Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Birbirimizin aynasıyız

Birbirimizin aynasıyız

Taklit kendi içinde iki türlüdür.

_Bilinçsizce yapılan taklit

_Bilinçli olarak yapılan taklit

Birinci tür taklit genellikle çocukluk yaşlarda görülür ve sosyal çevreye uyum sağlamak için yapılan taklit türüdür. Çocuk, annesinin odasına girer ve onun giysilerini giyer onun gibi yürümeye çalışır. Ya da sabah kalktığında, büyüklerinden gördüğü gibi yüzünü yıkar, sofraya oturur... Bütün bunlar, onun çevresindeki insanların yaptığının aynısı taklid ederek geliştirdiği davranışlardır.

Çocuk taklit yöntemiyle öğrenme serüvenine devam eder. Bu öğrenmenin ilk adımlarıdır. Çocuk, okula gitmeden, yazıyı ve kitabı tanımadan etrafındaki insanları gözlemleyerek yaşadığı toplumu tanımakta ve nasıl yaşayabileceği konusunda bilgi edinmeye çalışmaktadır. Bu nedenle çocuğun taklit ettiği kişiler önemlidir. Aktif bir süreç olarak devam eden bu tekrar çocuğun iyi ve kötü kavramlarını öğrenmesine ve benimsemesine yardımcı olur. Bir Romalı Atasözü, “sözün yolu uzun, fakat örneklerin yolu kısa ve etkilidir” der. Bu sözün ne kadar geçerli bir söz olduğunu gündelik hayatımızda görmekteyiz.

İmam-ı Gazali, çocuğa doğru davranış modeli vermenin en etkili yolunun onu kötü örneklerden korumak olduğunu vurgular. Çünkü çocuk söylenenlerden daha çok gördüklerini modelleniyor ve bunları oyunlarına oradan da hayatına taşıyor. Bu nedenle çocuğa doğru örnek olmak saatlerce nasihat etmekten daha tesirlidir.

Çocuklar, davranışlarını yakın çevrelerindeki kişileri özellikle anne babayı taklit ederek kazanırlar. O halde çocuğumuzun dürüst, doğru sözlü, insanlığa faydalı bir insan olmasını istiyorsak, ona doğru örnek olmalı ve bunun bir sorumluluk olduğunu kabul etmeliyiz.

Bir insan, hayatı için gerekli olan bir çok bilgi ve deneyimi deneyerek ve modelleyerek öğrenir. Çocukluktan itibaren, bazen olumlu bazen olumsuz davranışlar geliştirerek, yerleşik şemalar edinir. Şemaların kazanılmasında ise çocuğun doğup büyüdüğü ailenin ve çevrenin büyük etkisi vardır.

 

YAŞANMIŞ BİR ÖYKÜ

“Küçüklüğünden beri kızıma yardımlaşmanın faydalarından bahsederim. Muhtaçlara yardımcı olmanın hepimiz için bir sorumluluk olduğunu her fırsatta anlatırım. Fakat geçtiğimiz yıl eşim iflas etti ve ailecek zor günler geçirdik. Bu zor günlerde kız kardeşim İHL okuyan kızıma burs vermeye karar verdi. Kardeşimin bu kararı bizi biraz rahatlattı. Kızım bir gün geldiğinde bana “ bu ay bursumun hepsini çektim ve yolun kıyısında tir tir titreyen yaşlı bir amcaya verdim. Çünkü kömür alacak parası yokmuş” dedi. O an kızımın servis parasını nasıl verebileceğimi düşündüm ve ona keşke şu kadarını verseydin “dedim. Kızım yüzüme baktı ve “ Ben Allah için verdim, gerekirse bu ay okula yürüyerek giderim” dedi. Bunun üzerine öteden beri kızıma anlattığımın aksi bir tavsiyede bulunduğumu ve kendimle çeliştiğimi hissettim ve ondan özür diledim.” ( M. Ş)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi