LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Teröre sıfır tolerans, barışa şans!

Teröre sıfır tolerans, barışa şans!

-Lütfü Bey; devletin PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesine tepki olarak MHP lideri Devlet Bahçeli, “terörist faaliyetlerde bulunmak” suçlamasıyla hapiste olan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u ziyaret etti. Bu vesileyle MHP’liler ve de CHP’liler “Bir genelkurmay başkanı terörist faaliyetlerde bulunmaz” propagandasına hız verdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu olup bitenleri?

-İlker Başbuğ terörist faaliyetlerde bulundu mu bulunmadı mı buna mahkeme karar verecektir. Ancak MHP’lilerin, CHP’lilerin “Bir genelkurmay başkanı terörist faaliyetlerde bulunmaz” propagandası gerçekçi değildir.

Örneğin 12 Eylül darbesine zemin hazırlamak için o dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptıkları neydi? Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptıkları, darbe ortamı hazırlamak için terörü yönlendirmek, azdırmak değil miydi? Nitekim bunu Kenan Evren, “Aslında darbeyi daha önce yapacaktık; ancak şartların iyice olgunlaşmasını bekledik” diyerek itiraf etmişti. Bir genelkurmay başkanı da darbe ortamı hazırlamak için terörü yönlendirebilirmiş demek ki. Hadi bunu geçelim. Şimdi MHP liderinin hapiste olan eski genelkurmay başkanını ziyaretine gelelim. MHP’nin bu ziyaret vesilesiyle ve her vesileyle verdiği mesaj nettir. MHP “Kürt sorunu”nun siyasi değil askeri yöntemle çözüleceği kanaatindedir. Ancak bu sorunu çözmek için 30 yıldır uygulanan askeri yöntem 50 bin kişinin ölmesinden, yüzlerce milyar doların heba edilmesinden başka bir sonuç vermemiştir. Öyleyse bu sorunun çözümü için askeri yöntemde ısrar etmek, on binlerce insan, yüzlerce milyar dolar daha heba edilsin demektir. “Savaş sürsün, gençler ölsün” demektir! Nasıl olsa 30 yıldır süren bu savaşta hiçbir MHP yöneticisinin, milletvekilinin oğlu ölmemiştir. Hiçbir genelkurmay başkanının, paşanın oğlu da ölmemiştir. Nasıl olsa bu savaşta hep garibanların çocukları ölecektir. Ancak bu söylediklerim terörle mücadele edilmesin demek değildir. Elbette halkın dolaştığı yerlere bomba koyan, halkın bindiği belediye otobüsüne molotof atan teröriste hiçbir tolerans gösterilmeyecektir. Benim bu konudaki önerim özetle şöyledir. Teröre sıfır tolerans, barışa şans! Barışa şans verelim ki gençler gömülmesin, silahlar gömülsün!

MİLLETE 40 LİRA,MİLLETVEKİLİNE 4000 LİRA ZAM!

-Lütfü Bey; geçen hafta Meclis’te yapılan “yıpranma payı” düzenlemesiyle milletvekili emekli maaşlarına 4000 lira zam getirilmesi konusunu mutlaka konuşalım demiştiniz; buyurun neler söylemek istersiniz bu konuda?

-Hiçbir konuda bir araya gelemeyen milletvekilleri, kendi emekli maaşlarına 4000 lira gibi astronomik zam yapılmasında bir araya geldi. Milletin emekli maaşına 40 lira zam yapılırken, milletvekilinin emekli maaşına 4000 lira zam yapılması vicdansızlık değil mi? Hele de milletvekillerine bu zammın “yıpranma payı” adı altında verilmesi açıkgözlük, açgözlülük değil mi? Yıpranma payı bazı mesleklerde kabul edilebilir. Mesela maden işçileri gibi tehlikeli, zehirli ortamlarda çalışan bazı meslek mensupları için yıpranma payı kabul edilebilir. Ancak unutulmasın ki milletvekilliği bunlara dahil değildir. Her şeyden önce milletvekilliği bir meslek değildir. Nasıl oluyorsa meslek olmayan bir şeyin emekliliği oluyor! Bu da yetmiyor olmalı ki, milletvekillerimiz emekli maaşlarına “yıpranma payı” düzenlemesiyle 4000 lira da zam yapıyor. Ancak medya bunu milletten gizliyor. Çünkü bu düzenlemeden medya mensupları da kısmen yararlandırılıyor. Adeta milletvekili emeklilerine verilen bu zammın milletten gizlenmesi için medyaya rüşvet veriliyor! Ben de medya mensubu olmama rağmen vicdanım bunu kabul etmiyor. Bakın bugün Türkiye’de bir milletvekilinin maaşı bir asgari ücretlinin maaşının 17 katı. Oysa örneğin İngiltere’de bir milletvekilinin maaşı bir asgari ücretlinin maaşının 6, Fransa’da 5, Hollanda’da 4 katı. Milletvekillerimiz zaten dünyadaki milletvekillerine göre ayrıcalıklı vaziyetteyken, bu ayrıcalıklar daha da arttırılmamalı. Milletvekillerinin maaşıyla milletin maaşı arasındaki fark daha da açılmamalı. Milletvekillerimiz milletten alan değil, millete veren olmalı! Millete vermeyip milletten almayı düşünenler de milletvekili olmamalı! Hem ne demek milletvekillerine yıpranma payı? Acaba milletvekillerimizin neresi yıpranıyor? Yoksa birbirlerine sıkça küfrettikleri için dilleri mi yıpranıyor! Anlaşılan milletvekillerinin asıl vicdanları yıpranmış olmalı ki, vicdanın değil cüzdanın sesine kulak veriliyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi