Serdar Demirel

Serdar Demirel

Boşuna uğraşıyorsunuz çocuk sayısı artmaz

Boşuna uğraşıyorsunuz çocuk sayısı artmaz

Ülkenin genç nüfus sayısı alarm sinyalleri veriyor. Batı’nın içine düştüğü genç nüfus krizine biz de hızla sürükleniyoruz. Çok yönlü bir sorun bu. Hükümet haklı olarak telaşlanmış durumda.Bundan dolayı Başbakan Tayyip Erdoğan “üç çocuk” kampanyası başlattı. Öyle ki, Siirt Şehir Stadyumu’nda düzenlenen Dünya Kadınlar Günü programına katılarak orada yaptığı konuşmasında kadınlara; “Benim de vasiyetim en az 3 çocuk” dedi. Bunun kâfi olmadığını istatistik rakamlarla bildiğinden onun gönlünden geçenin; “Beş çocuk” olduğu da biliniyor.Açık kanaatimi söyleyeyim; insanlara, “Çocuk yapın” demekle kimse çocuk yapmaz. Öyle olsaydı Batı’da çocuk yapın diyen hükümetler başarılı olurdu. Maddi manevi bütün teşviklere rağmen çaresiz kalmazlardı.Singapor’u gezenler bilir; bu küçük ama hayli gelişmiş ülkede, meydanların en görünür köşelerinde çocuk yapmayı teşvik eden büyük afişler vardır. Hükümet anneliği cazip gösteriyor, çocuk yapan ailelere yardım yapacağını ve hamile olan kadınlara 6 ay maaşlı izin vereceğini vaad ediyor.Ama halk tınmıyor. Sokaklara bakmak bile bunun neden böyle olduğuna dair bir fikir vermeye yetiyor. Beden olarak Çinli olan Singaporlular zihin kodları olarak Batılılaşmışlar. Zihin kodlarının tabiî yansıması olan davranış biçimlerine baktığınızda İngilizce konuşan Batılılaşmış Çinlilerin varlık tasavvuru da, hayattan beklentileri de Batılılardan farklı değil. Ülkenin gururu olan modernleşmeyi yakalamışlar ama modernite, sonuçta bir paket program olduğundan, maddi kalkınmayla beraber ürettiği sosyal problemleri de ülkeye yığmış vaziyette.Çünkü modernite insan zihninin düşünme faaliyetini seküler kalıplar içine hapsetmekte, varlık tasavvurunu, hayattan beklentilerini “burayla / bu dünyayla” ve “şimdiyle / yaşanan zaman dilimiyle” sınırlamakta; insana senin cennetin de cehennemin de sadece yaşadığın bu dünyadadır fikrini zerk etmektedir. Dolayısıyla insanı bencilleştirmekte, bencilliği ona fazilet gibi göstermektedir.Hayatın merkezine evvelemirde kendisini yerleştirmiş bir insan, etrafındakileri de  bu merkezin maslahatının ve hedonik beklentilerinin birer nesnesi olarak konuşlandırmaktadır.Çocuk sahibi olmak maddi ve manevi fedakarlıkta bulunmayı elzem kılar. Kendini hayatın merkezine alan bu perspektif hayatını neden çocuklarına adasın ki? Çünkü modern insan maksimum seviyede ve mümkün olduğunca bedenini uzun ömürlü tüketmeye ve tüketime açık tutmaya teşnedir. Çocuk sahibi olmak önemli ölçüde bundan vazgeçmek demektir. Fazla çocuk demek, bu tasavvurda, bedenin fazla yıpranması, daha fazla zaman ve paradan fedakârlık yapmak manasına gelmektedir.   Bu modern insana irrasyonel gelmektedir. Üzerinde uzun uzun tahliller yapılabilecek bu basit gerçek, insanların fazla çocuk sahibi olmak istememelerinin en temel sebebini oluşturmaktadır.Sözün özü problemin temelinde varlık tasavvurunun aileye, çevreye ve en önemlisi Allah’a (c.c) karşı mesuliyet duygusundan arındırılması / zayıflatılması yatmaktadır. Bunu çözmeden meseleyi çözemezsiniz.İnsanımız bu noktaya Batılılaşmayı dayatan eğitim sistemi, buna ayarlı medya yayımları, az çocuk sahibi olmayı özendiren devlet politikalarıyla vs. varmış durumda. İnsanımızın kendisiyle, toplumla, kainatla alakalı tasavvuru maalesef darbe almış durumda. Önce bu tasavvuru tashih etmek, fıtri olana doğru ıslah etmek gerekmektedir.   Eğitim sistemi, kendimize has değer sistemiyle yapılandırılmadıkça bu problemi çözemezsiniz. İyi niyet yetmez, bencilleşen ve sadece idrak ettiği zaman dilimini mukaddes gören insanı gelecek tehditlerle amellere zorlayamazsınız. Bugünü tüketmeye koşullanmış insanı gelecek pek ırgalamamaktadır çünkü.    

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Serdar Demirel Arşivi