Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Terzi isterse söküğünü dikebilir

Terzi isterse söküğünü dikebilir

Acı bir yakınınız kadar tanıdıktır size. Ve acının bulaştığı kişiye yardımcı olabilmek için seferber olur, elinizden ne geliyorsa yaparsınız. Kendinizden daha çok dışarıya odaklı yaşadığınızdan, başkalarının sıkıntılarını daha rahat görür ve sadece yardım etmekle kalmaz olayı birebir yaşarsınız. Mesela, bir yakınını kaybeden arkadaşınızı ziyaret ettiğinizde içinizden bir şeyler kopar, onun için neler yapabilirim diye düşünürsünüz. Böyle durumlarda düşeni kaldırmayı bir borç bilir ve arkadaşınızın elinden tutar, teselli edersiniz. Acı külleninceye kadar onun da yanında yer alırsınız.

Ağlayana mendil uzatır, başkalarının sadece iyi halleriyle değil kötü halleriyle de yakınen ilgilenirsiniz. Müslüman toplumlarda, aç olanı doyurmak, derdi olana derman aramak insani bir sorumluluk olarak bilinir ve tatbik edilir. Bu nedenle bizim insanımız kendinden ziyade karşısındakini düşünür ve onun iyiliği için çalışır... Ancak, çoğu zaman acı bizim sokağa da uğrar ve böyle zamanlarda derin ızdıraplara düşeriz. Ama nedense bir arkadaşımıza ya da yakınımıza verdiğimiz desteği kendimize bir türlü veremez ve çaresizliğe gömülürüz. Küçük meselelerin üstesinden dahi gelemeyiz, yolumuz çıkmaz sokaklara düştüğünde güçsüz düşer ve teslim oluruz. Yani aynı teselliyi kendimize veremeyiz, ağlayan gözümüze hüzünlenen yüreğimize bir mendil uzatamayız. Çünkü bize acı bulaştığında ağlamak ve teslim olmak öğretilmiştir. O yüzden kendimize yardımcı olamayız. Bunu "terzi kendi söküğünü dikemez" sözü ile de meşrulaştırırız. Oysa terzi isterse kendi söküğünü dikebilir çünkü terzilik konusuna mahirdir.

Nedense hayatın olumsuz taraflarına odaklanır ve çoğu zaman acıya gönüllü talip oluruz. Sahip olduğumuz iyi şeyler de vardır ama bir yolunu bulur; İşlerim yolunda gitmiyor, insanlar beni anlamıyor, çocuklar sözümü dinlemiyor, zaten ben şanssız biriyim... diye yakınır ve acının sokağına çıkarız. Oysa insan yaşamı tekdüze değildir. Isıtan ve ışıtan güneşi, nefes alıp vermeyi, gülümseyebilmeyi, konuşabilmeyi ve acı tatlı olayları bir bütün olarak değerlendirdiğimizde hayatta iyi şeylerin de olduğunu fark edebiliriz.

Başkalarının acılarına duyarlı olmak elbette erdemli bir davranıştır. Ancak kişi başkalarına yaptığı desteği kendine de yapmalı, gerektiğinde bir mendil de kendine uzatabilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi