Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Başbakan Erdoğan’ın Gizli Konuşmalarını Yayınlıyoruz

Başbakan Erdoğan’ın Gizli Konuşmalarını Yayınlıyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından çok üzüntülü olduğu hissediliyor:

- Emine Hanım, bugün yine CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ipe sapa gelmez konuşmalarını dinledik mecliste. Çok zor tahammül ediyorum artık. Ona oy veren CHP’li seçmenler adına da üzülüyorum, kendi adıma da.

- Kendi adına mı?

- Tabii, Fenerbahçe’nin bir mahalle takımı ile maç yaptığını düşünsene. Kılıçdaroğlu ile aynı mecliste siyaset yapmayı kendim adına böyle değerlendiriyorum. Bana çok hafif geliyor doğrusu.

- İyi ya işte.

- Olur mu canım, ben rakibimin bile güçlü olmasını isterim. Sözünün eri olmasını isterim. Ona oy verenlerin kerhen değil, bilerek, isteyerek sandık başına gitmelerini isterim.

- CHP lideri nasıl oy alıyor?

- Atatürkçülük elden gider diye milleti korkutuyor. Bu korku olmasa Allahü alem barajı bile aşamazlar!


- Başbakanım eve bile arada sırada geliyorsunuz. İşiniz başınızdan aşkın, ne olur CHP’yi de kendileri düşünsün.

- Öyle demeyin Emine Hanım bu parti ana muhalefet partisi yani bizi denetleyecek olan parti. İyiliklere motor, yapabileceğimiz yanlışlara fren olacak parti. Senin anlayacağın otomobilin freni gibi.

- Yani CHP görevini yapmıyor diyorsunuz.

- Maalesef o yapmıyor, diğer parti MHP de ondan kalmaz acz içinde.

- Van depremzedeleri için yapılan 14 bin konutun açılışında içimden şunlar geçti. Cumhuriyet tarihinin bu emsali görülmemiş hizmetine de kulp takabilirlerdi.


- Ne diyebilirler ki, Halep orada ise arşın burada. Bu hizmete ancak alkış tutulur.

- Alkış mı? Evlerin saunası, fitness salonu yok bile diyebilirlerdi.

- Daha neler...
- İnan diyebilirlerdi. Adamlar yumurtaya kulp takmakta mahirler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 50 bin üniversite öğrencisine burs veriyordu, Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettirdiler. Üç yıl sonra da bu defa CHP milletvekili Mahmut Tanal, tekrar belediyeler burs verebilsin diye kanun teklifi verdi. Yani bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

- Sayın Başbakanım, onları böyle kabul et ve kendini daha fazla üzme. Ben başka bir şey soracaktım. Filistinli cesur yürek AHED Tamimi ile kahvaltı yaparken neler hissettin?

- O sofrada yalnız değildik.

- Başka kimler vardı?

- Kimler yoktu ki? Bütün Gazzeli çocuklar oradaydı, lokmalar boğazıma düğümlendi adeta. İnan, Tamimi de aynı duygular içinde idi. Bunu gözlerinden okudum. Yaşadıkları onu olgunlaştırmıştı. Sanki 10 yaşında bir çocuk değildi, onda ilk Filistinli kadın savaşçı Leyla Halid’i gördüm. Kurtuluş Savaşı böyle bir şey diye düşündüm. 7’den 70’e herkes seferberlik içinde idi. Toprakları Siyonist işgaline uğramış olan tüm Filistinliler çoluk-çocuk, kadın-kız-kızan işgale direnişin destanını yazıyorlar. İslam âlemininse adeta üzerine ölü toprağı serpilmiş. Bu devi uyandıramazsak daha çok mazlumun gözyaşı döküşüne şahit olacağız.

- Yani?

- Yani, bunu başaramadan ölürsem gözlerim açık gider.

- Başbakanım, ben Türkiye’yi iyi bir yere getirdiğinize ve vazifenizi en iyi şekilde yaptığınıza inanıyorum.

- Gemiyi bir kaptanın iyi sürmesi yetmez. Daha menzilimize varmadık. Türkiye’yi o noktaya götürünce rahat bir nefes alacağım. Bana göre daha yolun başındayız. Her gün sırtımda ateşten bir gömlekle dolaşıyorum. Bizim bazı dostlarımızın IMF’ye kredi verir hale gelmemizden ne kadar rahatsız olduklarını biliyoruz. Onların gönülleri ister ki Türkiye devamlı onlara el açan bir konumda olsun. Zira bilirler ki para olan, emir alır! Bak şu Yunanistan’ın durumuna, para veriyorlar, ama her şeyleri haciz altında. Hele biz bir de Osmanlı bakiyesiyiz. Bu yüzden 40 ölçüp bir biçiyoruz. Hata yapma riskimiz yüzde sıfır olmalı.

- Sayın Başbakanım, bunun mümkün olmadığını biliyorum, ama ne olur yarım saat kepenkleri indir ve hiçbir şey düşünme. Ellerimle sana bir köpüklü kahve yapacağım. Biliyorsun kahve dimağı dinlendirir.

- Kahveye evet, ama kepenkleri kapatmaya hayır, ben ve arkadaşlarım hedefe kilitlendik. Emine Hanım; bu yarışta Türkiye ipi en önde göğüslemeli.

- 10 dakika kahve molası.

..............

Sayın Erdoğan’ın evine böcek konulup dinlenmiş. Ben de oturdum yazdım, emin olun evinde Emine Hanımla başka şeyler konuştuğunu sanmayın. Adam; hiç şüphem yok ki, rüyasında bile Türkiye ile yatıp, Türkiye ile kalkıyor. Değilse, 90 yılın ihmalini yaşayan ve 70 cente muhtaç Türkiye bugünlere gelir miydi?

Yeni yıla da yeni umutlarla giriyoruz. Umulur ki, bu küresel yarışta muhalefet partileri de Erdoğan’a ayakbağı yerine yoldaş olsunlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi