Gökhan Özcan

Gökhan Özcan

Hayatımız filmmiş meğer!

Hayatımız filmmiş meğer!

Sonunda merakla beklenen iddianame açıklandı ve iki gündür hemen herkes binlerce sayfalık dokümanın içinde kaybolmuş durumda. Mahkeme 2500 sayfaya yakın bu iddiaları inceleyip karara bağlayacak. İşin o kısmına girme imkânımız yok. Zaten niyetim de o değil... Aslında konum Ergenekon da değil... Yine medya... Dosyanın içinde medya önemli yer tutuyor. Gazete sütunlarına ve televizyon ekranlarına yansıyan gündemle, yansımayan gündem arasında uçurumlar olduğu anlaşılıyor. Sanki bugüne kadar yaşadıklarımız aslında bir filmmiş ve biz şimdi elimize bir senaryo tutuşturulunca bunu fark ediyoruz. Şaşırıyoruz; çünkü yaşadığımız şeylerin senaryo icabı sergilenmiş bir kurgunun eseri olduğunu fark etmek ürkütücü. Mahkeme, iddianamenin iddialarının doğruluğuna hükmederse, yakın tarih adına bildiğimiz bütün formüller çürütülmüş olacak. Bu ülkenin karşıtlıklar yapbozu fena halde bozulacak. çatışmalar gölge boksuna dönüşecek. “Bu ülkede neler oluyor?” diye sorarak aslında zihinsel tuzaklara düşürüldüğümüzü anlayacağız. Yıllar boyunca gazetelerde okuduğumuz, haber bültenlerinde gözlediğimiz Türkiye'nin bir kurmaca olduğu gerçeğiyle yüzleşeceğiz.

Senaryonun onaylanması bir yana, varlığı bile gösteriyor ki hayatımız bir filmden ibaretmiş. Zihnimizin ne zaman gerçeğe yönelse senaryo devreye girmiş.

Bugün ortaya çıkan iddiaların gerçekliği onaylanırsa, bugüne kadar medyanın bugüne kadar önümüze gerçek diye koyduğu gündem maddelerinin yalanlığı da onaylanmış olacak. Medya bütünü içinde haberciden çok senarist bulunduğu anlaşılacak. Zihinleri şaşırtmaya, gidişatın yolunu değiştirmeye, gerçeklerin üstünü örtmeye amade insanların bu iş kolunda rahatça at koşturabildiği ortaya çıkacak. Yani tuzun koktuğu...

Ergenekon hadisesi artık yargı sürecinde... İddianamede ortaya çıkan medya manzarası ise bu süreçten bağımsız olarak medya faaliyeti gösterenlerin vicdanlarındaki mahkemeye taşınmalı bir an önce... Medya nasıl arınacak? Nasıl bağımsızlaşacak? Gerçeği ne zaman gerçekten aramaya başlayacak? Gücü ele geçirenin medyanın kontrolünü eline almasının önüne nasıl geçilecek? Medya meta pazarlıklarına malzeme edilmekten nasıl kurtulacak? Niyeti suç işlemek olanın kendine medya yapılandırması nasıl imkânsızlaşacak? Medya, Ergenekon mahkemesiyle eş zamanlı olarak bu muhasebeyi mutlaka yapmalı. çürük elmalar mutlaka ayıklanmalı. İşini dürüstçe yapanlar, sahtekârları bu âlemden kovmalı. Vicdanının sesine değil cep telefonunun sesine ayarlı kişilikler tasfiye edilmeli.

Medya faaliyetinin çerçevesinin artık görünmez hale geldiği, kirli ilişkilerin bu çerçeve içinde epeyce yer kapladığı rahatlıkla görülebiliyor. Medya adaleti konu olmayı bırakıp, adaletin tecelli etmesine hizmet etmeli.

Medya organlarının müşterisi konumundaki insanlar da kendi paralarıyla kendi zihinlerinin yalana yönlendirilmesinin hesabını sorabilmeli.

Türkiye'de her şey çok çabuk unutuluyor, bu defa bize yalan satanlarla yüzleşmek zorundayız. Yüzleşmezsek sonunda biz de yalan olacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gökhan Özcan Arşivi