Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Özgürlük bizim mahalleye de uğrar mı?

Özgürlük bizim mahalleye de uğrar mı?

Okullarda kılık kıyafet serbestliği, toplumun çeşitli kesimlerinde tartışılmaya devam ediyor. Tartışmaların odağında iki türlü yaklaşım var: Toplumun bir kesimi, "kıyafet serbest olsun, isteyen istediğini giysin" düşüncesini savunuyor. Diğer kesim ise, kıyafet serbestliğinin, yoksul çocukların komleks duygularını kamçılayabileceğini bu çocukların kendilerini dışlanmış hissedebileceğini, bunun yanında kıyafet serbestliğinin disiplini bozacağını, okulda güvenlik zafiyeti oluşturabileceğini ifade ediyorlar.

Öncelikle şunu ifade edeyim, kılık kıyafet serbestliğin, çeşitli sıkıntılara neden olabileceğini düşünüyorum ancak bunun yoksul çocuklar üzerinde komleks uyandıracağı düşüncesine ve bu gerekçe ile böyle bir uygulamaya karşı çıkılmasına hiçbir şekilde katılmıyorum. Zira hayat zıtlıklar ve karşıtlıklar üzerine kurulmuştur. Bizler hayatı tekdüze kılmaya çalışırken acaba Allah'ın bu hayata koymuş olduğu yasalardan birini yok saymaya çalışmıyor muyuz? Her şey herkese eşit bir paydaşlıkla mı sunulmuştur bu dünyada? Yoksul çocuk, sokakta caddede mahallede apartmanda, işte ve hayatın bütün alanlarında maddi olarak kendisinden daha iyi durumda olan akranlarıyla bir arada yaşamıyor mu? Bu çocukları insanlık ailesi ile barışık şekilde yetiştirmeniz daha doğru olmaz mı?

Çocuklara ailede ve okulda, zengin, fakir, sağlıklı, hasta, engelli, zeki ve vasat... bütün insanların aynı atmosferde ve aynı yerkürede, paylarına düşenle yaşamaları gerektiği bilinci verilmelidir. Yani, çocuklarımıza kendileri ile barışık olmayı üstünlüğün giysi ve konforlu yaşamdan değil erdem ve faziletlerden geçtiğini öğretmeliyiz.

Kılık kıyafet konusunda ise, düzen ve disiplini sağlamak , görüntü karmaşasına fırsat vermemek için, aile ile işbirliği yapılarak belirlenen bir kıyafet üzerinde karar kılınmalıdır. Zira, böylesi bir hayat çocuğun disipline olmasına ve kendini öğrenci olarak hissetmesine yardımcı olacaktır. Kıyafet onun öğrenci kimliğinin bir parçasıdır ve öğrenci bu şekilde kendini daha rahat ifade edebilecektir.

Bir de şu soruyu sorma ihtiyacı hissediyorum: Milli Eğitim Bakanı, okullarda kıyafet serbestliğini savunurken, toplumun gündeminden hiç düşmeyen başörtüsü neden dışarıda bırakılır? Özgürlük denen mefhum neden bizim başörtülü dindar çocuklarımızdan esirgenir? Anlaşılır gibi değil. Her türlü kılık kıyafet ve yaşam tarzları özgür bırakılır ve korunurken bizler hâlâ çocuklarımızı okullara başlarını örtmüş bir şekilde göndereceğimiz günleri bekliyorsak, bu tartışmaların bizim için hiçbir anlamı yok.

İnanç ve insan hakları kapsamındaki düzenlemeleri yapmak devletin görevleri arasındadır. Buna eğitim kuramları da dahildir. Dolayısıyla, İslam toplumlarında, artık yaşamla iç içe geçmiş olan, tartışılması, önünün kesilmesi hiçbir şekilde kabul edilemeyen başörtüsü dahil tüm inanç ve hürriyetlerin önü açılmalıdır. Kaldı ki, bizler bu ülkenin asli unsurlarından biriyiz ve İslam'ın hayatımıza taşınmasını her şeyden daha fazla önemsiyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi