Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Bulut Sütun

Bulut Sütun

İsrail 2008-2009 Gazze saldırıları sırasında bu operasyona ‘Dökme Kurşun’ adını vermişti. Dökme Kurşun İsrail dini literatüründe yeri olan bir ifadedir. Dini delaletleri ve işaretleri vardır.


Onun dışında Gazze saldırıları muharrem ayına ve hicri yılbaşına (1430) denk getirilmiştir. Yahudiler açısından da Dökme Kurşun operasyonu dini bir güne ve bayrama rastlamaktaydı. Ehud Olmert ve Tzipi Livni ikilisi saldırı gününü özellikle de ‘Hanuka Bayramı’nın son gününe denk getirmişlerdi. Böylece Allah’ı da arkalarına alarak (haşa) Filistinlilere karşı manevi bir üstünlük sağlayacaklarını umuyorlardı. Nal topladılar. Önemli olan kavramlaştırmak veya isimlendirmek değil isme layık olmak yani sıfatını kazanabilmektir. İsrail dini isimlere ve referanslara başvuruyor ama muhtevasını dolduramıyor. Zulmü dini değerler veya kavramlar üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu ise geri tepiyor. Bununla birlikte Yahudiler hâlâ bazı efsanelerin arkasına sığınıyorlar. ‘Allah’ın seçilmiş milleti’ tabiri bunlardan birisidir. Allah vaktiyle Musevileri, diğer milletlere (alemlere) tercih etmişti lakin bu muayyen bir zaman dilimiyle sınırlı kalmıştır. Sonra Diaspora/dağılma dönemi Kur’an ifadesiyle mezellet ve meskenet dönemi olarak tecelli etmiştir. Yahudilerin kof efsanelerinden birisi de cennetin kendilerine halis olduğunu düşünmeleridir. Bundan dolayı Kur’an onları ‘öyleyse niye cennete koşmuyor ve can atmıyorsunuz?’ diye susturmuştur. Sadece birkaç günle sınırlı olarak cehennemde kalacaklarını öngörmüşlerdir. Kur’an bunu da yalanlamıştır. Bir başka efsane Yakup (Aleyhisselam) İsrail demeleri ve onun Allah’la güreşerek Allah’ı yendiği fantezisini üretmeleridir.

¥

Bununla birlikte başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere İslam kaynakları da İsrail’in yeni saldırısına isim verdiği Bulut Sütun ifadesini ve kavramını doğrulamaktadır. Bakara Suresinin 57’inci ayetinde buna apaçık vurgu ve atıf vardır: “Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve “Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz” (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı…” Huruç (Exodus) sırasında Cenab-ı Hak Mısırlılara dokuz felaket vermiş ve Beni İsrail’e de aynı oranda ve hatta iki katı nimetler ve mucizeler vermiştir. Bunlardan birisi de Bulut Sütundur.Kur’an bunu ‘ zallalna aleyküm el gamama’ şeklinde ifade eder.Tih, çöl olmasından ve etrafta gölgelik ve dikili ağaç ve barınak bulunmamasından dolayı Cenab-ı Hak güneşin sıcağından onları bulutu siper ederek korumuştur. Yunus Aleyhisselamı gemiden attıklarında da onu yine sahil sıcağından kalın kabak yapraklarıyla korumuştur. BAKARA 210’uncu ayette de bu meseleye bir atıf vardır: “Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah’ın ve meleklerinin gelmesini mi beklerler. Halbuki iş bitirilmiştir. (Allah nizamı artık değişmez.) Bütün işler yalnızca Allah’a döndürülür.” Yahudilerin Bulut Sütun tanımları bu ayette ifade edildiği gibidir. Müfessirlerden kimisi bu Bulut Sütuna beyaz bulut adını veriyorlar. İbni Abbas gibi müfessirler bu beyaz bulutun veya Bulut Sütunun Beni İsrail’e Tih çölünde eşlik ettiğine inanıyorlar. Bununla birlikte İbni Kesir bu Bulut Sütunun Bedir günü de meleklerle birlikte Müslümanlara yardıma geldiğini ifade etmektedir. Yani Bulut Sütün Beni İsrail’e mahsus bir şey değil. ZatenMüslümanlar Musa Aleyhisselam ve manevi mirasına Yahudilerden daha layıktırlar.

¥

İsmail Hakkı Bursevi ise aynen Yahudiler gibi söz konusu bulutu ‘nurdan sütun (amuden min nur)’ olarak tanımlamaktadır. Yahudiler Bulut Sütunu Tevrat’taki mucizelerden birisi olarak algılamaktadır. Kur’an da bunu tasdik etmektedir. Bununla birlikte, Kur’an Tevrat’taki tasviri tekzip etmektedir. O da Cenab-ı Hakkın gündüzleri yollarında rehberlik yapmak için Yahudilerin önüne düşmesi ve Bulut Sütunu arasında yürümesidir. Gündüzleri Bulut Sütun, geceleri de ateşten bir sütun Yahudilerin önlerine düşmekte ve onlara rehberlik etmektedir. Tevrat’taki ifade mecaz değilse, meleklere hamledilir. Bazı İslam kaynakları Beni İsrail’e Bulut Sütunun Tih’de geldiğini zikretseler de Tevrat’a göre Bulut Sütün bu dönemle sınırlı değildir. Firavun ve ordusunun önünde ve Kızıldeniz’de onlara rehberlik etmiştir. Bulut Sütun Yahudilere yolu aydınlatırken Firavun askerlerine de karartmıştır. Bulut Sütun Toplantı Çadırının önünde durur ve Beni İsrail onu gördüğünde güven içinde şükür secdesine varıyordu. Lakin Tevrat kaynaklı anlatımlarda Allah ile Musa’nın (Aleyhisselam) yüz yüze görüştükleri ifade edilmektedir. Halbuki, Kur’an anlatımında Musa Aleyhisselam Tur’da Mikat sırasında Allah’ı görmek isteyince Allah sadece dağa tecelli etmiş ve Musa Aleyhisselam bunu kaldıramamıştır. Netanyahu ve İsrail kabinesi Filistinlilere karşı saldırı operasyonuna bu adı vererek Bulut Sütun ismiyle teberrük etmek istemişlerdir. Beni İsrail, Musa ve Harun aleyhisselam’dan sonra onların kutsal emanetlerine havi olan Ahit Sandığıyla (tabut er rab) teberrükte bulunurlardı. Savaşa böyle girerlerdi. Bir benzerini Nureddin Zengi daha fethedilmeden yaptırdığı Mescid-i Aksa minberiyle yapmıştır. Bu isimlendirme ile Allah’ın yanlarında olduğu imajını ve mesajını vermek veya tefeülde bulunmak istemişlerdir ( iyimserlik). Lakin Allah isimlerle değil, iyilerle ve doğrularla birliktedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi