Yener Dönmez

Yener Dönmez

Bahriyeli mektubu

Bahriyeli mektubu

Ergenekon ve Balyoz gibi davalar karara bağlanırken, çeşitli istifalarla TSK’nın zirvesi yıpratılıyor. Oysa bu istifaların tamamının bu olaylarla değil çok farklı kişisel durumlarla ilgisi var.

Donanmada yaşanan benzer istifayla ilgili bir Bahriye mensubundan mektup aldım. Doğrusu her satırı son derece önemli olan mektubu, bozmadan yayınlamaktı. Öyle yapıyorum:

Bir Komutanın Hazin Öyküsü.

Zamanımızın en önemli modası VATANSEVER’lik. Peki siz ne kadar vatanseversiniz? Ulusalcılar kendilerini vatansever güçler olarak tarif ediyorlar. Eğer onlar vatansever ise peki sizler bizler neyiz? Birisi gelip size: “Ben bu vatanın ali menfaatleri ve selameti için senin anneni öldürdüm, karını taciz ettim, çocuklarını sindirdim, kardeşine de biraz işkence ettim derse ne yaparsınız? “Vatan sağolsun” mu dersiniz?

Vatansever Kuvvetler ve bu kuvvetlere lojistik destek sağlayan cemiyetler ve dernekler sırf vatan sevgisi ve kuvveti ayakta tutmak için yolsuzluk yapsalar, toplum mühendisliği yapsalar, onları ne kadar hoş görebiliriz?

Eski Donanma K. İyi bir vatanseverdi. Her fırsatta kendisinin ve altında çalışanlara “Tarihi Sorumluluklarını” hatırlatır, tarihin insanları yargıladığından dem vururdu. Yumruklarını sıkar, sesini toklaştırır ve etkileyici bir ses tonuyla gözünü insanlara diker ve işini yapmayanları levm ederdi. Gerçek bir vatansever! Peki vatanına bu kadar düşkün bir insan şimdilerde ne yapmaktadır?

Önceki Donanma Komutanı görevdeyken devletin kendisine tahsis ettiği konutta 70 adede yakın tavuk, horoz, hindi beslerdi. Komutanımız çok vatansever olduğu için kümes hayvanlarının da vatansever olarak yetişmesini istiyordu. Bu yüzden onlara, vatan borcunu ödemek için gelen askerleri bakıcı olarak görevlendirdi. Ne de olsa anneleri bu biricik kınalı kuzuları “yetiştirmiş ve bu vatana yollamış, al sancağı da teslim etmiş ve Allah’a ısmarlamıştı. İşte erler annelerinden aldıkları bu terbiye ve eğitim sayesinde kümes hayvanlarına vatan sevgisi aşılayacak ve vatan sevgisi ile pişen yumurtaları Nusret Paşam, değerli hanımefendi ve biricik kızları yiyerek vatan sevgisini içlerinde yeşertecekler ve gözleri de başka bir şey görmeyecekti.

Günümüzde her şeyin yemek üzerine bina edildiği ülkemizde, (ESKİ) Donanma Komutanı Nusret Paşa da kendine düşen payı (aslında nasibini diyecektim) alacak ve Vatan sevgisi ile yüreği çarpacaktı. Nitekim öyle de oldu. Başlangıçta hamaset dolu sözlerle personeline gaz veren Paşamın duyguları zamanla pörsümeye yüz tuttu. Artık ondaki vatan sevgisinin ve vatan borcunun karşılığı; çeşitli iddialar sebebiyle tutuklu olan asker personelin ailelerine yardım etmekti. Onlara bir bardak su verebilmek için dahi makamı dahil her şeyden vazgeçebilirdi. Yüreği tutuklu yakınlarının acısıyla yanıp kavruluyordu. Bu acıma duygusu, komutanı her geçen gün kurutmaya başladı. Kümes hayvanlarına ve organik yumurtaya olan sevginin tutuşturduğu vatan sevgisi, sonunda Paşayı istifanın eşiğine getirdi. Tutuklu 200-300 kişinin dul kalan eşleri ve yetim kalan çocukları;

• 1960 darbesinde ordudan atılan yaklaşık 4.000 Subay/Astsubay ile onların eş ve çocuklarını,

• 1982 darbesi öncesi ve sonrasında fali meçhule kurban giden ….genç delikanlıyı, hapishanelerde insanlara insanlığını unutturacak şekilde işkence gören …..vatan evladını, irticacı, solcu, sağcı yaftasıyla işini, aşını, gençliğini, sağlığını, huzurunu, hürriyetini vb. kaybeden yüz binlerce vatandaşını ve onların çektiği büyük acılar ile bitmek bilmeyen çilelerini,

• 28 Şubat post-modern darbesiyle birilerinin cebine giren ya da yok olan 400 milyar TL’yi, psikolojisi bozulan kadınları, işinden olan Subay/Astsb. dahil yüz binlerce insanı, dibe vuran ekonomiyi, kaybolan toplumsal barışı, yok olan milli serveti, kaybolan huzuru ve onun temeli istikrarı, vb. onlarcasını Komutana unutturdu. Aşk insanın gözünü kör edermiş. Hindi eti ve yumurtadan doğan eden vatan aşkı da Koskoca! Nusret Paşa’nın gözünü kör etti. Kendisine en çok ihtiyaç duyulan bir günde TSK ve DzKK’yı kaosa sürükleme pahasına ısrarla istifasını istedi. Verilmeyince de zorladı ve emekli olmakla zımmi tehditi savurduğu günlerde “Abdulhamit’in Binbaşısını istifa ettirdikleri gibi” kendisini de istifa ettirdiler.

İstifa etti ama, müstafi Komutan ne istifa ettiği gün, ne de ondan sonra istifasının karşılığını göremedi. Saygı ve hürmet beklediği kapılar yüzüne kapandı. Bel bağladığı gönüller bu riyakarlığa prim, istifaya da kıymet vermediler. Onlara göre köyden gelip Donanmanın başına geçen ancak köy hayatından bir türlü vazgeçemeyen Köylü Paşa, beslediği kümes hayvanları ile tabiatının gereğini yapmış ve haftada 1 koli yumurta sarısına tav olarak rütbesini ve makamını hak etmediğini göstermişti.

Huylu huyundan vazgeçer mi hiç?

Vatanseverlikten VATANSAVARLIĞA terfi eden Paşa istifasını verse de hala babasının çiftliği gibi Donanma Konutunun bahçesinde beslediği kümes hayvanlarının eti ve yumurtasıyla besleniyor. Devletin 4.000-5.000 TL masraf yaptığı Astsubayını yumurtaları toplatmak için görevlendiren Komutanın artık maskesi iyice düştü ve istifa etmesindeki vatanseverliğinin de iç yüzünü göstermiş oldu.

Paşam dikkat et! Sizi Donanma Komutanlığı’ndan eden yumurta aşkı başınıza başka belalar açmasın. Düşün artık Deniz Kuvvetlerinin ve milletin yakasından.

Artık Paşam iyi bir aile babası olacak umarız. Uğruna Deniz Kuvvetleri Komutanlığından vazgeçtiği biricik AYÇA’sının perişan derslerini, sistematik bir yaklaşımla kızına vereceği eğitimle düzeltecek ve uğrunda canını feda edeceği vatanı için hayırlı bir evlat yetiştirecek. Belki o zaman tarihin kendisini affedeceğini umabilir. Kimine göre “Tarihi Sorumluluk” böyle bir şey olsa gerek.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Yener Dönmez Arşivi