Şu Cumhuriyet Halk Partisi de olmasa Meclis’te şenlik-şamata olmayacak. Adamların çou stand-up’çı. Baş stand-up’çı da Kamer Genç.

Adam Cem Yılmaz’ın siyasetteki muadili. Milletvekilliği, komedyenlik, bahçıvanlık başta olmak üzere pek çok hüneri bünyesinde topluyor hazret. En meşhur gösterisi de zaman zaman Meclis’e elinde bir fenerle gelip, kürsüde onunla boy göstermek. Muhteremin başka şeylerinde kolleksiyonunu yaptığı biliniyor. O’nu örnek alan ve iştaha gelen diğer CHP milletvekilleri de son aylada değişik komiklikler yapmaya başladılar. Rivayete göre onlar bizim komiklik dediğimiz şeyleri iktidarın icraatlarını protesto olarak niteliyorlarmış.

Hani ilkokullarımızda yıl sonu müsamereleri olurdu. Mini mini yavrularımız ellerinde küçücük pankartları ile sahneyi doldururlardı. Onların insan içine çıkma, konuşma ve derdini başkalarına anlatabilme becerilerini geliştirmek için ellerine verilen bu küçük afişlerde ekseriya yerlere tükürmeyiniz, kırmızı ışıkta geçmeyiniz gibi sözler yolur ve onlarda bu veciz sözleri taşıyarak alkış alırlardı.

Bu çocuklara nasıl bir eğitim vermiş ve hayatlarının ilerleyen zamanlarında onları bozmuşsak yerlere tükürende onlar oldular, kırmızı ışıkta geçenlerde. Hatta milletvekili olupta birbirlerinin yüzüne tükürenleri, evli-barklı kadınlara cinsel taciz de bulunanları bile görüverdik. Bir de bilhassa CHP’li vekiller ilkokulda bırakmaları gereken o alışkanlıklarını Meclis’e kadar taşımayı kutsal bir görev bildiler, hatta Atatürkçülük!

Ben, bir gün CHP Milletvekili Kamer Genç’i elinde fenerle dolaşırken görünce ünlü filozof Diyojen’i hatırladım.

Diyojen güpegündüz elinde fenrele ne yaptığını soranlara: “Adam arıyorum” demişti. Genç’te galiba ahlâklı adam ve lider arıyordur diye düşünmüştüm. CHP’nin bu ilginç protestoları bana da ilham verdi bir anda Dedim ki kendi kendime -Allah göstermesin- bu CHP bir gün yanlışlıkla iktidar olsa o günlerin ana muhalefet partisi Meclis’te nasıl bir protesto yapabilir? Hafızamın sınırlarını zorlayarak şu protesto yöntemlerinde karar kıldım:

Mesela ana muhalefet partisi milletvekillerinin hepsi ellerinde küçük bir cami maketi ile Meclis’e gelip, bunları sıralarının üzerine koyacaklar. Caminin üzerinde de küçük bir etiket. “Dikkat, satılık kelepir cami, meyhane, bar, pavyon yapılabilir!”

Şaşırdınız mı? Yok canım şaşırmayınız, CHP’nin sicilinde böyle ne camiler vardır. Bir tanesi İstanbul’da Beyoğlu’nda halâ meyhane olarak kullanılıyor ve bir şeyde yapılamıyor. Konya’da 1965’lerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın kırtasiye deposu büyük bir camiye ben yetiştim. Allah’tan bar-pavyon değildi. İstanbul’da Sirkeci Garı’nın hemen yanındaki yıkılmış bir caminin arsası üzerindeki Anadolu Saz adlı pavyonu da dışarıdan içimiz kan ağlayarak görme bahtsızlığına da ulaşmıştık. MSP 1973’te koalisyon ortağı olarak iktidara müdahil oldu da Anadolu Saz’ın yıkılıp, yerine cami yapıldı.
Böyle pek çok caminin de tekrar yapılması mümkün oldu. Bu şanlı mücadeleyi başlatan Necmettin Erbakan Hocamızın mezarına nurlar yağsın!.

Efendim, başka nasıl bir protesto yapılabilir CHP kasden iktidar olsa. Mesela ana muhalefet milletvekilleri ellerinde minyatür küçük darağaçları ile meclise gelebilirler. Zira HP demek darağacı demektir, idam demektir. Ankara Ulucanlar Cezaevi’nin adı nereden geliyor? Orada suçsuz günahsız yüzlerce din adamı ve tarikat lideri asılmış ve o beldenin adı da “Ulucanlar” oluvermiştir.

Minyatür idam sehbaları yerine tüm milletvekilleri ellerinde birer ilmikle de gelebililer Meclis’e. Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun boğazına geçirilen ilmik meselâ. Ya da tüm milletvekilleri ellerinde “Dersim katliamının fotoğrafları” ile Meclis’e gelebilirler.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. CHP söz konusu olunca o kadar sicilleri bozuk ki hepsini yazsam “ciltlere sığmayan bir kitap olur!”Şakasını yaptığıma bile pişman oldum. Rabbim, bizi CHP ile yeni bir imtihana tabi tutmasın diye dua edelim. Dileriz artık cezamız dolmuştur.