Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Komşuluk üzerine

Komşuluk üzerine

Kapı komşumuzdan değil, ülke komşularımızdan söz ediyorum..

Sınır komşusu olan illerdeki okullarda komşu ülke dillerini teşvik edelim.. Bulgarca, Yunanca, Rumca, Arapça, Farsça, Azerice, Gürcüce, Ermenice, Rusça, Çerkezce..
Mesela Mardin tarafından Süryanice de ders olmalı.. Çingene dili ve kültürünü araştıracak akademik enstitüler de kurulmalı mesela..

Sınır illerimizde, komşu ülkeye giden ana arterlerde trafik tabelaları aynı zamanda o ülke dilinde de yazılabilir..

İnşallah bir gün, bu toprağın kadim isimleri de uyduruk isimlerin yerini alır.. Tunceli yerine Dersim, Elazığ yerine El aziz, Mamüratül aziz mesela.. Diyarbakır değil, Diyarbekir..
Buna belediyeler karar vermeli..

Bir çok yerleşim bölgesinin adı halkın dilinde başka, resmi kayıtlarda başka..
Sınır illerindeki sivil toplum örgütleri, komşu ülkelerin sınır illerindeki STK’larla işbirliği anlaşmaları yapmalı. Ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel anlamda işbirliği geliştirilmeli..
Manevi bir fethe çıkmalıyız. Gönül fethine. Adalet, barış ve özgürlük havzası olmalı sınır boylarımız..

Yazın bizim öğrencilerimiz oraya, oradaki öğrenciler buraya gelsinler.. Sportif karşılaşmalar yapılsın.. Irkçılığa, faşizme, düşmanlığa karşı yeni bir anlayışla karşı çıkmamız gerek..

Peygamberimiz, bizi komşularımız konusunda uyarmaktadır..
Mesela, neden Yunanistan’daki kriz ile ilgili olarak onlara yardım elimizi uzatmıyoruz.
Yarın Rumlar içinde aynı şeyi yapabiliriz.

Atalarımız ne demiş: “İyiliğe iyilik her kişinin karıdır. Kötülüğe iyilik er kişinin karıdır”
“Komşularımızla sıfır sorun” sadece ideal olarak, kulağa hoş gelen siyasi bir slogan olarak kalmamalı. Bunun içini doldurmamız gerek..

Bölgede kavga edecek adam arayan bir sürü siyasetçi ve militan var.. Biz aynı yolda yürümeyelim.. “Bize bizden başka herkes düşman” anlayışı ile bir yere gidemeyiz.. Bu dışlayıcı, ötekileştirici, düşman arayan anlayış bizi yalnızlaştırmanın ötesinde, dış düşman bulamadığı zaman kendine iç düşmanlar üretir.. Dini, mezhebi, ideolojik, etnik, kültürel, siyasi, felsefi düşmanlar üretir..

Düşman arayana Şeytan ve nefsi yeter.. Şeytana savaş açmışsanız, Şeytanın askerleri de o kapsama girer.. İnsin ve cinin şeytanları da asıl şeytanın suç ortaklarıdır..
Bakın, bu kendine düşman arayan ulus devlet mantığı, resmi tarih, resmi din ve resmi ideoloji kalıpları ile bizi komşularımıza karşı düşman haline getirdi ise, onlar da bize karşı düşman bir nesil olarak eğitildiler..

Yahudilerin siyonizmi böyle bir şeydir.. Hıristiyanlar haçlı seferinden kalma bir kin ve öfkeyle büyüyorlar.. İslamifobia genlerine işlemiş.. Bunlar biyonik robot ya da bir terminator gibi yetiştirilmişler. Güzel sözle ve hikmetle bunları kazanmaya çalışmamız gerek. Bizi öldürmeye gelenler bizde dirilmeli..

Hatırlasanıza bizim ordumuzu nasıl bizim inancımıza düşman etmişlerdi.. Başörtüsü ve İmam Hatip düşmanlığı konusunda işi nerelere vardırdılar. Laiklik adına, irtica bahanesi ile şeriata bile dil uzattılar.. Bunlar bir İslam beldesinde oldu. Hıristiyan dünyasında İslam’a karşı çok daha fazlasının yapılmış olması sürpriz olmamalı.. Ellerinden gelse, İslam’a ve Müslümanlara karşı topyekun bir savaş başlatacaklardı..

Onlar bizi de kendileri gibi düşünüyorlar. Elimizden gelse onları bir kaşık suda boğacağımızı düşünüyor olabilirler..

Biz de eğer onlar gibi davranacaksak onlara, onlardan ne farkımız kalır ki.
Hayır onlara bir sürpriz yapalım.. Onların akıl ve vicdanlarına hitap edelim ve oynanan kanlı ve kirli oyunu onlara anlatmaya çalışalım..

Onların hayallerini zorlayalım. Ön yargılarını kıralım.. “İnsanlık nedir, nasıl olurmuş” öğretelim. Yeni, öncü ve kurucu bir medeniyetinin müntesibleri olarak batının çağdaş karanlığına gömülmüş insanların ruh dünyasına küçük de olsa bir pencere açalım..
Sahi, ne bekliyoruz ki, kimle neyi pazarlık yapacağız.. Trafik levhalarını değiştirmek o kadar zor mu?

Üniversitelerde komşu ülke ve halkların dil ve kültürleri üzerine araştırma enstitüleri kurmak niye bu kadar zor olsun. Ortak çalışma grubları oluşturulsa, misafir öğrenci ve öğretim üyesi, ortak kültür etkinlikleri ve yarışmalarla ilişkilerimizi geliştirsek ne olur sanki..

Birbirimize rağmen değil, birlikte bölge kalkınması ve barışı adına bir çok başarıya birlikte imza atabiliriz. Barış savaştan daha ekonomik, kolay ve güzeldir.

Halklar arası ve kültürlerarası savaşla beslenen ırkçı, militarist kadrolara ve  darbecilere inat, yaşasın barış.. Yaşasın özgürlük..

Bu arada Nevruz kavga için değil, barış için bir vesile olsun.. Selam ve dua ile..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi