Serdar Arseven

Serdar Arseven

Zannettiler ki, Recep Tayyip Erdoğan Tökezledi!..

Zannettiler ki, Recep Tayyip Erdoğan Tökezledi!..

Örgütün (GTÖ) dış destekli eylemleri, bir polisimizin katledilmesine, birçok polisimizin yaralanmasına, binlerce esnafımızın büyük zararlara uğramasına, kamu malının zarar görmesine, ülke ekonomisinin birkaç milyar dolar kaybetmesine sebep oldu ama…

Faydaları da yok değil.

Başta Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere birçok samimi vatan evlâdı, bazı sıkıntıları net olarak gördü.

Mesela…
Ergenekon, balyoz zihniyetinin tükenmediğini, bu kin ve nefret dolu örümcek kafaların milletten intikam almak için fırsat kolladığını gördük hep beraber.
En ufak bir fırsatta baş gösterdiler.
Son on iki yıllık değişim ve gelişim sürecinin gençlerimize sunduğu “depolitizasyondan” kurtuluş imkânını, köhnemiş zihniyetlerine alet etmeye çalıştılar.
Baas ajanları ile işbirliği yapmaktan çekinmediler.
Bu sürecin net olarak gösterdiği şu ki; operasyonlar hız kesmeden devam ettirilmelidir.
“Bitsin artık, yeter artık, operasyon operasyon nereye kadar, bu bir kan davasına dönüştürülmemelidir, Türkiye’de artık darbe olmaz, globalleşen dünya buna izin vermez!” yollu laflar safsatadan ibarettir ve darbeciler tarafından yaygınlaştırılmaktadır.

Evet, Türkiye’de “dışarıdan” açıkçası ABD’den yani İsrail’den emir gelmedikçe darbe olmaz!..
Peki emir gelmez mi?..
Pekala gelebilir!..
ABD, çıkarı için iyi ilişkiler kurduklarını satmasıyla ünlüdür.
ABD’nin her türlü satışa hazır olduğu, on günlük süreçte ortaya çıkmıştır!..
Hesaplar asla ve kat’a “Dış dünya izin vermez!” üzerine yapılmamalıdır!

Bu süreçte yapılması gereken, başlatılmış bulunan operasyonların hızlandırılmasıdır.
Gezi Parkı eylemlerini “yöneten”, “tahrik” eden unsurlar, hukukun el verdiği en ağır cezalara çarptırılmalıdır!..

Bununla birlikte, sosyal medya da tıpkı “yazılı basın” gibi “net” yaptırımlara tabi tutulmalıdır.
Bu alandaki hukuki düzenlemeler bir an evvel oturtulmalı, hiç kimseye toplumu, devleti, devlet görevlilerini hedef alma, hedef gösterme alanı bırakılmamalıdır!..

Bu süreçte, görülen sıkıntılardan biri de Yeni Türkiye’nin muhafazakar sivil toplum örgütlerinin zayıflığı ve pasifliği olmuştur.
(İstisnalar müstesna) muhafazakar sivil toplum örgütleri, hacimce büyümüştür ama reaksiyoner olamamıştır, hele aksiyoner hiç olamamıştır.
Buralarda birileri “rahata” ermiş, imkanlarını genişletmiştir ama bunların gelişmeye katkıları elde ettiklerinin çok gerisinde kalmıştır!..
Yine istisnalar müstesna, sivil toplum örgütlerimiz birer çiftliğe dönüşmüştür!..
Bunlar bırakın “alanlarda” etkin olmayı, sosyal medyada bile doğru dürüst yer bulamamışlardır!..
Bir sivil toplum örgütü bu çağda sosyal medyada - bile- rüzgar estiremiyorsa aslında yok hükmündedir!..
Bu milletin bir yerlere taşıdığı muhafazakar sivil toplum örgütleri silkinmeli ve kendine gelmelidir!..

Ve muhafazakar zenginler!..
İyice, iyice zenginleşenler!..
Bunlar da, huzur, istikrar ve güven ortamı sayesinde kazandıklarının bir bölümünü mesela “sosyal medya” organizasyonları için harcamalıdırlar!..
Tarla, arsa, arazi, imar, bina…
Yeter artık!..
Biraz da “sosyal” meselelere zaman ve kaynak ayırın!..

Ve ille de medya!..

Medya iktidarı desteklesin demiyoruz…
Sadece…
“Medya terörü desteklemesin!” diyoruz.
“Medya terörü destekleyemez!” diyoruz.
Ha bu arada, görevlilerine muazzam imkanlar sunan RTÜK ne yapar?..
Radyonun biri “İsrail’i protesto ettiğinde” cezayı basar, o kadar!..
Kanlı 1 Mayıs’ta polislerin kafalarını patlatan teröristlere canlı yayınlarda övgüler düzen televizyonlara, radyolara nasıl bir yaptırım uyguladı RTÜK?..
Hiç!..

Televizyonlarda, gazetelerde “AK Parti”nin bir yerlere taşıdığı dünya kadar adam var.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan akılları sıra biraz “sarsılır gibi” oldu ya…
Anında satış!..
Bunlara da dikkat edilmeli; iyi zamanda “Beraber yürüdük bu yollarda!” şarkısına gerdan kırarak eşlik edenler, kritik zamanlarda işte böyle satarlar!..

Ha bu arada; eylemler AK Parti teşkilatlarındaki “olumsuz havayı” biraz olsun dağıttıysa, bu yönüyle de faydalı olmuştur!..
Ne bu kardeşim, hep para konuşuluyor, hep para, hep para!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi