Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“Cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür”

“Cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür”

Geçen gün bir mail aldım.. Bir okul müdürünün çığlığını size de duyurmak istiyorum. Şöyle diyor okurum, benim daha önce çıkan bir yazımdan yola çıkarak: “Sayın Dilipak, 08.03.2013 tarihli yazınızı okudum. Eğitimde yapılan yanlışlar üzerinde durmuşsunuz. Sizi gönülden tebrik ediyorum. Ben otuz yılı aşkın bir zamandır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği ve idarecilik görevlerinde bulundum. Şu anda (…) Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapıyorum. Sistemin sakatlığının farkındayız. Fakat kimse sistemi değiştirmeye veya düzeltmeye çalışmıyor. Okulların hali içler acısı ne sevgi var, ne saygı. Öğretmenler başta olmak üzere uygulanan bu yöntemlerle eğitimde kalitenin artacağına inanmıyor. Öğretmenler öğrencilere ders dinletemiyor, sınıflarda gürültü patırtı eksik olmuyor, Öğrenciye hiçbir yaptırım yok. Öğrenci bilse de bilmese de bir şekilde sınıfını geçiyor. Disiplin cezaları mükafata dönüşmüş durumda hiçbir caydırıcılığı yok. İlk ve orta okulda öğrenci çalışmadan bedavadan sınıf geçmeye alıştırılıyor. Liseye gelince aynı alışkanlığını devam ettiriyor. Test sorularını dershanelerde ezberleyerek birçoğu üniversiteye bile giriyor. Ama kafa tamtakır. sorgulayan, düşünen, yorumlayan tepki koyan, yanlışı düzeltmeye çalışan insana hasret kaldık. Tam bir ‘sürü’ yetiştiriyoruz. Ders kitaplarının hali içler acısı Lise edebiyat, Dil ve Anlatım kitaplarını lütfen bir alın inceleyin ne kadar sıkıcı, işe yaramaz metin, soru, bilgi varsa kitaplara doldurulmuş sanki birileri bu öğrenciler, Edebiyattan dilden nefret etsinler diye kitap yazmış, özellikle gayret sarf etmiş gibi. Lütfen siz sesimizi duyurmada daha etkilisiniz. duyurursanız bahtiyar oluruz. Saygılarımla..”

“Cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür” diye bir söz var biliyorsunuz. Bu ifadeler bunu doğruluyor..
Bu gidişe ortalığı diplomalı cahiller kaplayacak.. Diploma, öğrenmek, başarmak için değil, çoğu öğrenci için bir yere kapağı atabilmek için bir basamak hükmünde..
Benim iddiam şu. Yaklaşık bir asırdır devam eden baskılar sonucu, insanlar düşünmekten, okumaktan korkuyor..
Fikir suç, kitap suç aleti, düşünen adam potansiyel suçlu olunca başka ne bekleyebilirdik ki!
Dershane diye bir bela var başımızda, papağan gibi ezberlesin, üniversiteye girsin. İnsanlar boyu kadar test çözüyor nerede ise..
Bilgilerin çoğu yalan-yanlış şeyler. İnanarak okumuyor gençler. Cevabın doğruluğu değil, kendilerinden istenen cevap önemli..
Bana kalırsa bu çocuklar kitap görünce öğürmüyorlarsa iyi. Selülöz allerjisi olabilirler. Tiner bağımlılığı, matbaa mürekkebi kokusu ile başlıyor olabilir..
Liseye kadar çocuklar, bilim adamı mı olacak, usta başımı, vasıfsız işçi mi, belli değil.. Kim entellektüel zekaya sahip, kim matematik zekaya belli değil. Sezgisel durumu ne, kimin umurunda..
Okul gençleri biyonik robota, daha doğrusu sistematik geri zekalı hale getiriyor..
Mesela normal bir devlet okulunda dil öğrenemezsiniz.. Sanat da öğrenemezsiniz.. Nasıl oluyorsa, birileri imalat hatası ya da aile desteği, kişilik olarak aradan sıyrılıp çıkıyor.. Yoksa durum yukarıda anlatıldığı gibi.
İmam-Hatipler de eski İmam Hatip değil, onu da söyleyeyim..
Milli Eğitim “Milli” filan değil.. Her şeyin yeniden gözden geçirilmesi gerek..
Sendikalar, vakıflar, aileler yeniden ciddi bir şekilde bu konuya eğilmek zorundalar..
Korkunç bir ahlaki erozyon sözkonusu. İnternet artık gençlerin ruh sağlıklarını bozacak şekilde kullanılıyor..
Ne dil öğreniyorlar, ne de din. Ne tarihten, ne gelenekten, ne de dünyadan haberdarlar.. Çoğu öğrenci için durum bu.. İstisnalar her zaman sözkonusu.
Başarı da göreceli bir şey.. Pahalı okullar ve kurslarda göreceli bir başarıdan söz edebilirsiniz, ama orada da her şey piyasa kriterlerine göre bir başarı sözkonusu.. Hepsi o kadar..
Bazı aileler, bazı öğrenciler, bazı öğretmenler, bazı vakıf ve dernek yöneticileri durumun farkındalar. Onların özel çabaları ile bazı çocuklar aradan sıyrılabiliyor. Ama büyük çoğunluğun durumu içler acısı.
Bütün bunlar olurken korkunç bir para harcıyoruz. Büyük bir zaman kaybı sözkonusu.
Bu kötü gidişe birinin bir “dur”  demesi gerek! Yoksa, geleceğimiz olan gençlerimizi kaybederiz.. Ahlaki değerlerinden soyutlanmış bir gençlikten hayır gelmez.. Ne yolsuzluklarla başedebiliriz o zaman, ne de terörle.. Benden söylemesi.. Okul, öğretmeni, fiziki mekanı ve donanımı, ders kitabı ile yeniden inşa edilmesi gerekir. Ailelerin yeni bir anlayışla çocuklarına sahip çıkması, öğrencilerin de kendilerine bir çekidüzen vermesi gerekir..
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
17 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi