Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Oğlumuz Taksim'de çapulculuk yapıyor,kızınıza talibiz!

Oğlumuz Taksim'de çapulculuk yapıyor,kızınıza talibiz!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kuzey Afrika’dan döndüğünde Atatürk Havalimanı’nda başlayan 100.000 kişilik karşılama töreniyle Taksim Gezi Parkı eylemlerini planlayanlara ilk mesajını vermişti. “Beni yıkamazsınız, ayaktayım.” Ardından Adana, Mersin ve Ankara’da yaptığı gövde gösterisi ile bu mesajını daha da kuvvetli verdi. Ankara’da mesajlarını daha da açarak, bu savaşı açan ve Türkiye sathına yayan faiz lobisine “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek açıkça yüklendi. Geçmişte yüksek faiz sayesinde halkın kanını emen ve üretmeden kolay para kazanan mihraklarla açıkça bir düelloya girileceğinin ilk sinyallerini verdi. Borsada spekülasyonu yakalanacak olanların ümüğünün sıkılacağını söyleyen Erdoğan, bu kavgada faiz lobisi ile omuz omuza dayanışma içinde olan sanatçıları da hedef tahtasına koydu. Bence Başbakan Erdoğan, bu kavgada haklı ve öfkesinin dozu da bazı kesimlerin eleştirdiği gibi gereksiz yere yüksek değil, hatta az bile. Başbakan en son zeytin dalı uzatıp “Taksim’deki eylemleri bitirin, aksi halde anladığınız dilden konuşacağız” derken bir devlet olmanın, hem de köklü bir devlet olmanın gerektirdiği üslubu  kullanıyor. Taksim’deki çapulculara neredeyse “Gelin hükümeti siz kurun, aranızdan birini de başbakan yapın, ben de CHP olarak sizi destekleyeceğim” deme noktasındaki Kemal Kılıçdaroğlu, devlet adamı olma özelliğinden çok uzakta bir aşiret lideri gibi olaylara teşhis koyup, sandıkta bir türlü bileğini bükemediği Erdoğan’ı faiz lobisinin açık desteği ile ve bir çok sol marjinal grubu da yanına alarak “Acaba sokakta yenebilir miyim”in hesabını  yapıyor. İşte bu Nevzat Tarhan’lık kafa yüzünden borsada düşüş ve turizmde iptaller yaşanmaya başladı. Öyle ki “Taksim’deki eylemci gençleri alınlarından öpüyorum” diyerek onları suça teşvik eden bu kafa daha önce de Ergenekon Terör Örgütü’ne üye olmak için adresini aramıştı. CHP’li belediyeler de suç olmasına rağmen Taksim’deki bu isyancılar taburuna lojistik destek sağlıyor. Yiyecek, içecek ve tuvalet gibi insani ihtiyaçları onlar karşılıyor, kırma-yakma-yıkma, binaları ateşe verme gibi konularda gerekli tecrübeye sahip olan marjinal sol gruplar da gerekeni yapınca iş hayal kurmaya kalıyor: Taksim’i kullanarak şu AK Parti iktidarından nasıl kurtuluruz?

Bu arada üç büyük kulübün taraftarları, (Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray) çok büyük bir yanlışa imza atarak, spora siyaset bulaştırdılar. Takımlarının üniformaları ile Taksim’e çıkarak eylemcilere destek verdiler. Bu desteğin spor kulüplerinin adı ve renkleri kullanılarak yapılması bir çirkinlik olarak hafızalara kazındı. Beşiktaş’ın saygın taraftar grubu Çarşı Taksim’e 1000 kişi ile çıkarak tuhaf bir gelenek başlamasına sebep olmuştur. Çarşı Grubu’nun kurucusu ve saygın bir kişiliği olan Bülent Ergenç, Taksim’de Gezi Parkı’nda içki satışı yapılmasına karşı çıkmış ve kasığından bıçaklanmıştır. Allah’tan bıçak kalbe giden ana damara rastlamamış ve Ergenç, ölümün eşiğinden dönmüştür. İşte Taksim gerçeği, orada ne kadar eli boş, goygoycu varsa toplandılar ve her gün naklen yayın yapan televizyon kanalları ile adeta birer kahraman edasına büründüler. Hayatlarında iki koyun gütmemiş, işi gücü olmayan bu gençler için Taksim şu anda kaymaklı kadayıf! Ekmek elden, su gölden yaşayıp gidiyorlar. CHP’li belediyeler ve faizci taifesinden gelen 3 öğün yemek, içki gani, kız arkadaş olmazsa olmaz, müzik de var, ne alâ memleket. Yakmak yıkmak serbest... Ve Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nin kapılarını kıran isyancılar içeride bira içip, yaralı arkadaşlarını tedavi etmişler ve kız arkadaşları ile etmişler. Bu alçaklığı İstanbul’u işgal eden İngiliz ordusu bile yapmamıştı. Sonra da tövbe etmek için İhsan Eliaçık Hoca da hazırda bekliyor. Bir de şu Kasımpaşalı Tayyip olmasa Allah Kemal Kılıçdaroğlu’nu başımızdan eksik etmesin! Ünlü sanatçılar da her gün uğrayıp, destek mesajları veriyor, tüm Türkiye’de de televizyon sayesinde birer kahraman olarak itibar görüyorsunuz. Artık anne babanız size dünürcü gidebilir.

- Afedersiniz, oğlunuz ne iş yapıyor?

- Oğlum, Taksim Gezi Parkı’nda çapulcu. 4 kişilik bir de çadır kurdu. Yemek sıkıntısı yok. Düğün Taksim’in göbeğine yapılacak, sahneye de ünlü sanatçılar çıkacak. Nikah şahidi Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül ve iki çapulcu daha şahit olacaklar.

- Kim bu çapulcular acaba??

- Efendim ünlü müzisyenlerimizden Zülfü Livaneli ve Boyner Holding’in sahibi Cem Boyner! Doğacak çocuklar erkekse adı Taksim, kızsa Taksime olacak. Oğlumuzu Erdoğan’ı korkutup bir de sigortalı yaptırdık mı gayri sırtı yere gelmez.

- Ama biz dini nikah da isteriz.

- Lafı mı olur, onu da İhsan Eliaçık Hoca kıyacak. Oğlumuz, yakında Taksim Parkı’nda organik sebze meyve tarımı yapmayı bile düşünüyor.

- Vallahi başımıza devlet kuşu kondu, sizden iyisini mi bulacağız, verdik gitti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi