Bunları yaparak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü yüceltmiyorsunuz. Haberiniz olsun.

Şekilciliği bırakıp, O’nu düzgünce anladığınızda yücelteceksiniz.