Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Kalbin çürümesi

Kalbin çürümesi

İbn Hacer el-Askalani el-Münebbihat isimli eserinde, Hz. Ebû Bekir’in (r.a) şu nasihatini aktarır:
“Sekiz şey, sekiz şeyin süsüdür:
İffet (istemekten çekinmek ve kendine ait olmayan mala el uzatmamak), fakirliğin süsüdür.

Şükür, nimetin/zenginliğin süsüdür.
Sabır, belânın süsüdür.
Hilm (halim-selim olmak, yumuşak huyluluk), ilmin süsüdür.
Tevazu (alçak gönüllülük: soru sormayı ve hatasını düzeltmeyi gurur meselesi yapmamak) öğrencinin (diğer rivayette asaletin) süsüdür.
Çok ağlamak, Allah korkusunun süsüdür.
Başa kakmamak, ihsanın (iyilik etmenin) süsüdür.
Huşû’ (sevgi ve ürperti duyguları içinde Allah’a boyun eğmek), namazın süsüdür.”

Tarihin her döneminde ve özellikle bugünün dünyasında yaşayan Müslümanlar için, kelimenin tam anlamıyla hayat ilkeleri niteliğindedir. Kur’ân ve sünnetten süzülmüş bu nasihatler çerçevesinde her müminin kendisini hesaba çekmesi gerekir: Gerçekten de, gönül fakiri olan varlıklılara karşın, maddi imkânları yetersiz olan iffetli fakir, dışarıdan bakıldığında zengin sanılan fakir ne güzeldir.

Yine varlıklı olup şükretmeyen ve şükrün gereğini yapmayan nankörlere karşın, herhangi bir nimete kavuşan kimsenin hâliyle ve kâliyle şükretmesi de ne güzeldir. Belâ ve musibetlere isyan etmeyip sabır ve metanet gösterebilmek, ne takdir edilesi bir erdemdir. Bilgisi ve malumatı ile kibirlenip böbürlenen nâdânlara karşın hilm sahibi âlimin ve tevazu sahibi talebenin asaletli hâleti ne büyük bir ahlâktır. Allah korkusundan çok ağlamaya gelince; bize bu nasihatte bulunan Hz. Ebû Bekir’in (r.a) Kur’ân okurken çok ağlamasını hatırlamak gerekir.

Es-Sıddîk olan Ebû Bekir’in (r.a) Kur’ân’daki ilahi ikazlar ve Allah’ın azap vaadi karşısında titreyen kalbine ve yaşaran gözlerine özenmek gerekir. O’nun (r.a) nasihatlerine devamla: iyilik yapan kimi insanların yaptığı gibi, başkalarına yapılan iyilikleri başa kakmak gibi vahim bir hataya düşmemek gerekir. İşte bu da iyiliğin/ihsanın süsüdür. Nihayet, namazın tezyinatı da huşûdur; Allah’a gönülden boyun eğmektir. Zira Müminûn suresinde (23/1-2) buyurulduğu üzere, “Ancak şu müminler kurtuluşa ererler ki onlar namazlarında huşu duyanlardır.”

Benzer bir nasihat de tabiîn âlim ve âbidlerinden Hasan Basrî’den (rahmetullahi aleyh) aktarılır:
“Kalp, altı şeyden ötürü çürür ve bozulur:
Tevbe ederim ümidiyle günah işlemekten...
İlim öğrenip, gereğince amel etmemekten (davranışlarda bulunmamaktan)...
Hareket ve davranışlarda içten ve samimi (ihlaslı) olmamaktan...
Allah’ın verdiği nimetlerden yararlanıp, şükretmemekten...
Allah’ın, yarattıkları arasında paylaştırdığı rızka râzı olmamaktan...
Ölüleri defnedip, onlardan ibret almamaktan...”

Tevbe, elbette Rabbimizin insana en büyük ikramıdır ve nasûh (samimi) tevbe, Allah’ın izni ile geçmiş günahları siler. Nitekim bir hadiste “Günahlarına tevbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir” buyrulur (İbn Mace). Ama tevbeyi hep erteleyip günah işlemeye devam etmek kalbi çürütüyor ki, bu çürümesi tehlikesine karşı çok dikkatli olmak gerekir. Günahları, özellikle de küçük günahları önemsiz görmek, sözgelişi mekruh olan bir şeyi yapmaya devam etmek, kalbin hassasiyetini köreltir ve çürüme başlar.

‘Büyük dağlar, küçük çakıl taşlarından oluşur’ diyen ne güzel söylemiş. İlmiyle amil olamayan için de ‘akmayan su kokar’ özdeyişini hatırlamakla yetinelim. Kokuşmaya başlayan kalp, ihlas ve samimiyeti yitirip bunun sonucu olarak nimetlere şükretmemeye ve Allah’ın lütfettiği rızık ve nimetlere şükretmeyi unutunca, çürümenin son noktası olan ölüm gerçekleşiyor. Ölü kalbin sahibi olan yaşayan ölüler, artık ölümden de ibret alamaz hale geliyorlar ki, Allah hepimizi muhafaza eylesin.

Peki, çürüyüp kararan, ölmeye yüz tutan bir kalbin alametleri nelerdir? Ârifler üç madde sayarlar:
Kişinin günahlarından ürperti duymaması.
İtaat ve ibadetlerin gönle lezzet vermemesi.
Nasihatlerin tesir etmemesi.
Rabbim cümlemize, günahlardan ürperen, ibadetin tadına eren ve nasihat alan bir kalp nasip etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi