Cemal Nar

Cemal Nar

Alternatifsizlik Hoş Değil Ama…

Alternatifsizlik Hoş Değil Ama…

Bizim bir davamız var, bütün önceliğimizi ona veriyoruz. Bu arada bazı tali işlerimiz de var, onların da iyi olmasını elbette isteriz, ama olmazsa da çok sızlanmayız, eğer davamız adına güzel şeyler oluyorsa. Onun hatırına görmeyiz bazı eksikleri, kusurları.

Mesela dünyanın gelir dağılımı en bozuk ülkelerinin sondan üçüncüsüymüşüz. Bunun acısını çok yaman çekiyoruz. Kişi başına düşen gelir seviyesi on yılda on kat artmış, ama benim zavallı emekli maaşıma yarım kat bile artış uğramamış. 2003 de emekli oldum. Yanılmıyorsam elime 1200 tl. geçiyordu. Şimdi de galiba 1400. Al sana dokuz yıllık artış. Bence değmez, ama siz hesaplayın isterseniz yüzde kaç arttığını. Memura arada bir “seyyanen” deyip veriyor. O aynı zamanda yıllık artış oranına da etki ediyor. Emekliye o da yok.

Emeklinin, memurun, işçinin hali bu. Peki ama kimlerin ceplerine gidiyor bu artışlar? Malum ülkenin şişman kedilerinin. Emeklinin, memurun, işçinin, dar gelirli fakirlerin ceplerine gitmediği malum. İyi de, bunların artan gelirden payı ne olacak?

Başbakan ve hükümeti çok önemli işler yaptı, hakkı yenmez. Ama asgari ücretli işçilere ve memurlara verdiği sadece enflasyonun üstünde bir ücret. O canavara yem etmemekle övünüyor şimdilik.

Biz bu hedefe itiraz ediyoruz ama elden ne gelir?

Buna rağmen iki tesellimiz var. Birincisi, davamız adına güzel gelişmeler de oluyor. İkincisi, alternatifsizliği görüyoruz. Bu “yevmül beterin” çaresizliğindeki mecburiyeti sabırla aşmayı bekliyoruz.

Birinci tesellimizi azıcık açalım isterseniz. Bu ülkenin üzerinden batılılaşma küfrü silindir gibi geçmiş v herkesi, her şeyi ezmiş. Hilafet gitmiş, şeriat gitmiş, medrese ve tekke kapatılmış, din tahsili yasaklanmış, tarihle, ilim sanat ve kültürle, ümmet coğrafyasıyla bağlar koparılmış. Devlet ve kurumlarından dindarlar dışlanmış, kapkara bir cahiliyye karanlığına itilmiş insanımız. Geçen zaman içinde bir sürü insan mürted olarak imanını dahi kaybetmiş. Hala dinle, şeriatla savaşıyor, dinden çıktığının farkında değil.

Böyle bir yangın yerindeyiz ve hala için için yanan değerlerimizin ve özgürlüklerimizin dumanı tütmekte. Ayağa kalkmaya çabaladıkça, kaç darbe ile yeniden kapaklanmışız yerlere. En son 28 Şubat Post Modern Darbesi’nin kurbanları olmuşuz. Evlerdeki Kur’an bile suç aleti sayılarak insanlar fişlenmiş, işlerinden atılmış. Zindanlara atılmış gencecik fidanlar, işkencelerden geçirilmiş. Bunalmış insanlar zehirli gazlardan, sevdikleri işlerini terkederek emekliye ayrılmışlar.

Şimdi bir iktidar gelmiş, başında bir İmam Hatipli var. Millete vurulan prangaları bir bir sökmeye çalışıyor. Zulümleri ortadan kaldırmaya, hak ve hukuklarını tekrar iadeye çalışıyor. Zorbalarla amansız savaşıyor. Kefeni yanında geziyor. Derin devlet ve çetelerle mücadele ediyor. Dışarda da mazlumların yanında haykırıyor. İslam coğrafyasına sahip çıkıyor. İsraili rezil ediyor. ABD ve AB’ye yeri gelince kafa tutuyor.

İşte en son okullara Kur’an-ı Kerîm, Siyer, Arapça ve din derslerini soktu seçmeli de olsa. Kürt sorununu bitirdi nerdeyse. İdareciler halka değer vermeye başladılar vs. vs.

Bütün bu güzellikler olurken benim maaşım yeterince artmamış, gam değil…

İkinci teselli sebebimiz de şu: İşte CHP gibi bir ana muhalefet var karşıda. Eğer o gelirse, ne bu maaşı bulabiliriz, ne bu canavara yem olmaktan kurtuluruz, ne de kazandığımız bütün manevi kazançlarımız kalır ortada. Derin devlet, Ergenekon, mafya, üçlü beşli çeteler, anayasal vesayet kurumları… anamızı ağlatırlar bu sefer.

Okullardan Kur’an, Siyer, Din Dersleri yeniden kalkar. Başörtüsü zulmü yeniden hortlar. İmam Hatipler tekrar kapatılır. İlahiyat Fakülteleri üç beş tane kalır üç beş yüz öğrenci ile. Diyanet yine imamsız kalır. Dindarlar yine fişlenir. Bir yere hanımı başörtülü atansa “dinciler devleti ele geçiriyor” saçmalığı yeniden başlar. Ordudan dindar subaylar tekrar atılır. Faili malum meçhullar yine dehşet saçmaya başlar…

Fakir fukara kömürsüz, yatalaklar bakımsız kalır. Hastanelerde yeni bir curcuna başlar. Bir karanlık dönem yeniden başlar daha hınçlı, daha kindar, daha zalim…

“Bundan iyisini mi bulacağız? Hiç olmazsa İsrail, ABD, AB, BM’ye arada bir kafa tutuyor, ecdadımızı hatırlatıyor, İslam kardeşliğinden bahsediyor, “öleceksek adam gibi ölelim” diyor. Yağmıyorsa da gürlüyor be kardeşim” diyenin kasdettiği alternatifsizlik çok kötü, ama ne yaparsınız ki gerçeğin ta kendisi…

Biz buradan Başbakana ve Milli Eğitim bakanına sesleniyoruz, “Eğer okullarda başörtüsünü serbest bırakmak istesek, hükümetimizi şimdi bunu yapmaktan alıkoyan şey ne?" gibi anlamsız sözler yerine, sizler “yaptığımızla yetinemeyiz. Daha çok işimiz var. İnşallah yakın bir zamanda ne okullarda ne de başka yerlerde kılık kıyafet diye bir sorun kalmayacaktır. Bu halk hak ettiği özgürlüklere sonuna kadar sahip olacaktır” deyip çıkınız işin içinden.

Bunu yapın, ben bu maaşla da sizden memnun olurum.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi