Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Senin vicdanın rahatsa, sorun yok...

Senin vicdanın rahatsa, sorun yok...

Savcı, yargıç, hasım, düşman değilim... Henüz ‘iddianame’yi görmedim. Hangi değerli generalin neyle suçlandığını da bilmiyorum. Bizatihi savcının ağzından çıkmamış ifadelerle ‘bilgi kirliliği’ yaratıldığının da farkındayım.

İçeride tutulanların bir bölümünün masum olduğuna/olabileceğine de inanıyorum.

Fakat, ortada ‘fiiller’ var...

Birçok cinayet işlendi... Rahip cinayetinden Malatya katliamına, Bahriye üçok’tan Hrant Dink’e...

Danıştay’a baskın düzenlendi ve bir yargıç görevi başında öldürüldü.

Linç kampanyaları düzenlendi.

Gazeteler bombalandı.

Görünür görünmez eller marifetiyle ‘siyaset kurumu’ üzerinde terör estirildi.

Bildiriler yayınlandı, muhtıralar verildi.

Erken günahı ‘meşru siyaseti’ savunmak olan insanlar fişlendi, gözaltına alındı, işkenceden geçirildi.

Halkın seçtiklerine ve değer tercihlerine efelenmek ‘en cesur laik eylem’ sayıldı.

Parlamentonun yasama yetkisini budayanlar ‘devrimin öncü güçleri’ olarak alkışlandı

Bütün bunlar, geniş, olabildiğince geniş ve cüretini ‘sahiplik’ psikolojisinden alan bir organizasyonu işaret ediyordu.

Ergenekon operasyonu, bu organizasyonu deşifre etmek için büyük bir fırsat... Ya bu fırsatı değerlendirip demokrasiye kasteden güçleri ve cinayet şebekesini ortaya çıkarırız, ya da cüretini ‘sahiplik’ psikolojisinden alan çetelerin elinde topyekûn yok olup gideriz.

Dün bir gazetede okudum...

Tutuklu generallerden biri ‘içeri’den mesaj yollamış...

Ergenekon örgütüyle bir bağlantısı bulunmadığını, masum olduğunu, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağını, ‘yüce Türk adaletine güvendiğini’ söylüyor.

Mutlaka öyledir.

Mutlaka masumdur.

Dileriz gerçekler ortaya çıkar ve değerli emekli paşamız çok sevdiği özgürlüğüne kavuşur.

Fakat, ‘değerli emekli masum paşamız’ bazı sorulara açıklık getirmek zorunda.

Bu soruları kendi vicdanında yanıtlayacak.

Paşamız, hayatı boyunca parlamentonun yasama, siyaset kurumunun yönetme hakkına saygı göstermiş mi?

Hangi demeci, hangi sözü, hangi fiiliyle bunu pratize etmiş ve damaklarda hangi ‘demokratik lezzeti’ bırakmış?

Görev yaptığı dönem içinde kaç okul ve Kur’an Kursu baskını düzenlemiş? Bu baskınlardan kaç ‘mahkûm’ elde edebilmiş?

Kimleri fişlemiş yahut fişletmiş?

Bağlı bulunduğu karargáhın izni ve rızası hilafına kaç gizli toplantı gerçekleştirmiş? ‘Hayırsever derneklere teberru’ konusu gündeme gelmediğine göre, bu toplantılarda ne konuşulmuş?

Genel başkanlığını yaptığı dernek, Atatürkçü düşünceyi yaymak dışında, demokratik parlamenter sisteme karşı hangi ‘kitlesel eylem ve kalkışmalara’ öncülük etmiş?

Daha da önemlisi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur öymen’le niçin sık sık bir araya gelmiş?

Bir muvazzaf general, bir siyasi parti yetkilisiyle ne konuşur, ne paylaşır?

Bir de resim konusu var...

Değerli emekli masum paşamız medya organlarında da sık sık karşımıza çıkan bu resimde, Danıştay suikasti azmettiricisi olmakla suçlanan bir emekli subayla gayet ‘mesafesiz’ bir görüntü sergiliyor...

Bu subay, Susurluk olayında adı geçen Veli Paşa’yla da aynı karede yakalanmıştı.

Peki, bu nedir?

Dediğim gibi, bu soruları önce kendi vicdanında yanıtlayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi