Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Sevginin iflası

Sevginin iflası

“Eşim yoksul bir aileden geliyordu. Bana talip olduğunda bunu itiraf etmiş fakat çalışıp iyi bir ortam hazırlayabileceğini söylemişti. Ailem “çalışır ailesini geçindirir, çocuk saygılı biri” dediler ve evliliğimize rıza gösterdiler. İlk birkaç yıl hiç sorunumuz yoktu. Ama onun yükünü hafifletmek için çok fedakarlık yapıyordum. Annem terziydi ben de bu işi bilen biriydim. Birlikte küçük bir dükkan açtık ve çalışmaya başladık. Gece gündüz çalıştım. Ona yardımcı olabilmek için günlerce uykusuz kaldığım oldu. İki kız evladım olmuştu onların bakımını annem yapıyordu ben ise eşime destek veriyordum. Aradan yirmi yıl geçmişti çok sıkıntılar çekmiştik ama durumumuz düzelmeye başlamıştı. Tekstil sektörüne girdik ve buradaki işimiz tuttu. Ama artık eşim eski tanıdığım kişi değildi. Beni küçümsüyor ve kendisine layık biri olmadığımı söylüyordu. Zaten bu tavırlarından kısa bir süre sonra da iş ortamında tanıştığı bir bayanla evlendi. İhanet o kadar acı bir şey ki, tarifi mümkün değil. Sanki her şeyimi kaybettim. Hiçbir şeyim yoktu artık. Maddi olarak bir sıkıntımız yoktu ama ben sanki hiçbir şeye sahip değildim. Kendime ancak iki yıl sonra gelebildim…” (Ş. M)
Diyelim ki, kıt kanaat çalışmakta ve kazandığınız bütün parayı bir yatırım olarak biriktirmektesiniz. Bu size güven veriyor. Ama günün birinde hiç beklenmedik bir şey oluyor, evinize giren bir hırsız bütün birikimlerinizi alıp gidiyor… Peki ne hissedersiniz? Elbette büyük bir yıkım yaşar ve kaybettiğiniz paraya nasıl ulaşabileceğinizi düşünürsünüz. Tıpkı bunun gibi yıllarca sevgi yatırımı yaptığınız en yakınınız, sizi terk edip gittiğinde büyük bir yoksunluk duygusu yaşar ve olup bitenlere anlam vermeye çalışırsınız. Belki de hırsızın çaldığı parayı yeniden kazanmanız mümkün olabilir ama verdiğiniz sevgi ve emeğiniz ziyan edildiğinde bunu yeniden elde etmeniz kolay olmaz.
İhanetin her türlüsü insan üzerinde yıkıcı bir etki bırakır. Çünkü burada bir kayıp bir nevi iflas vardır ki, bunun zararı doğrudan gönül evinizedir. Böyle durumlarda değersiz yetersiz ve sevilmeye değer biri olmadığınıza inanır kendinizi suçlarsınız. Eşiniz, arkadaşınız ya da yakınlarınızla ilişkileriniz sevgiye dayanır ki bu belli bir zamanı, emeği ve çabayı da beraberinde getirir. Sevgi vermektir ama aynı zamanda almaktır da... İhanet ise keskin bir kurşun olur ve sizin beklentilerinizi umutlarınızı hayallerinizi delip geçer. O yüzden sevenin nefreti daha büyük olur derler. Bu sözü tasvip etmesek de insanın doğasında ihanete karşı öfke ve nefretle karşılık verme eğilimi vardır. En azından yeni duruma adapta oluncaya kadar bu böyle devam eder.
Yaşadığımız imtihan ne kadar ağır olursa olsun içimizdeki sevgi kaynaklarını kurutmamalıyız. Bunun için hayatı bütün yönleriyle kabul etmek ve affedici olmak gerekir. Nihayetinde bu hayatın içinde her şey zıddıyla kaim ve biz başımıza gelenlerin birer imtihan olduğuna inanır ve kabul ederiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi