Hasan Aksay

Hasan Aksay

Toplumunu kaybeden bireyin şaşkınlığı

Toplumunu kaybeden bireyin şaşkınlığı

 

Özgürlük kavramı gibi hayati bir kavram istismar ediliyor. Her ciddi yanlışı, birey özgürlüğü, birey hakları diye peşinen onaylayan, teşvik eden özel ekipler doğmuştur. Olmaması gereken çarpıklıklara karşı toplumun direnci kırılmaya, alışkanlık kazandırılmaya çalışılıyor. Toplumun, kendi değerlerini koruma refleksini tahrip edici sofistik mantıklarla baskı yapılıyor.
 
Birey özgürlüğünü, toplum değerleri aleyhine geliştirmek, toplumla beraber bireyi de uçuruma atar. Manevi ve ahlaki değerlerle güçlü bir toplum hayatı yaşama imkanı bırakmaz. İnsan, cemiyet halinde yaşamak zorundadır.
Toplumun birlik-bütünlüğünü, manevi değerlerin doğurduğu güven, saygı ve sevgi atmosferi sağlar. Manevi değerlerini kaybeden toplum, medeni yaşama hakkını da kaybeder. Değerlerine yabancılaşan, onları, “Mahalle baskısı” diye ilkel bir kıyafetle nesillerine aktaran millet, kendini kaybeder. Ana-babaya, “Öf” demeyi zillet sayan bir ahlak sahibi iken, nereye geldik: 17 yaşında lise öğrencisi, “Elindeki sigarayı at, dersine bak” diyen annesini bıçak darbeleriyle öldürüyor. Candan aziz bilinen evladı bu hale getiren toplumda insanlık mı kalır? Bu nankörlük, kimin eseri? Toplumun gafleti! İngiltere’de intihar, yüz binde 21,9… Korkunç. Rahmetsiz kalan toprak çölleşir. İslam ahlakı, topluma rahmettir. Kimyasallarla kirlenen ırmakta balık; ahlaken kirlenen atmosferde insanlık tehlikededir.
 
Eski rektör. CHP Antalya Belediye Başkanı, halka hizmet yerine, birey özgürlüğü diye, her yıl bira festivalleri düzenliyor. Para milletten, içe-içe genç ölüyor. Festivalci, “İçmesini bilmiyorsa ben ne yapayım?” diyor. Vahşet, bu kadar basit. Ahlaki kirlilik, idraki körleştiriyor.   
 
Çarpık özgürlük ve ucube işler, manevi atmosferi kirler. Ehliyetsiz makam ve imkan avcılarını besler. Çağ reklam çağı. “Köpeğin adamı ısırması değil; adamın köpeği ısırması haber oluyor”. Bir rektör de, cami yanına, kilise ve Yezidi mabedi yapacakmış? Biliyormuş öyle kimse yok. Ama? Nostalji desek? Böyle bir ucube tarihte yok. Eee… Budist, Hindu?.. Anarşiyle, kafa karıştırmakla gidilecek yer bellidir. Güven ve insanlık biter. Sevgilisini öldürüp, poşetleyip çöp kutusuna atarlar. Dünyayı yaşanır kılan insanlıktır. İman ve ahlakla kazanılan edeptir, saygıdır, sevgidir, güvendir. Ucubeler değil.
 
Allah, insanı, “Ekmel-i ve eşref-i Mahluk” fıtratıyla yaratmıştır. Bu yücelik, iman, haya, edep gibi ahlaki sorumluluklarla muhafaza edilir. Manevi ve ahlaki değerler yoksa, insanlık yoktur. Ceviz, kabuğunun içindeki, insanlık, ruhtaki ahlaktadır. Vücut, bütün güzelliği ve donanımıyla, geçici bir süre insana emanettir. Müslüman, iman, ahlak ve insanlık değerlerinin irade ve eylem sahibidir. İyiliği yaygınlaştırmak, kötülüğü engellemekle sorumludur. Bu imandır ki, o imkansız çağlarda İslam diyarlarında seyyahlar, dağ-çöl aşarak, hem de misafir edilerek diyar-diyar dolaşmış, Mekke, Medine’ye gitmişlerdir. Bugün de her ırk ve dilden milyonlar yalnız Hac’da, umrede, bir yaprağı koparmamak, tek kötü söz kullanmamak dikkati tam bir kardeşlikle kucaklaşır, yardımlaşırlar. Asr-ı saadetler, yalnız İslam ile yaşanmıştır.
 
Çıkar için işgal ettiği İslam ülkelerinde, zulümle kalmayıp, ölüye dahi pislik yapan Batı medeniyeti, “Askeri, düşmanın ekili arazisinden geçirdi” diye komutanını cezalandıran İslam medeniyetini anlayamıyor. Anlatmayı görev bilerek, hangi dilden anlıyorlarsa, gayretimizi artırmakla sorumluyuz.
 
Akıl, vicdan ve 15 asırlık tarihin şahitliği ile açıkça görülüyor ki, insanın, kendi şahsına, ailesine, toplumuna ve insanlığa karşı, hak-hukuk, sevgi ve saygıyla davranarak insani sorumluluklarını yerine getirmesi, güven iklimini doğurması, ancak İslam’la mümkün olmuş ve olacaktır. İnsanı, geçici dünya çıkarından kurtarıp Hakk’a, insanlığa yönelten; vicdanları arıtan, “Yaratan’a şükür” idrakinin zirvesine taşıyan yalnız İslam’dır.    
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi