Cemal Nar

Cemal Nar

Sitemde Haklısınız Efendim 1

Sitemde Haklısınız Efendim 1

Bir hayli zaman önceydi, bir mektup almıştım. Yazan Rahim Demirbaş isimli bir emekli meslektaşım idi. Epey şeyler yazıyor ve “gir internete bak” diyordu. Bu iddialı ve cesur tavır hoşuma gitti. Hemen “Google”ye “Rahim Demirbaş” yazıp tıkladım.

Maşallah alt alta bilgiler fışkırmaya başladı. Hatta görsel yayınlar bile vardı. Doğrusu merak ettim ve birkaç saatimi bunlara verdim. Gördüm ki müthiş bir haber, örnek bir olay, modern bir masaldı karşılaştığım.

Onun için yazılar ve dosyalar hazırlanmış daha önceleri. Sayfaları tıklayaeak açtım. Kimi ona “Bozkırın ortasında bir 'deli': Rahim Demirbaş” diyor (Nokta dergisi), kimisi de “Anıtı Ölmeden Dikilecek Adam Rahim Demirbaş” diyor.

Ama en dikkat çekici ve acı tespiti Alper Görmüş yazmış “Taraf”ta: “Rahim Bey’i hak etmemişiz...”

Konya’nın Ereğli ilçesinde yaşayan emekli matematik öğretmeni Rahim Bey mektubunda bize bilgi veriyordu yaptıklarına dair. İnanılmaz işlerdi bunlar.

“Artık sadece ‘kocakarı’ların yaşadığı, kişi başına yıllık gelirin 200 TL olduğu köyünde satın aldığı geniş arazide, 18 yaşında ölen oğlunun adını vermeyi tasarladığı bir orman ‘inşa’ ediyor. Issızlığın ortasında şimdiden 10 bin ağaç dikmiş bile. Hedefi 50 bin.”

Diyor ki: “Ben karanlığa ağlayacak adam değilim. Bir mum yakar, ışığına bakarım. Önemli olan kuru söğütten dilli düdük çıkarmak hemşerim. (...) Konya’dan orman şefi geldi. Dedi ki, hocam ağaçlar fevkalade büyümüş, orman literatüründe bu ağaç sekiz senede bu kadar büyüyemez. Ben de kendisine, ben ağaçlarımı öpüyorum, onlara şarkılar söylüyorum, dedim. Hakikaten de öyle oluyor. Ben geliyorum buraya, ağacı kucaklayıp öpüyorum ya, canlanıyor bir anda. Şu havuzdaki suyu sekiz kilometreden getiriyorum…”

Bütün bu bilgileri görünce bu macerayı tanıtmak için bir yazı yazmaya karar verdim. Ama düşündüğün bir şeyi hemen yapmazsan, gündem seni tutuyor ve uzaklara atıyor. Aklına geleni hemen şimdi yapmazsan, unutup gidiyor ve bir daha da kolay kolay dönemiyorsun ona. Zaman ve gündem seline kapılmanın böyle kaybedici yanı çok maalesef.

Velhasıl yazamadık Rahim Bey’i. Ama o bizi unutmamış ve takip etmiş hep. Beklediğini bulamayınca bir daha yazmış sitem ederek. Diyordu ki bu ikinci mektubunda:

“Değerli İnsan Cemal Hocam,

Belki bu yazımı okumayacaksınız, çünkü biz garipler pek hesaba alınmayız. Bizim yapmaya çalıştığımız işler önemsizdir. İlla kelli felli kişiler güzel şeyler yapar. Onun için ilgilenmeyi değmez.”

Haklısınız hocam. Siteminizde de çok haklısınız ve siz çok değerlisiniz.

“Şunu biliniz ki her şeye rağmen ben sizi seviyorum. Makalelerinizi okuyor um. Ülkenin yücelmesi ve birliğinin dirliğinin bozulmaması için çabalarınızın farkındayım. Özür dilerim belki sizi yanlış anlamış olabilirim. Bu çalışmayı duyurunuz ki benim gibi düşünenler moral bulup çoğalsın. Gençlerimizin parasını ve zamanını Madonnalar, Lopezler ve Gagalar alıp götürmesin. O kıymetlerin enerjisini ülkemizin kalkınması ve yücelmesi için kullandıralım,

Magazin haberlerinden duyuyoruz, birileri 18 yaşına gelen çocuklarına servet boyutunda paralar harcayarak otomobil alabiliyorlar. Halbuki o aracın bir alt modelini alsalar, aradaki parayı güzel ülkemin çölleşmesini önlemeye ayırsalar, çocuklarına daha iyi bir vatan bırakacaklar…”

Haklısınız hocam. Siteminizde de, tesbitinizde de çok haklısınız. “Marifet iltifata tabidir, iltifatsız meta zayidir” demişler büyükler. Çabanızı ve cihadınızı duyurmaktaki geç kalışımdan ötürü size özür beyan ederim, lütfen kabul buyurunuz efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi