İki gündür fırtınalar koparılıyor. Niye? Milletvekilleri, kendi maaşlarını arttırmış, protokol düzenindeki sıralarını değiştirmiş, trafikte geçiş üstünlüğü almış vesaire vesaire.. Manşetler ya da sloganlar üzerinden konuşacaksak eyvallah, onu da iyi biliriz.. Ama burada sloganı atılacak bir mesele dahi yok. Tipik bir delinin kuyuya taş atması hadisesi.

MAAŞLARI ARTSAYDI KEŞKE

Önce meselenin esasını arz edeyim. Milletvekilleri maaşlarını falan arttırmış değiller. Ayrıca keşke maaşlarını arttırsalar. Bugün ne alıyorlarsa keşke üç katını alsalar. Milletin vekiline verdiği değer, aslına verdiği değerin bir yansımasıdır.. Neyse para işi zaten masada değil ya, olsa da sonuna kadar destekleyeceğim..

BU BİR YASA HAZIRLIĞIDIR

Bakın işin aslı şu. Milletvekillerinin çalışma esas ve usüllerini düzenleyen bir yasa yoktu bugüne kadar. Her türlü hak, sorumluluk, ödev, görev gibi unsurlar için ayrı ayrı yasa, tüzük ve yönetmeliklerle idare edilen bir mekanizmaydı milletvekilliği. Bugün verilen bu teklif, değişik kanunlarda ya da fiilen uygulamada olan pek çok hususun, tek bir yasa altında toplanmasından ibaret.. Ha, bu elbette yeniden bir yasa yazımıdır. Bugüne kadar yapılmamış düzenlemelerin de bu yasada olmasından ya da daha evvel yanlış uygulanmış bazı meselelerin yasayla düzeltilmesinden daha doğal ne olabilir ki? Mesela bir milletvekilinin protokoldeki yerinin, askerin önünde olması?.. Zamanın ruhunu daha iyi yansıtacak başka bir sembolik hamle geliyor mu aklınıza?

BİLEREK İTİBARSIZLAŞTIRDILAR

Bütün kavga, darbeci medyanın, atanmışlar üzerinden seçilmişlere karşı yıllardır yürüttüğü bir itibarsızlaştırma kampanyasının sonucu ortaya çıkıyor. Sivil-asker bürokrasi, ülkenin asıl sahibi olarak kendilerini görmüş yıllarca. Medya da onların basın ve halkla ilişkiler müdürlüğü gibi çalışmış.. Böyle bir ittifak kurmuşlar 27 Mayıs’tan beri.. Ve bu gelenek hiç bozulmamış.. Çakma güven anketlerinde asker hep ilk sırada çıkmış, millet iradesinin en yüce tecelligâhı olan meclis sonlarda.. Hatırlayın bu tertibi düzeni.. Bugün eski alışkanlıklarını sürdüren medyanın bağırtılarını duyuyoruz.. Ne zaman ilgilendi bu medya TSK içindeki özlük haklarıyla, erlerin komutan eşlerinin köpeğini gezdirmesiyle, ordu evlerinde vergilerimizle finanse edilen rakılarla?.. Peki ya bürokratların dokunulmazlıklarıyla, bulundukları konumu kullanarak ayrıcalık-imtiyaz arayışlarıyla ilgilendi mi?

Milletvekili, bakan, belediye başkanı için yıllardır aynı itibarsızlaştırma kampanyasını yürüttüler.. Bu maaş vesire tartışması da bunun halkla ilişkiler ayağı. Son tahlilde bu mesele tartışılırken sözüne itibar ettiğim bir gazeteci canlı yayında; “Genel Müdür ile milletvekili karşılaştırılır mı canım? Biri o koltuğa gelmek için yıllarca bürokrasinin çeşitli kademelerinde ter döküyor” dedi.. Yani? Yani milletvekili de kimmiş?

MİLLETVEKİLİ ÖNEMLİDİR

Milletvekilleri yeni yapılacak olan yasayla, daha evvel olmayan hangi haklara kavuşacaklar inanın bilmiyorum.. Ne yazılıyorsa hepsi olsun.. Daha da fazlası olsun.. “Her türlü tedavi imkanı”ndan yararlanacaklarmış.. Müsteşar için, müdür için de aynı hüküm söz konusu.. O neden rahatsız etmiyor sizi de milletvekilininki rahatsız ediyor?.. Trafikte imtiyazlı plakaları olacakmış.. Hadi vatandaş bilmeyebilir.. Gazeteciler de mi bilmiyor ki?.. Milletvekilinin zaten plakası imtiyazlıdır.. Sadece bu yeni yapılan yasaya girecek. Kırmızı pasaportu, milletvekilliği dönemi bittikten sonra da kullanacaklarmış. Bunun üzerinden ağır hakaretler yapan gazeteciler, gri pasaportla bilmem ne kupası finali için dünyayı dolaşıyorlar ya.. Onlara gri pasaportu sistem, istedikleri ülkede rahat rahat maç izlesinler diye mi veriyor? Milletvekili sivilleşen bir ülkenin sigortasıdır. Demokrasinin temsilcisidir. Böyle hakarete varan analizleri yapanların maksadı belli. Gaza gelmeyin. Kalın sağlıcakla.